Meclis’in 27’nci dönem 3’üncü yasama döneminde, infaz yasası, “çoklu baro”, bekçilere yetkiler, sosyal medya ve güvenlik soruşturması gibi Anayasa’ya aykırı ve hükümetin “can simidi” niteliğindeki düzenlemeler yasallaştı
Muhalefetin “sansür” yasası olarak tanımladığı “İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun Teklifi” Genel Kurul’da kabul edildikten sonra Meclis tatile girdi. Yeni yasama dönemi 1 Ekim’de başlayacak. Meclis’in 27’nci dönem 3’üncü yasama yılı pandemi sürecinde ve en tartışmalı dönemlerden biri olarak tarihi geçti.
1 Ekim 2019’da başlayan 3’üncü yasama yılında en yoğun zamanları 6 Kasım’da Plan ve Bütçe Komisyonu’na 2020 yılı Merkezi Yönetim Bütçesi’nin gelmesinin ardından yaşandı. Pandemi süreci ve sonrasında da muhalefetin karşı çıktığı birçok düzenleme kabul edildi. Meclis’in 1 yılını Mezopotamya Ajansı’ndan Diren Yurtsever derledi.
İnfaz yasası 86 saat sürdü
Bunlardan en önemlisi infaz yasası oldu. Pandemi gerekçesi öne sürülerek hazırlanan infaz yasası, yaklaşık 90 binin üzerinde kişinin tahliyesini sağladı. Genel Kurul görüşmeleri 86 saat sürdü. Siyasetçiler, gazeteciler, düşünce suçlularının İnfaz Yasası’nın dışında bırakılması eleştirilere neden oldu. Bu dönemde muhalefet Terörle Mücadele Kanunu (TMK) değişmeden hazırlanan düzenlemelerin eşitlik ilkesine ayrı olacağını belirtildi.
İnfaz yasası ile birlikte kadın ve çocuklara yönelik suç işleyenlerin bırakıldığı ve şiddetin olaylarının artacağı yönünde tepkiler ortaya çıktı. Muhalefetin “örtülü af” olarak tanımadığı teklif, Genel Kurul’da 279 milletvekilinin “kabul”, 51 milletvekilinin “ret” oyuyla kabul edildi.
Meclis’te 20’nin üzerinde vaka
Daha sonra Meclis, pandemi dolayısıyla çalışmalarına 17 Nisan’da ara verdi. Normalleşme adımlarının atılmasıyla birlikte 2 Haziran’da açıldı. Bu süreçte Meclis’te 20’nin üzerinde koronavirüs vakası görüldü.
Polisimsi bekçiler
Tatil sonrası Meclis’in ilk gündeminde bekçilerin yetkilerini genişleten yasa teklifi oldu. Bu yasa teklifi insan hakları örgütleri ve demokratik kamuoyu tarafından “polis devleti” olarak eleştirildi. İkinci yargı paketi ve Anayasaya Mahkemesi’nin “hak ihlali” kararına rağmen güvenlik soruşturması uygulamasını ön gören teklif daha sonra kabul edildi.
Çoklu Baro Yasası
Kamuoyunda “çoklu baro” olarak bilinen Avukatlık Kanunu’nda yapılan düzenlemelerin Meclis gündemine gelmesi sokakları hareketlendirdi. Yasa, Ankara, İstanbul ve İzmir’de birden fazla baro kurulacak olması, baroların etkisiz hale getirilecek olması ve AKP’nin kendi barolarını kurarak, yargının savunma ayağını da etkisiz hale getirecek olması tepkilerin odağıydı.
Teklifin komisyon görüşmeleri 52 saat sürdü.
Türkiye’nin dört bir yanında baro başkanları ve avukatlar “savunma yürüyüşü” yaparak Ankara’ya yürüdü. Polisin müdahalesi ve engellemesi altında baro başkanları Meclis önünde günlerce sabahladı. Türkiye Barolar Birliği (TTB) Başkanı Metin Feyzioğlu’nun, Genel Kurul görüşmeleri sırasında locada tek başına görüşmeleri izlemesi ise hafızalarda kalan görüntüler arasına girdi.
Sansüre devam
9 maddeden oluşan sosyal medya teklifinin Genel Kurul görüşmeleri de 1 gün sürdü. Muhalefet teklife ifade özgürlüğünü kısıtladığı, haber alma hakkını engellediği, kişisel verilerin korunması ile özel hayatın gizliliğini ihlal ettiği nedeniyle Anayasa’ya aykırı gerekçesiyle itiraz etti.
