Cengiz Holding’in, Küre’deki bakır madeninde ortaya çıkan kalkopirit konsantresini Mazıdağı’na taşıyarak siyanür havuzlarında ayrıştırıp altın, gümüş vb. değerli metal elde etmek istediği iddiaları güçlendi
Yusuf Gürsucu
Eti Bakır’ı alan Cengiz Holding, Mardin Mazıdağı’ndaki Bakır Metal Geri Kazanım ve Entegre Gübre Tesisleri’nde bakır piritlerini siyanür havuzlarında ayrıştırarak altın ve gümüş gibi değerli metalleri elde etmek istediği iddialarını destekleyen bulgular ortaya çıktı. 5 üniteden oluşan tesislerde fabrika çalışanları, altın ayrıştırmasına dair çalışmaların yapıldığını MA’ya açıklamışlardı. İşçilerden edinilen bilgilere göre; bugüne kadar hiç dillendirilmeyen bir siyanür havuzunun tamamlanmak üzere olduğu ve halkın da siyanürle altın ayrıştırılma yapılmasının holdingin birincil hedefleri arasında yer aldığı belirtiliyordu.
Eti Bakır Cengiz’e verildi
Yıllar önce kamu eliyle kurulmuş olan Eti Bakır’ın Mazıdağı fosfat tesisi AKP iktidarının desteği ile Cengiz Holding’e devredilmişti. Halka küfür etmesiyle tanınan Mehmet Cengiz’e ait ‘Cengiz Holding’, Mazıdağı Metal Geri Kazanım ve Entegre Gübre Tesisleri için 1 milyon 580 bin metrekarelik alanı işgal ederken çevresindeki köyleri göçe zorlamaya başladı. Eti Bakır’ın Samsun, Murgul, Küre ve Halıköy tesisleri de Cengiz Holding’e geçti. Mardin’de büyük bir alanı işgal eden holding; çevresel ve toplumsal etkileri umursamadan dağlar, dereler, tarım alanları, meraları ve ağaçları yok etti. Kirlilik ise Mazıdağı ile birlikte Mardin, Derik, Kızıltepe, Çınar ilçelerine kadar ulaştı.
İşçi zehirlendi iddiası!
Bin 500 kişinin istihdam edileceği iddia edilen tesiste, yaşamları alt üst edilen 2 köyde yaşayanların tamamının işe alındığı iddiası ise gerçek dışı çıkmıştı. Mazıdağı, ismini mazı yani meşe ağacından alan bir yer. Tesiste siyanür havuzları kurulurken, Karataş köyünde meşe ve alıç ağaçları şirket tarafından dinamit patlatılıp kepçelerle söküldü. Cengiz Holding yurttaşlara, “Evlerinizi ve meralarınızı boşaltın” tebligatları gönderdi. Tebligat sonrası madene yakın bulunan Karataş (Şemika) ve Kocakent (Tezne) köylerindeki yurttaşlar hukuk yoluna başvurdu. Holding, Kocakent’e giden köy yolunu toprakla kapattı. Mazıdağı Eti Bakır’da bir işçinin siyanürden dolayı zehirlendiği ve hastaneye kaldırıldığı iddia edilmişti.
Cengiz’e özel demiryolu
Diyarbakır ile Mardin Mazıdağı arasında yapılacak demiryolu hattının ihalesinde en düşük teklif elendi ve ihale 109 milyon lira fazla fiyatla Cengiz Holding’e verilmişti. TCDD’nin ‘Diyarbakır-Mazıdağı (Mardin) Demiryolu İltisak Hattı Yapım İşi’ başlığıyla çıkılan ihaleye, 380 milyon 615 bin TL teklif verilmesine karşın gelmiş. Cengiz Holding’in verdiği 489 milyon 637 milyon TL teklifin kabul edilmiş olması dikkat çekti. Hiçbir gerekçe sunulmayan bu işlemin Cengiz Holding’e verilmiş olması demiryolunun Eti Bakır’a yoğun olarak bakır piriti taşınacağını ve bu yolun yapılma nedeninin ise Eti Bakır’a özel bir yol olduğunu gösterdi.
Elini cebine sokmadı!
Cengiz Holding’e Mazıdağı’ndaki söz konusu tesis için sağlanan desteklere dair kararname çıkarıldı. Resmi Gazete’de yayımlanan kararnameye göre yaklaşık 2.9 milyar TL’lik bu yatırım için holdinge şu destekler sağlandı: “Gümrük vergisi muafiyeti, KDV istisnası, KDV iadesi, sıfır kurumlar vergisi, azami tutar olmadan 10 yıl boyunca sigorta primi desteği ve 250 milyon TL’yi aşmamak üzere kredi kullanım tarihinden itibaren 10 yıl faiz desteği.” Mardin Mazıdağı’ndaki entegre gübre tesisi için hazırlanan teşvik kararnamesine, 1081 km mesafedeki Kastamonu İnebolu Limanı, 900 km mesafedeki Samsun Limanı ile Dilaver Barajı su hattı ve doğalgaz boru hattında yapılması gerekli yatırımlar da dahil edilmişti. Bu yatırımların birbiriyle ilişkilendirilerek, proje bazlı teşvik kararnamesine dahil edildi. Albayrak bu süreçle ilgili yaptığı yazılı açıklamada, “Eti Bakır A.Ş’nin Mardin ilinde kuracağı tesisin hammaddelerinden birisi Kastamonu ilindeki tesislerde üretilmektedir. Bu kapsamda, söz konusu maddelerin transferine dair gerekli liman yatırımları, revizyon ve modernizasyon çalışmaları da yatırım kapsamına dahil edilmiştir” sözleri, holdingin elini cebine sokmadan Mazıdağı’nı ve çevresini yok edecek olan tesisi büyüttüğünü gösterdi.
