Maxmur Kampı’na yönelik ambargo korovirüsü salgını ile birlikte büyük riskleri de beraberinde getiriyor. Kamp yönetimi imkanların tükendiğini, ambargo kaldırılmazsa kendilerini salgına karşı zorlu günlerin beklediğini söylüyor
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından küresel salgın (pandemi) ilan edilen koronavirüs (Kovid-19) salgınından
Irak ve Federe Kürdistan Bölgesi de etkilendi. Vaka sayıları her geçen gün artarken, Musul vilayetine bağlı Maxmur Kampı’na yönelik yaklaşık 9 aydır devam eden ambargo salgın riskini daha da artırıyor.
Binlerce insan etkileniyor
17 Temmuz 2019’da Hewlêr’de bulunan Türkiye Konsolosluğu’nda görevli 3 kişiye yönelik silahlı saldırının ardından devreye konulan ambargo, 1990’lı yıllarda sınır kentlerinden göç etmek zorunda kalarak buraya yerleşen 12 bin civarında yurttaşı olumsuz etkiliyor.
Yurttaşlar, hem sağlık hem de yaşamsal ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanırken, kamp yetkililerinden sürekli olası felaketlerin önüne geçmek için ambargonun kaldırılmasına yönelik çağrılar yapılıyor.
Olası bir vaka da müdahale edilecek tıbbı malzeme yok
Mezopotamya Ajansı’ndan Ömer Akın’a konuşan Maxmur Kampı Sağlık Meclisi üyesi doktor Bapir Gundikramo, şimdiye kadar herhangi bir vaka tespit etmedikleri söyledi. Kısıtlı imkânlarla kendilerini korumaya çalıştıklarını söyleyen Gundikramo, acil olarak ilaç ve tıbbi cihazlara ihtiyaç duyduklarını vurguladı. Gundikramo, “Olası bir vaka durumunda müdahale edebilmemiz için tıbbi araç gereçlere ihtiyacımız var. Şeker hastaları için gerekli cihazlar, tansiyon, diyabet ve kronik hastalar için ilaç, antibiyotik ve serum gibi tıbbi malzemelere ihtiyacımız var. Kamptan çıkışlarımız yasak olduğu için ihtiyaç duyduğumuz malzemeleri dışarıdan temin edemiyoruz” dedi.
‘Zorlu günler bizi bekliyor’
Mahmur Kampı Halk Meclisi Eşbaşkanı Hecî Kaçan ise, kamp sakinlerinin zorlu ve ağır bir süreçten geçtiğini söyleyerek şu sözleri ifade etti: “Halkın yaşamını sürdürmesi için çalışmaya ihtiyacı var. Fakat yerel hükümetin kampa yönelik uyguladığı ambargo yüzünden kamp dışında çalışma imkânlarımız yok. Çocuklarımızın, hastalarımızın ve kampta yaşayan 12 bin insanın hayatından endişe ediyoruz. İmkânlarımız doğrultusunda bazı tedbirler aldık. Fakat artık imkânlarımız tükendi; ilaçlarımız bitti. Bundan dolayı salgına karşı yürüttüğümüz mücadelemizde çok zorlu günler bizi bekliyor. Halkımızın karşı karşıya kalacağı felaketlerin sorumlusu yerel hükümet, Irak Merkezi Hükümeti ve uluslararası kuruluşlardır.”
HABER MERKEZİ