MED TUHAD-FED “Sayın Abdullah Öcalan’a özgürlük, Kürt sorununa çözüm” şiarıyla Amed ve İstanbul’da gerçekleştirilecek olan yürüyüşlere katılım çağrısı yaptı
Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Hukuki ve Dayanışma Dernekleri Federasyonu (MED TUHAD-FED), 30 Eylül’de gerçekleştirdikleri kongrede yeni dönemde cezaevlerinde yaşanan hak ihlalleri ve sorunlara dair aktif mücadele kararı aldı. MED TUHAD-FED 2’nci Olağan Kongresi’ni, “İsyan ruhuyla tecridi kıracağız” şiarıyla gerçekleştirdi.
Federasyonun yeni dönem Eşbaşkanı Kerem Canpolat, tecrit, hasta ve infazı yakılan tutuklar için eylem etkinliklerini çoğaltacaklarını söyledi. Canpolat, bu eylemlerden birinin de DTK, DBP, TJA ile MED TUHAD-FED’in öncülüğünde “Sayın Abdullah Öcalan’a özgürlük, Kürt sorununa çözüm” şiarıyla 9 Ekim 1998’de startı verilen ve 25 yılını geride bırakan komplonun yıl dönümünde Amed ve İstanbul’da gerçekleştirilecek yürüyüş olacağını aktardı.
Hukuksuzluğun sınırı yok!
Cezaevlerinde çok ciddi problemlerin yaşandığını ve tutsakların haklarının ihlal edildiğini söyleyen Canpolat, “Ne kadar hukuksuzluk varsa şu anda Türkiye’deki bütün cezaevlerinde uygulanıyor. İnfaz kurulu adı altında bir kurul var, içinde savcının, başgardiyanların ve müdürlüğün olduğu bir kurul. Bu normalde hukuki bir kurulmuş gibi görünüyor ama bu kurul tamamıyla hukuksuzluk yapıyor. 30 yıl yatan bir insana çıkacağı zamanda ona ‘pişman mısın’ sorusu soruluyor. Bu insan zaten 30 yıl yatmasıyla duruşunu ve inancını göstermiş buna rağmen de sudan sebeplerle infazları ertelemeye devam ediyorlar” dedi.
Tecridin çoklu yansıması
İmralı uygulanan tecrit politikasının yansımalarının yansımalarına dikkat çeken Canpolat, “Tecridin sadece bir yansıması yok, birkaç yansıması var. Tecrit hem Türkiye’de hem de Ortadoğu’da birçok olumsuz gelişmenin de nedenidir” dedi. Kürt toplumu şahsında Türkiye’deki tüm toplum da tecrit altındadır. Genel anlamda Türkiye’de bir normalleşmenin oluşabilmesi için bir an önce tecridin kaldırılması gerekiyor. Bu insanların ne koşullarda yaşadıklarını bilmiyoruz, bir an önce görüşmenin sağlanması gerekiyor. Türkiye’nin psikolojik, siyasi ve ekonomik anlamda bir rahatlığa geçmesi için hemen tecridin kaldırılması gerekiyor. Bu anlamda bizimde tüm kamuoyuna çağrımızdır, tecride karşı duyarlı olmaları gerekiyor” ifadelerini kullandı.
9 Ekim komplosu
Cezaevlerin yaşanan hak ihlallerine ve tecride karşı hukuksal açıdan daha fazla mücadele edeceklerini söyleyen Canpolat, “Şu anki hukuksuzluğa sessiz kalmayacağız. Elimizde olan bütün hukuki argümanlarla hep birlikte mücadele edeceğiz. Bizim de bu konuda çalışma ve projelerimiz var. İleriki zamanda da bunu kamuoyuyla paylaşacağız. Aciliyetimiz daha çok ağır hasta tutuklulardır, kanser, diyabet olan tutukların infazlarının ertelenmesi için elimizden geleni yapacağız. İmralı sistemi var ve orada ne olduğunu kimse bilmiyor, bunun için de 9 Ekim’den başlayarak hem Türkiye’de hem de dünyanın diğer yerlerinde gündem de kalması için etkinlikler yapılacak” dedi.
9 Ekim’de Amed’de yapılacak yürüyüşün öneminin büyük olduğunun altını çizen Canpolat, “Toplumsal bir tecrit söz konusu. Kitlesel bir sahiplenme, yürüyüş olursa bunun karşılığı da tecridin aşılması olur. Biz buradan tekrardan bir çağrıda bulunuyoruz, bu konuda herkes duyarlı olsun. Türkiye’deki savaşın devam etmesinin nedeninin bir boyutu da tecridin devam etmesidir. Diğer boyutu da insanların buna duyarsız ve sessiz kalmasıdır. Bunun son bulması için 9 Ekim’deki bütün etkinliklere kitlesel katılımın sağlanması gerektiği çağrısında bulunuyoruz. Öcalan’ın sözünün halkın üzerinde etkisi var çünkü halk lideridir. Devlet bir an önce o yolu açmalı, avukat ve aile görüşünü sağlamalı” dedi.
Haber: MA/ Eylem Akdağ