MED TUHAD-FED, infaz düzenlemesinin adil ve eşit bir şekilde yapılması için başlattığı imza kampanyasının sonlandırıldığını belirterek, “Mücadelemiz büyüyerek devam edecektir’ dedi
Med Mezopotamya Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Hukuki ve Dayanışma Dernekleri Federasyonu (MED TUHAD-FED), infaz düzenlemesinin adil ve eşit bir şekilde yapılması için başlattıkları imza kampanyasını sonlandırdıklarını duyurdu. MED TUHAD-FED, yaptığı yazılı açıklamada, dünya genelinde Kovid-19 sebebiyle birçok önlemin alındığı günlerde, tutuklu ve hükümlülerin de sağlığa erişim ve yaşam haklarının korunmasının son derece elzem olduğu konusunda duyarlı tüm kesimler tarafından fikir birliğine gidildiğini belirtti.
İran başta olmak üzere birçok ülkede tutuklu ve hükümlüler açısından affın gündeme geldiği, bazı ülkelerde af ve tedbir amaçlı alternatif önlemler alma yolu izlendiği hatırlatılan açıklamanın devamında, şu ifadelere yer verildi: “Bu süreçte Türkiye’de uzun zamandır gündemde olan ancak hayata geçirilmeyen infaz yasası, tekrar gündeme getirilmiştir. Demokratik kamuoyundan öneri ve fikir almaksızın hazırlanan taslak kanun Meclis’e sunulmuştur. Toplumun önemli bir kesimini temsil eden siyasi partilerin, sivil toplum kuruluşlarının ve odaların görüş ve önerileri dikkate alınmamıştır. Bizler aşağıda isimleri yazılı kurum ve kuruluşlar olarak, her türlü infaz yasasının adil ve eşit bir şekilde hayata geçmesi için, açık bir çağrı ile imza kampanyasını kamuoyuna deklare etmiştik.
‘Kampanya milyonların sesi olmuştur’
İmza kampanyamız salt imza amaçlı olmayıp; aynı zamanda bir çağrı ve toplumun beklentisine cevap olma önerisi içermekteydi. Amacımız bu olağanüstü süreçlerde yaşam hakkını gündeme getirmek infaz düzenlemesinde Meclis’in herkesi kapsayacak şekilde ele alınmasını talep etmekti. Cezaevlerinde yaşanabilecek salgın ihtimallerine karşın kaygılarımızı da dile getirmiştik.
Bu kapsamda kamuoyuna deklare ettiğimiz imza kampanyası devam ederken, taslak basına sızdırılmış, yapılmak istenen düzenleme Meclis’e sunulmadan tek taraflı kanun haline getirme yolu izlendiği anlaşılmıştır. Tüm bunlara rağmen imza kampanyamız tüm kesimlere ulaşmış, cezaevlerini temel gündem yapmıştır. Birçok bilim insanı, aydın, sanatçı kampanyaya güç katmışlardır. Yine gerek ülkede gerekse de ülke dışında kampanyaya destekler sunulmuştur. Aslında kampanya yarattığı etki ile cezaevlerini, yaşam ve sağlık hakkı ihlallerini tüm kamuoyunun gündemine girmiştir. Bu kampanya milyonların sesi olmuştur. Kampanya sosyal medya üzerinden yürütülen tag çalışmaları ile dünya gündemine girerek, aslında cezaevlerinin bu dönemde birincil gündem olması gerekliliğini gün yüzüne çıkarmıştır.
Hukuk mücadelemiz sürecek
Yayılan ve çok büyüyen kampanyaya rağmen, iktidar talepleri görmezden gelmiştir. Toplumun tüm kesimlerinden yapılan çağrılara cevap verilmemiş, uluslararası örgütlerin de çağrı ve kaygılarına cevap olunmamıştır. Yapılan düzenlemede gerek iç mevzuat gerekse de uluslararası mevzuat hiçe sayılmıştır. Aksine son dakikada çete ve tecavüzcülere cezaevlerinden çıkmanın yolunu açmıştır. Yapılan bu düzenleme ile siyasetçiler, yazarlar, gazeteciler ve düşünce suçluları kapsam dışında tutularak, kamuoyuna açık bir şekilde mesaj verilmek istenmiştir. Ancak, yapılan düzenleme kapsamında Türkiye Cumhuriyeti Anayasası bile hiçe sayılarak, yanlı, yetersiz bir yasa çıkarılmıştır. Bizler kampanyayı yürüten ve destekleyen tüm kurumlar olarak, infaz yasasının Anayasa Mahkemesi sürecinde de aktif bir şekilde mücadele ettiğimizi ve edeceğimizi, duyarlı tüm çevrelere duyurmak istiyoruz. İktidarın her türlü hukuksuzluklarına karşı mücadelemizi sürdürdüğümüz gibi, bu düzenlemeye karşı da hukuk mücadelemiz sürecektir.”
‘Bakanlık ve meclis görevini yapmadı’
Düzenlemenin yasalaşmasıyla imza kampanyasının sonlandırıldığı, kampanyanın muhatabı olarak Adalet Bakanlığı ve Meclis’in görevini yerine getirmediği belirtilen açıklamada, “Yaşam hakkının kutsal olduğunu, evrensel hukuka davet çağrımızı yeniliyoruz. Bilinmelidir ki, hukuksuzluk devam ettikçe, buna karşı demokratik mücadelemiz de büyüyerek devam edecektir” denildi.
DİYARBAKIR