Torba kanunlar
AKP’nin yasa yöntemi haline gelen ve muhalefetin “çorba yasa” olarak eleştirdiği torbaya yasalar, 27’nci dönem 3’üncü yasama yılında hayata geçirildi. Bu dönem 9 ayrı torba yasa Meclis’te kabul edildi. M.Ö. 98 yılında Roma hukukuna giren Lex Caecilia Didia adlı yasanın ikinci maddesinde yazan “İnsanlar tek bir karmaşık yasada toplanmış, farklı konular hakkında bir sonuca varmaya zorlanamazlar” ifadeleri, bu dönem de akıllara geldi. Yine torba yasalar, “ya hep ya hiç” mantığı ile Meclis’in işlevsizleştirilmesine katkı sağladığı yönünde eleştirildi.
Bu torba yasaların içinde, Dijital Hizmet Vergisi Kanunu’nda düzenlemeler yaparak, “dijital hizmet vergisi” ile yeni vergi düzenlemesi vardı. Muhalefet dolaylı vergilerin yükünün yüzde 70’e dayandığını belirterek, yeni vergilere tepki gösterdi.
Pandemide halk yararına yasa çıkaramadı
İktidar milletvekillerinin, salgının yurttaşlara ekonomik hayatta yarattığı zararları gidermek iddiasıyla “salgına karşı önlem” paketi olarak Meclis’e getirdiği “Yeni Koronavirüs (Covid-19) Salgınının Ekonomik ve Sosyal Hayata Etkilerinin Azaltılması Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunu” kabul edildi.
Düzenleme, ücretsiz izne ayrılan, kısa çalışma ödeneğinden yararlanamayan veya işten çıkarıldığında işsizlik ödeneğine hak kazanamayan işçilere günlük 39,24 lira vermeyi sağladı. Muhalefet ise bu tutarı “sefalet ücreti” olarak tanımladı. Yasa ücretsiz izne çıkarılan ya da işsiz kalan işçilere aylık en fazla asgari ücretin altında bin 177 TL ödemeyi hükümleştirdi.
HDP’den protestolar
HDP, infaz yasası ve “çoklu baro” teklifi başta olmak üzere birçok düzenlemeyi Meclis’te çeşitli şekillerde protesto etti. İnfaz yasası, “infazda eşitlik istiyoruz”, “ayrımcı infaz yasasına hayır”, “eşit infaz yaşatır” yazılı dövizler açarak ve sıra kapaklarına vurularak protesto edildi.
HDP, “çoklu baro” teklifine ise baroların “savunma yürüyüşüne” dönük polis saldırısının olduğu fotoğrafları taşıdı. Görüşmeler sırasında HDP’lilerin Genel Kurul’da hep bir ağızdan Fransız filozof Molier’in “Görevimizi yaparken kimseye ne müvekkile ne hakime hele ne iktidara tabiyiz. Bizim aşağımızda kişilerin varlığı iddiasında değiliz. Fakat hiçbir hiyerarşik üst de tanımıyoruz. En kıdemsizin en kıdemliden veya isim yapmış olandan farkı yoktur. Avukatlar tarih boyu köle kullanmadılar ama hiçbir zaman efendileri de olmadı” ifadelerini yüksek sesle okuması hafızalarda kaldı.
CHP yine AYM yolunda
CHP ise infaz yasası, “çoklu baro” ve bekçilik yasasını Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) taşıdı. Sosyal medya düzenlemesini de AYM’ye götürmek CHP’nin gündeminde.
Rekor HDP’de, 401 dokunulmazlık fezlekesi
Meclis’in 27’nci dönem 3’üncü yasama yılına başladığı 1 Ekim 2019 ile 28 Temmuz 2020 tarihleri arasında Meclis’e toplamda 401 dokunulmazlık fezlekesi geldi. Bunlardan 354’ü HDP milletvekilleri hakkında hazırlanırken, 18’i CHP, 7’si AKP, 6’sı İyi Parti, 5’i MHP ve biri de TİP hakkında hazırlandı.
İradeye darbe
Meclis Genel Kurulu’nda 4 Haziran’dan AKP’li Meclis Başkanvekili Süreyya Sadi Bilgiç’in, Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve Hakkari Milletvekili Leyla Güven, HDP Diyarbakır Milletvekili Musa Farisoğulları ile CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu’nun kesinleşmiş yargı kararlarını okumasıyla vekillikleri düşürüldü.
CHP ve HDP kararı “darbe” olarak yorumladı. HDP kararı protesto etmek için “darbe var” dövizlerini taşıyarak, Meclis’ten Güven Park’a yürümek istedi. HDP’nin yürüyüşü engellenirken, polis milletvekillerine fiziksel müdahalede bulundu.
