Elazığ’da meydana gelen deprem sırasında Gezin’de yıkılan 6 katlı Mavi Göl Apartmanı’nda 4 kişi yaşamını yitirmişti. Binanın yapımında çalışan ve ölen kişilerin de akrabası olan 55 yaşındaki Suat Önen, binanın temelinin olmadığını ve bataklık üzerine inşa edildiğini ileri sürdü
Elazığ’da 24 Ocak akşamı meydana gelen depremde Maden’e bağlı Gezin Beldesi’ndeki 7’si işyeri ve 20 dairenin bulunduğu 6 katlı Mavi Göl Apartmanı enkazında, 4 kişi yaşamını yitirdi, 4 kişi ise yaralı kurtarıldı. Depremde, Pınar Dişli 6 buçuk aylık doğmamış bebeğiyle, 13 yaşındaki oğlu Miraçcan ile 29 yaşındaki Rabia Buğdaylı yaşamını yitirdi. Yaralı olarak kurtarılan Meriç Dişli (42) ile Rabia Buğdaylı (65), Elazığ Fethi Sekin Şehir Hastanesi’ndeki Ortopedi Servisi’ndeki tedavileri sürüyor. Deprem sırasında binada oturan iki askerin ise binadan atlayarak kurtuldukları öğrenildi.
Yapılmaması için yetkililer uyarılmış
1990 yılında yapılan apartmanın, daha önce bataklık olan yerin doldurulmasıyla inşa edildiği ortaya çıktı. Mezopotamya Ajansı’ndan Mehmet Şah Oruç ve Lezgin Akdeniz’in haberine göre, o dönem Gezin Muhtarı Ahmet Kınık’ın binanın yapılmasına itiraz etmesine rağmen, binanın yapıldığı belirtildi. Muhtar Kınık’ın o dönem Elazığ Valisi’nin Gezin’e geldiği sırada, Valiye “Ben çocukken burada yüzüyordum, burası bataklıktır. Bu devasa binayı diktiniz ama bu bina insanlara mezar olacak” dediği; ancak Valinin bu konuda herhangi bir şey yapamayacağını söylediği ileri sürüldü.
‘Yetkililerin ihmalkarlığı var’
Binanın, Elazığ’da 2011 yılında meydana gelen depremde de hasar gördüğü ortaya çıktı. Hasardan kaynaklı binayla ilgili yıkım kararı olmasına rağmen yıkılmadığı öğrenildi. O dönem binanın yapımında çalışan ve ölen kişilerin de akrabası olan 55 yaşındaki Suat Önen, binanın temelinin olmadığını ve kumun üzerine inşa edildiğini, binanın yapımında kullanılan malzemelerin de eksik olduğunu ileri sürdü. Yetkililerinin ihmalkarlığının olduğunu ifade eden Önen, “İhmalkarlık var. O dönem yıkılmayan bina, bugün insanlara mezar oldu. Bu insanları resmen onlar gömdü. Bu insanları kendi elimizle gömdük. Yetkililerin hepsi suçludur” dedi.
Dişli eşi ve çocuğunu enkaz altındayken kaybettiğini anlamış
Eşi ve çocuklarıyla birlikte enkaz altında kalan Meriç Dişli, enkaz altından çıkarılan ilk kişi. Sabah saat 08.00 civarında enkaz altından çıkarılan baba Dişli’nin kurtarılmasından 5 dakika sonra ise anne Dişli ve oğlu kurtarıldı. Enkaz çalışmaları sırasında burada bulunan Önen, o anları anlattı. Önen, baba Dişli’nin enkaz altında çıkarıldığı sırada arama-kurtarma çalışanlarına ilk olarak, eşinin ve çocuklarının kurtarıldığı yerde olduğu ve kurtarılmalarını talep ettiğini söyledi. Baba Dişli’nin enkaz altında sabah ezanına kadar eşi ve çocuğuyla sohbet ettiğini söyleyen Önen, şunları söyledi: “Meriç’in eşi kendisine ‘Ben ölürsem Elazığ’da gömülen babasının yanına defnetsinler. Babamın yanına gömün’ dedi. Meriç’te eşine ‘ben ölürsem sen de beni annemin yanına gömersin’ diyor. Meriç, ‘sabah ezanına kadar eşi ve çocuğuyla konuşmuş. Ezan sesinin ardından eşim bacaklarımın üstüne kustu. Kusmuğunu bacaklarımda hissettim. Kustuktan sonra da artık sesini alamadım. Bu sefer oğlumla sohbet ettim. Oğlum, korkma; baban yanındadır. Konuşuyorduk, eşimin sesinin kesilmesinin üzerinden 5 dakika geçtikten sonra artık oğlumun da sesini alamadım. Ondan sonra ikisini de kaybettiğimi anladım’ demiş” şeklinde aktardı.
Oğluna siper olmuş
Binanın yıkılması sırasında anne Dişli’nin, baba Dişli’yi ittiğini ve kendisini de oğlunu korumak amacıyla üzerine siper ettiğini belirten Önen, binanın kolonları anne Dişli göğsünün üzerine düştüğü ve çocuğunda kolonun altında kaldığı, baba Dişli’nin ise iki bacağının kolon altında kaldığını aktardı. Önen, enkaz altında kurtarılan anne Dişli’nin olay yerinde yaşamını yitirdiği, karnındaki bebeğin ise yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılmadığını söyledi. Dişli ailesinin Elazığ’da ikamet ettikleri evlerinin de ağır hasar gördüğü ve bundan kaynaklı da evinin boşaltıldığını söyleyen Önen, Elazığ’daki evlerinde bulunan eşyalarının Gezin’e getirerek bir depoda muhafaza ettiklerini söyledi.
‘Zor günler geçiriyorlardı’
Aynı binada enkaz altında kalarak yaşamını yitiren Dilek Göğdemir’in ise anne ve babasının boşandığından kaynaklı 65 yaşındaki annesi Rabia Buğdaylı ile yaşıyordu. Anne ve kızın ekonomik durumunun kötü olduğunu aktaran Önen, “Dilek daha önceleri babasıyla birlikte yaşıyordu. Babası, apartmanın 6’ncı katında bir daire almıştı. Babası öldükten sonra annesiyle yaşamaya başladı. Dilek’in annesi, evlere temizliğe gidiyordu. Buradan elde ettikleri kazançla yaşamlarını sürdürüyorlardı. Dilek, çok kötü günler geçirdi. Perişanlık içerisinde yaşamlarını sürdürüyordu” dedi. Enkaz altında kalan ve bir bacağı kolonların altında kalan anne Rabia Buğdaylı’nın da Elazığ Fetih Sekin Şehir Hastanesi’ndeki tedavisi sürüyor.
‘Herkes kendi kaderleriyle baş başa kalmış’
Depremden en çok etkilenen Gezin merkezi olmasına rağmen yardımların zararın olmadığı yerlere götürüldüğünü belirten Önen, “Yardımların dağıtımında oyunlar var. Yardımların depremden etkilenmeyen köylere dağıtıldığını görüyoruz, Yardımlar, gerçekler sahiplerine ulaşılmıyor. Herkes kendi kaderleriyle baş başa kalmış” diye konuştu.