Cengiz: Pirit kavrulmalı
Kastamonu’daki limanın bu yatırım kapsamına alınmasının nedeni “oradaki tesislerde üretilen bir hammadde” ise yine “aynı yatırım kapsamına alınan Samsun Limanı, Dilaver Barajı su hattı ve doğalgaz boru hattının Mazıdağı’nda yeni yapılan tesisle bağlantısı nedir” sorusu gündeme geldi. Cengiz Holding sorulan sorulara verdiği yanıtta, “Söz konusu hammadde, Küre’de çıkarılan ‘pirit’ cevheri. Metal geri kazanım sürecinde kullanılan ‘piritin kavrulması’ gerekiyor. Eti Bakır Küre madeninden sağlanan pirit cevheri, yapılacak boru hatlarıyla İnebolu Limanı’na taşınacak. Buradan da denizyolu ile önce Samsun’a, ardından demiryolu ile özel vagonlarda Mardin Mazıdağı’na getirilecek. Tesislerin diğer ihtiyaçları olan su ve doğalgaz ise bölgede yapılacak DSİ Diyarbakır Dilaver Barajı ve Bismil-Mardin doğalgaz boru hattından temin edilecek” diye belirtmişti.
Pirit için siyanür liçi
‘KÜRE piritli bakır cevherlerinden kobalt, bakır, altın ve gümüşün hidrometalurjik süreçlerle kazanılma olanakları’ başlığı ile MTA tarafından desteklenen bir akademik bildiride (*), Klorlayıcı Kavurma ve Liç önerisi yapılmaktadır. Bildiride, bakır piritleri seyreltik asitte liç edilerek demirdışı metallerin çözündürüldüğü yer almaktadır. Bu yöntemin sakıncaları olarak ise, sülfatlayıcı ve klorlayıcı kavurma süreçlerinde soy metallerin eldesi için siyanürleme işlemine gereksinim bulunduğu ve elde edilen sonuçların bakır piritlerinden kobalt, altın ve gümüşün ayrıştırılarak elde edilme yönteminin başarılı olduğu belirtilmektedir. Aşıköy ve Bakibaba yataklarındaki cevher rezervi ile Cu, S, Co, Au, Ag tenörleri yüzde 80 verimle, yüzde 15 Cu tenörlü kalkopirit konsantresi üretileceği bildiride yer almaktadır.
Gümüşhane Bakır İşletmesi
Bakır madenlerinde ortaya çıkan piritlerden altın ve gümüş elde edildiği biliniyor. Gümüşhane’nin merkeze bağlı Karamustafa köyünde bulunan Yıldız Bakır Madencilik Sanayi A.Ş’ye ait bakır madeni işletmesinde bozundurma tankından atık barajına taşıma yapan boru koptu. İki saat boyunca atık barajına akması gereken zehirli (siyanür) su maden sahasına yayılıp dereye karışmış ve ardından yüzlerce kişi hastanelere başvurmuştu. Yine Gümüşhane’de Koza Altın Madeninin siyanürlü atıkları Hurşit Çayı’na karışmış ve binlerce balık yaşamını yitirirken sudan yararlanan halk yine hastanelere taşınmıştı.
Kıbrıs’ta bakır endüstrisinin geçmişi
ABD’li Kıbrıs Maden Şirketi (CMC) 1913-1974 yılları arasında çalışmış ve ardından yaşanmaz bir alan bıraktı. 1974 yılında CMC’nin kapatılması sonucunda geride kalan 10 milyon tonluk maden atığının çevreye verdiği ve vermeye devam ettiği zarar ciddi boyutlarda sürmektedir. Bölgenin ekolojik yapısı bozuldu, suyu içilemez bir duruma geldi. Kirlilik deniz canlılarını etkiledi. Maden tozundan meyve ağaçları zarar gördü. Gemikonağı içerisinde hurda olarak duran demir yığınları ve tepeler oluşturan maden atıkları, insan sağlığı ile çevreye büyük zararlar verdi.
Nükleer atıklar için alan mı?
Türkiye’de AKP iktidarınca çıkarılan ithalat yasa ve yönetmeliklerle her türden atığın ithal edilebilmesi yasal hale getirildi. Bu atıkların içinde nükleer atıkların da olduğunu İzmir’de bir kurşun fabrikasında ortaya çıkan atıklardan anlayabilmek mümkün. Mersin Akkuyu Nükleer Santrali için yapılan anlaşmalarda nükleer atıklar meselesi muğlak bırakılmıştı. Bir dönem İran’ın uranyumuna bekçilik yapmaya kalkışan iktidarın Toros Dağları’nda yer baktığı basına yansımıştı. Tüm bu gelişmeler bölge kentlerinin ve doğasının bir sömürge anlayışıyla ele alındığını ve atık alanı haline getirilmek istenebileceğine işaret ederken, maden sahasının yakın gelecekte atık deposu olma ihtimalini ortaya çıkarıyor.
*Bildiri adresi: http://www.maden.org.tr/resimler/ekle
r/d4f95bf53bba28f_ek.pdf