Vekilliklerin düşürülmesi, 2 Mart 1994 ve 4 Kasım 2016’te benzer şekilde vekilliklerin düşürülmesi ve tutuklanmalarından sonra 4 Haziran, Meclis’te 3’üncü “siyasi darbe” olarak tarihe geçti.
Şentop tekrar başkan
27’nci dönem 2’nci devrede görev yapacak olan Meclis Başkanı olarak Mustafa Şentop, 328 oy ile yeniden seçildi. Meclis Başkanlığı’na CHP Ankara Milletvekili Haluk Koç, HDP İstanbul Milletvekili Erol Katırcıoğlu, İYİ Parti Gaziantep Milletvekili İmam Hüseyin Filiz ile TİP Genel Başkanı ve İstanbul Milletvekili Erkan Baş aday oldu.
Meclis’te denetim azaldı
Parlamenter sistemden ayrılarak “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi”ne geçilmesiyle birlikte Meclis’te denetim azaldı. Verilen soru önergelerinin çoğu yanıtlanmadı ve gelen cevaplar da doyurucu nitelikte olmadı. Meclis’e 14 Temmuz 2020 tarihi itibariyle verilen soru önergesi sayısı 31 bin 264. Bu rakam içinde cevaplanan soru önerge sayısı ise yaklaşık 10 bin 128 iken, süresi içinde yanıtlanan önerge sayısı ise 3 bin 128.
En çok soru Cumhurbaşkanı yardımcısına
Soru önergelerinin en çoğu 6 bin 550 sayısı ile Cumhurbaşkanlığı Yardımcılığı’na verildi. Cumhurbaşkanlığı Yardımcılığı bu sayının 3 bin 998 sayısını yanıtlarken, 2 bin 721 tane önergeyi süresi geçtikten sonra yanıtladı. Cumhurbaşkanlığı Yardımcılığını, 3 bin 799 önergeyle Adalet Bakanlığı takip etti. Bakanlık verilen soru önergelerinden sadece 958’ini yanıtladı. Bu sayı içinden 880’ini süresi geçtikten sonra yanıtladı. 2 bin 745 önerge ise cevaplanmayı bekliyor.
Üçüncü sırada 2 bin 606 önergeyle Tarım ve Orman Bakanlığı yer aldı. Bakanlık önergelerin 197’sini cevaplamadı. Dördüncü sırada ise 2 bin 480 önergeyle Sağlık Bakanlığı geldi. Bakanlık 2 bin 7 önergeyi cevaplamadı. 412 önergeye cevap veren Bakanlık, sadece 52 önergeye süresi içinde yanıt verdi. Beşinci sırada ise 2 bin 343 önergeyle İçişleri Bakanlığı yer aldı. Bu sayı içinde bin 102 önergeyi yanıtsız bırakan İçişleri Bakanlığı, bin 126’sı süresi geçtikten olmak üzere toplamda bin 174 önergeye yanıt verdi.
En az soru ise Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’na soruldu. Bakanlığa 477 soru önergesi verildi. Bakanlık 394 önergeyi yanıtlarken, 74’ünü cevaplamadı.
En fazla önerge CHP’den
Muhalefet partileri arasında en çok soru önergesi veren parti CHP oldu. 28 Temmuz 2020 tarihi itibariyle CHP, 21 bin 905 soru önergesi verdi. CHP’nin 5 bin 905 önergesi cevaplanmazken 15 bin 639’u yanıtlandı. Yanıtlananlar içinde 13 bin 89’u süresi geçtikten sonra yanıtlandı.
HDP soruları cevaplanmadı
HDP, 6 bin 334 soru önergesi verdi. Soru önergelerinin 3 bin 881’i cevaplanmazken, bin 785’i süresi geçtikten sonra olmak üzere toplamda 2 bin 328’i yanıtlandı. Muhalefet partileri içinde soru önergeleri en fazla cevaplanmayan parti HDP oldu.
HDP’yi üçüncü sırada 2 bin 703 önergeyle İyi Parti takip etti. İyi Parti’nin bin 898 önergesi yanıtlanırken, 755 önergesi cevaplanmadı. Saadet Partisi 148, TİP ise 17 soru önergesi verdi.
AKP’nin soru sormadan biten bir yıl
MHP 858 soru önergesi verirken, bu önergelerin 558’i cevaplandı. AKP ise 27’nci yasama döneminde sadece 2 soru önergesi verdi. Bu önergelerden biri yanıtlanırken, biri yanıtlamadı.
ANKARA