Mayıs’ta Yaşam Kooperatifi gönüllüsü Buse Mine, kooperatifin Nisan ayından beri göçmenler için eğitim çalışmalarına başladıklarını ifade ederek GGM’lerde yaşanan hak ihlallerini aşmaya çalıştıklarını söyledi
AKP-MHP iktidarı, başta Kürt halkı olmak üzere ezilen tüm halklara yönelik asimilasyon politikalarını her dönem derinleştirerek sürdürüyor. Tüm bu politikalara karşı ise 1999 yılında, “Eğitim için Dayanışma” adıyla yola çıkan “Mayıs’ta Yaşam” ağı, 2002 yılında da İstanbul Ataşehir’deki 1 Mayıs Mahallesi’nde kooperatif kurarak çalışmalarını güçlendiriyor. Mayıs’ta Yaşam Kooperatifi, devletin “böl-parçala-yönet” politikasına karşı başta göçmenler olmak üzere ezilen tüm halkları, birlik ile beraberliği savunan ve dayanışmayı büyüten bir noktadan çalışmalarıyla alternatif bir yaşam örüyor.
Kooperatifin gündeminde iktidarın sık sık mülteci ve göçmenleri hedef alması, kadınlar ile çocukları Geri Gönderme Merkezleri’ne (GGM) göndererek yaşamlarını tehlikeye atması da yer aldı. Kooperatif, 15 Nisan itibariyle göçmenler için eğitim çalışmalarına başladı.
4 milyon 893 bin 752 göçmen Türkiye’de
Göçmen verilerine bakıldığında ise Göç İdaresi Başkanlığı 2023 yılı verilerinde Türkiye genelinde göçmen sayısının 4 milyon 893 bin 752 olduğunu açıkladı. Yapılan açıklamada, bugüne kadar yabancı sayısının Türkiye vatandaşı sayısına oranla yüzde 20’yi aştığı, bin 169 mahallenin yoğunluğunun azaltılması amacıyla yeni yabancı kaydına kapatıldığı, İstanbul’da kapalı mahalle sayısının ise 54 olduğu kaydedilmişti.
Uluslararası Göç İstatistikleri, 2022 yılında yurt dışından Türkiye’ye 494 bin 52 kişi göç etti. Yurt dışından Türkiye’ye göç edenlerin sayısı 2022 yılında, bir önceki yıla göre yüzde 33,2 azalırken, 494 bin 52 kişi olduğu kaydedildi. Göç eden nüfusun yüzde 47,1’ini kadınlar, yüzde 52,9’unu ise erkeklerin oluşturduğu paylaşıldı. Yurt dışından gelen nüfusun 94 bin 409’unu Türkiye vatandaşları, 399 bin 643’ünü ise yabancı uyrukluların oluşturduğu da veriler arasında yer aldı.
Eğitim en çok emekçinin hakkıdır
Mayıs’ta Yaşam Kooperatifi gönüllüsü Buse Mine, 2002 yılından bu yana, İstanbul’un emekçi mahallelerinde bir dizi eğitim ve etkinlik çalışmaları gerçekleştirdiklerini paylaştı. Eğitim, emekçi ve ezilen tüm kesimlerle dayanışmak için bu kooperatife ihtiyaç duyduklarını belirten Mine, “İlk ortaya çıktığımızda da, ‘Eğitim en çok emekçinin hakkıdır ‘ diyerek başladık. O yıllardan beridir emekçilerin, ezilenlerin ve yok sayılanların yanındayız. Özellikle de göçmenlerin ve çocukların yanındayız. Bunun için de göçmenler için eğitim çalışmalarımız devam ediyor. Hükümetin dayattığı sisteme karşı biz dayanışmayı büyütüyoruz. Hükümetin rekabet sistemine karşıyız. Ezilenleri savunuyoruz” sözleriyle kooperatifin kuruluş amacını dile getirdi.
Kürt, Alevi, kadın, çocuk tüm ezilenlerin çocuklarını baraj altında bıraktığı sistemi kabul etmediklerini belirten Mine, “Devlet sisteminde ezilen ve yok sayılan tüm kesimle dayanışmayı büyütüyoruz. Asıl amacımız da bu zaten. Bu tarz durumlara karşı da hep birlikte mücadeleyi büyütmek gerekiyor” dedi.
Göçmenlerin sorunlarını ele alıyoruz
Göçmenler ile ilgili 15 Nisan tarihinden beridir hem eğitim hem de dayanışma faaliyetlerine başladıklarının bilgisini veren Buse, “Kürtleri, Türkleri ve göçmenleri ayrı konumlandırmadan, hepsinin bu sınıfın bir parçası olduklarını belirterek, bunu benimseyerek ve sınıf bilincini yükseltmemin bilinciyle yapıyoruz” ifadeleriyle çalışmalarının tamamen dayanışma odaklı olduğunu ele aldı. Yine göçmenlerin karşı karşıya kaldıkları sorunları gidermek için de çalışmalar yürüttüklerini belirten Mine, Geri Gönderme Merkezleri’nde maruz kaldıkları şiddet ve taciz sorunlarını ele aldıklarını ve bu minvalde çalışmalar yürüttüklerini de sözlerine ekledi.
Dil eğitimi veriyoruz
Mültecilerin, Geri Gönderme Merkezleri’nde her tülü hak ihlalleriyle karşı karşıya olduğuna vurgu yapan Mine, “Burada bulunan göçmenlere ulaştık, onlarla görüşüyor ve dayanışma toplantıları alıyoruz. Hem kadınlar hem de çocuklar için eğitimler veriyoruz ve onları yalnız bırakmıyoruz. Burada oldukları için dil eğitimi şart. Biz de kendilerini daha iyi bir şekilde ifade etmeleri ve sağlığa daha iyi ulaşabilmeleri için dil eğitimi veriyoruz” şeklinde konuştu.
Mücadeleyi birleştirmeliyiz
Türkiye halklarının bir parçası olduklarını ve ezilen tüm halkları da bu temelde ele alarak perspektiflerini sürdürdüklerini aktaran Mine, “Mücadeleyi birleştirerek büyük sorunları aşabileceğimizi düşünüyoruz. Bizim de bu sorumluluğu üzerimizde hissetmemiz Türkiye’de emekçiden, ezilenlerden yana olan herkesin önünde ezilenlerin ve emekçilerin sorunlarına çözüm üretmek gibi bir görev düşüyor” diyerek dayanışma ağlarının büyütülmesi gerektiğini vurguladı.
İSTANBUL