Öcalan’ın kardeşi ile yaptığı görüşmede ‘masada üçüncü ayak olun’ mesajını Barış Vakfı’ndan Tahmaz değerlendi: ‘Öcalan’ın kastettiği masada uluslararası güçler var ama Kürtler yok. Öcalan, Kürtler bu masada siyasal özneleriyle olması gerektiğinin altını çizdi’
İmralı’da ağır tecrit altında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan, 8 ay aradan sonra kardeşi Mehmet Öcalan ile bir görüşme gerçekleştirdi. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun ‘İmralı’da yangın çıktı’ açıklamasının ardından Kürt toplumda gelişen tepkiler üzere yapılan görüşmede Öcalan, “masa” olarak tarif ettiği siyasal ve sosyal dengenin üçüncü ayağının demokrasi güçlerine düştüğünü hatırlattı.
Öcalan’ın verdiği ‘üçüncü ayak’ mesajını değerlendiren Barış Vakfı Başkanı Hakan Tahmaz, aynı zamanda Türk toplumunda bu meselenin eşit çözümünü ne kadar istediğini sorgulaması gerektiğini belirtti.
‘Öcalan’ın yaklaşımı önemli’
Kürt sorununun artık uluslararası bir sorun haline geldiğini ifade eden Tahmaz, Öcalan’ın çözüme yönelik yaklaşımının çok önemli olduğunu söyledi. Mezopotamya Ajansı’ndan Ferhat Çelik’e konuşan Tahmaz, Türkiye’de iktidarın ve toplumun beceriksizliğiyle Kürt sorununun uluslararasılaştığını belirtti. Tahmaz, “Türkiye’de özellikle statükocu kesimlerde, ‘ya Kürtler ne zaman Tayyip’le anlaşacak’ sorusunu sormaya devam ettiği bir aşamada, Öcalan ‘biz yokuz’ minvalinde bir şey söyledi. Sorunun çözümü içinde bugüne kadar çizdiği, ortaya koyduğu çerçeveyi altını bir kere daha çizdi. Öcalan, Kürtler olmadan, Kürtlerin siyasal öznesi olarak, Kürt siyasal hareketinin ve HDP’nin güçlü bir şekilde toplumsal bir karşılığını oluşturmadan sorunların demokratik ve kalıcı bir biçimde çözümünün imkanı olmadığını söylüyor” dedi.
‘Kürtler siyasi özneleri ile masada olmalı’
Öcalan’ın “Gücün olmazsa masada yer almazsın” sözlerini hatırlatan Tahmaz, “Masada yer almanın ilk koşulu kendi gücüne güvenmektir. Öcalan, orada kendi gücünüze inanın derken, Kürt siyasal hareketini ya da HDP’yi kastederek söylüyor. Bu doğru bir yaklaşımdır. Yani kendi sağından ve solundan medet ummayla bu iş olmaz. Öcalan’ın kastettiği masada bütün uluslararası güçler var ama Ortadoğu’nun en büyük toplumsal kesimi Kürtler yok. Öcalan, Kürtler bu masada kendi siyasal özneleriyle olması gerektiğinin altını çizdi diye düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
‘Son iki görüşmede bunun altını çizdi’
Öcalan’ın uzun yıllardır Türkiye’de Kürt sorununun çözümü, Türkiye’nin demokratikleşmesi, 21’inci yüzyıl gerçeğine uygun bir ülke olabilmesi için toplumun bütün kesimlerini gözeten yeni bir Demokratik Cumhuriyet’ten söz ettiğini hatırlatan Tahmaz, Öcalan’ın sürekli olarak ifade ettiği Türkiyelileşme projesinden bunu anladığını belirtti. Tahmaz, “Yani milliyetçi, muhafazakâr ve statükocu güçlerin dışında daha demokratik, daha özgürlükçü bir siyasal çizgi, toplumun farklı kesimlerinin sosyal haklarını dışlamadan yol tutturması gerektiğini söylüyor. Bunun başarıldığı oranda, demokratik alanda güç olacağını ve yeni bir Türkiye’nin oluşmasına katkı sunacağın hep söyledi ve bunu da başardı. Bu son iki görüşmede Öcalan bunun altını güçlü bir biçimde tekrar çizdi. Hem de HDP’nin kongresinden sonra çizdi. Tabi buradan çıkardığım sonuçlardan bir tanesi HDP’nin bu çizgisinde daha güçlü bir rol oynayabileceğidir. Öcalan’da bunun altını çiziyor” diye belirtti.
‘Aklı başında herkes farkına varmalı’
Tahmaz, HDP’ye yönelik tutuklama ve baskılara atıfla, “Bu baskı ‘Acaba HDP oyunun dışında mı kaldı?’ sorusunu gündeme getiriyor. Öcalan buna ‘hayır’ diyor. Öcalan ‘siz kendi üzerinize düşen rolü doğru bir strateji ve doğru taktikle oynayabilirsiniz’ diyor” sözlerini ifade etti.
Şuan ki masada devlet tarafı ve hükümetin yer aldığını ifade eden Tahmaz, Öcalan’ın ‘Masada yer açılmasını onların keyfine değil, sizin toplumsal gücünüzle olabilir’ dediğini belirterek, “Öcalan bunu Ortadoğu’da herkesin silahlandığı bir dönemde söylüyor. Yani aklında başında olan herkes bunun farkına varması gerekir. Ortadoğu’da en küçük kesim bile kendini koruma güdüsü ile silahlanmaya çalışıyor. Türkiye dahil bölgedeki bütün devletler en büyük harcamasını güvenlik ve silahlanmaya harcıyor. Böyle bir koşulda ‘bu yol yol değil’ diyen ve demokratik siyasete önem veren bir kişi var. Ben aklı başında olan herkesin bunu farkında varması gerektiğini düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
‘Türk toplumu ne kadar istiyor?’
Öcalan’a 21 yıldır özel hukuk uygulandığına dikkat çeken Tahmaz, Türkiye’nin demokratik bir ülke olması için önce hukuk camiasının, baroların, anayasacıların buna karşı çıkması gerektiğini dile getirdi. Türkiye siyasetçilerin her sıkıştığında İmralı’nın kapısını çaldığını belirten Tahmaz, “Anayasayı kendi keyfiyetine, ihtiyacına, duygu haline göre kullanıyorlar. Bir sabah Türkiye’nin yetkilileri kalkıyor ‘ya tamam ailesi gitsin görüşsün’ diyor. En son devlet zorla bir akademisyen gönderdi ona açıklama yaptırdı. Kimse şimdi nerede olduğunu bilmiyor. Bu kadar araçsallaştıran ve keyfiyete dayalı bir şeye karşı tepki toplamamak için kimsenin gündeminde değil. Türk toplumu Kürt sorununu gerçekten eşit temelde çözülmesini ne kadar istiyor? Artık bunu da sorgulamamız gerekir” dedi.
HABER MERKEZİ