PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki ağır tecride ilişkin değerlendirmelerde bulunan kardeşi Mehmet Öcalan, “Demokrasinin beşiği olmakla övünen Avrupa, Kürt önderine karşı gösterdiği tutumla Türkiye gibi baskıcı bir devletten farkının olmadığını gösterdi. Nasıl ki 9 Ekim ve uluslararası komplolar boşa çıkarılmışsa tecrit politikaları da boşa çıkarılacaktır” dedi.
PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın Suriye’den çıkarılmasının üzerinden 20 yıl geçti. 15 Şubat 1999 yılından bu yana tutulduğu İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Ada Cezaevi’nde ağır tecrit altında yaşayan PKK lideri Abdullah Öcalan, 27 Temmuz 2011 tarihinden bu yana avukatlarıyla, 5 Nisan 2015 yılından buyana ailesiyle görüştürülmüyor. Öcalan’ın 9 Ekim 1998 yılında uluslararası bir komployla Suriye’den çıkarılıp Türkiye’ye teslim edilmesini ve 19 yıldan fazla bir süredir yaşadığı tecrit koşullarını kardeşi Mehmet Öcalan, Mezopotamya Ajansı’ndan Erdoğan Alayumat’a değerlendirdi.
‘Hiçbir önder bu muamele ile karşılaşmadı’
Öcalan’ın Suriye’den çıkarılmasından sonra tüm dünyanın kapılarını kapattığını hatırlatan Mehmet Öcalan, yaşanan bu durumu başta Avrupa ülkeleri olmak üzere tüm dünyanın kara lekesi olarak değerlendirdi. 100 yıl önce kanlı bıçaklı olan tüm Avrupa ülkelerinin Kürtlerin esaret altında yaşaması için dayanışma içinde olduğunu, 9 Ekim komplosu ile bu dayanışmanın tekrarladığını ifade eden Mehmet Öcalan, komplo ile Öcalan şahsında Kürt halkının özgürlük mücadelesini bitirmenin ve bir halkın varlığını tamamen yok etmenin hedeflendiğini söyledi. ABD ve Avrupa’nın Öcalan’ın Suriye’den çıkarılması için bir takım kirli pazarlıklara girdiğini, birçok Avrupa ülkesinin kendisine söz vermesine rağmen aylarca oyaladığını anımsatan Mehmet Öcalan, “dünya tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir süreci yaşadık. Tarih boyunca hiçbir önder bu muamele ile karşılaşmadı. Avrupa kendi yasalarını çiğneyerek böyle bir komploya imza atmıştır” dedi.
‘Kabul etmeyeceğiz’
Öcalan’ın Suriye’den çıkartıldığı koşullara da dikkat çeken Mehmet Öcalan, “90’lı yılların karanlığında tüm dünyada ciddi gelişmeler yaşanıyordu. Dünyanın birçok yerinden Avrupa’ya siyasi göçler yaşanıyordu. Herkese kucak açtığını iddia eden Avrupa, Kürt Halk Önderine yer bulamadı. Bu Avrupa için çok ağır ve utanç kaynağıdır. Biz bunu kabul etmedik, etmeyeceğiz. Demokrasinin beşiği olmakla övünen Avrupa, aslında Kürt halkına ve önderine karşı gösterdiği bu tutumla Türkiye gibi baskıcı bir devletten farkının olmadığını göstermiş oldu” diye konuştu.
‘AİHM ve CPT’nin hukuku İmralı’da yürümüyor’
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM), Abdullah Öcalan’a yönelik 2008 yılında gerçekleşen fiziki işkenceye ilişkin 27 Eylül tarihinde işkence yapıldığına dair “yeterli delil yok” diyerek verdiği karara tepki gösteren Mehmet Öcalan, “AHİM verdiği bu kararla komplonun halen devam ettiğini bir kez daha göstermiştir. Aynı zamanda AİHM’in bu kararı dünyada hukukun geldiği boyutu bir kez daha gözler önüne seriyor. AİHM ve CPT’nin hukuku İmralı’da yürümüyor. AİHM’in kararı hukuki değil, siyasidir. 3 yıldır görüşmeler olmuyor. AİHM neden bunu görmek istemiyor? Milyonların ‘benim irademedir’ dediği birine tarihte eşine rastlanmayacak denli ağır bir tecrit uygulanıyor. Bu politika 9 Ekim komplosunun bir devamıdır. Ancak ne yaparlarsa yapsınlar, Ortadoğu halkları kendi önderliği ile bütünleşmiştir. Nasıl ki 9 Ekim ve uluslararası komplolar boşa çıkarılmışsa tecrit politikaları da boşa çıkarılacaktır” ifadelerini kullandı.
‘Kürt sorunu Öcalan’ın özgürlüğüyle çözülür’
3 yıldan fazla bir zamandır Öcalan’dan bir haber alınamadığını, bunun ciddi endişelere yol açtığını dile getiren kardeş Öcalan, Türkiye ve Ortadoğu halklarına, uluslararası kurumlara, sol, sosyalist ve demokrasi güçlerine tecride karşı tutum almaları yönünde çağrıda bulunarak, “Başkan Apo Ortadoğu’da barış olmasını istiyor ve bunun önünde kimse duramaz. Önderliğin üzerindeki tecrit acilen kalkmalı. Ortadoğu ve Kürt sorunu önderliğin özgürlüğüyle çözülür” diye konuştu.