PKK Lideri Abdullah Öcalan’a uygulan tecride karşı devam eden açlık grevi eylemlerinin sahiplenilmesi gerektiğini söyleyen kardeşi Mehmet Öcalan, “Tecridin son bulması Kürt halkının özgürlüğe bir adım yaklaşması anlamına gelecektir. Bunun için daha fazla sorumluluk alınmalıdır” dedi.
Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkari Milletvekili Leyla Güven’in PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki ağırlaştırılmış tecridin son bulması için başlattığı açlık grevi 37’nci gününe girdi. PKK ve PAJK’lı tutukluların 10’ar günlük dönüşümlü açlık grevi de 2’nci grubun 7’nci gününde devam ediyor.
Açlık grevlerini ve PKK Lideri Öcalan’a dönük tecridi, kendisiyle en son 11 Eylül 2016 tarihinde görüşen kardeşi Mehmet Öcalan Mezopotamya Ajansı’ndan Erdoğan Alayumat’a değerlendirdi.
‘Halkımızın direnişi sınırsızdır’
Öcalan’ın üzerinde 20 yıldır ağır tecrit koşullarının devam ettiğini dile getiren Mehmet Öcalan, ancak son 3 yıldır ağırlaştırıldığını ifade etti. Cezaevlerinde gerek Leyla Güven’in gerekse diğer tutukluların başlattığı açlık grevinin çok önemli olduğunu dile getiren Mehmet Öcalan, bu kadar ağır bir yükün sadece dört duvar arasında olan tutuklulara bırakılmaması gerektiğine vurgu yaptı. Tutukluların yapabileceği en radikal eylemin bedenlerini ölüme yatırmak olduğunu belirten Mehmet Öcalan, “Ancak dışarıda olan halkımızın yapacağı direniş sınırsızdır. Zindanlarda bulunan tutsakların başlattığı eylemin daha çok sahiplenilmesi gerekiyor. Aksi takdirde geri dönülmez bir yola girilecektir” dedi.
‘Eylemler dört parçada yaygınlaştırılmalı’
Öcalan ile 2 yılı aşkın süredir hiçbir temasın olmadığını dile getiren Mehmet Öcalan, şöyle devam etti: “Önderlikle görüşülmeyen her gün, milyonlar için mücadele sebebi olmalıdır. Kendisinden 2 yılı aşkın süredir haber alamıyoruz. Sağlığı ve yaşamından endişeliyiz; ancak sadece biz bu endişeyi duymuyoruz, dört parça Kürdistan’da bulunan tüm Kürtler bu endişeyi taşıyor. Bu yüzden Önderlik için başlatılan eylemler, sadece tek bir parçada değil, Kürdistan’ın tüm parçalarında yaygınlaştırmalıyız. Önderliğin hayatı, bir halkın hayatıdır” diye konuştu.
‘Tecritle Kürt halkı yok edilmek isteniyor’
Devletin, Öcalan üzerinde tecrit politikasını ağırlaştırarak bir halkın taleplerini görmezden geldiğini aktaran Mehmet Öcalan, tecrit ile Kürt halkını imha etmek istediğini kaydetti. Öcalan’ın önemli bir şahsiyet olduğunu belirten Mehmet Öcalan, “Devlet, Önderliğe uyguladığı tecrit ile birden fazla şeyi amaçlıyor. Bugün, AKP amansız bir Kürt düşmanlığına soyunmuştur. Bunu da Önderliğe tecrit uygulayarak yapıyor. Önderlik üzerinde tecridin son bulması Kürt halkının ve Kürdistan’ın özgürlüğe bir adım yaklaşması anlamına gelecektir. Son dönemde AKP’nin Kürtler üzerinde uyguladığı politikaların boşa düşürülmesi, tecridin kırılmasıyla olacaktır” ifadelerini kullandı.
‘Sorumluluk alma zamanıdır’
2012 yılında başlayan açlık grevi eylemlerinden sonra ağabeyi ile yaptığı görüşmeyi hatırlatan Öcalan, “Önderlik zindanlarda bedenini ölüme yatıran tutsakların başlattığı eylemi anlamlı ve önemli bulmuştu; ancak dışarıda olan insanlar için ‘Kendi sorumluluklarını zindanlara bırakmasınlar’ demişti. Evet, bugün daha fazla sorumluluk alma zamanıdır. Bu yüzden hiç kimsenin sorumluluktan kaçmaya ne hakkı vardır ne de şansı var” diye konuştu. Leyla Güven ile birlikte Türkiye ve bölge cezaevlerinde bulunan tutukluların başlattığı açlık grevi eylemlerini selamlayan Öcalan, eylemlere karşı devletin saldırgan tutumunu kınadığını söyledi.