Marmara Denizi’nde kirlilik ölçümleri içinde sanayinin neden olduğu ağır metal ölçümleri yapılmıyor. Marmara’yı saran müsilajla deniz ekosistemi ölürken, sorumlulardan ses çıkmaması kirliliğin umurlarında bile olmadığını gösteriyor
Yusuf Gürsucu / İstanbul
Aylardır deniz salyası sorunu tüm Türkiye’nin gündeminde yer alırken, ne iktidarın ne de belediyelerin gündeminde bu sorun yer almamaktadır. Marmara Denizi’ni idama mahkûm eden bu anlayışı ortaya çıkaran şey ise hem iktidarın hem de belediyelerin sermaye hizmetinde yer tutarak, sorunu görmezden ve duymazdan gelmeleridir. Marmara Denizi’nde müsilaj ya da deniz salyası olarak nitelenen olayın sanayi atıkları nedeniyle yaşandığını görmek için müsilajın yoğunlaştığı bölgelere bakmak yeterli olmaktadır. Başta İzmit Körfezi, Bursa Gemlik ve Mudanya sahilleri, Bandırma Erdek sahili, Tekirdağ sahilleri ve İstanbul’un birçok bölgesinde yoğun olarak ortaya çıkan müsilajın, sanayi bölgeleri tarafından denizlere salınan ağır metallerin neden olduğu bilinmektedir.
Dostlar alışverişte görsün!
Marmara Belediyeler Birliği, Marmara Denizi’nde yaşanan kirliliği gidermek adına 3’üncüsü 2017 yılında gerçekleştirdiği çalışmada, Marmara Denizi’nde kötüye giden denizel ekosistem koşullarının iyileştirmesi hassasiyeti vurgulanmıştı. Bu hassasiyetin sonuçları ise son 2 aydır deniz üstünü kaplayan deniz salyasının inanılmaz boyutlarda artmasından anlaşılırken, hiçbir iyileştirme çalışması yürütülmemiş. Yapılan etkinlikler, dostlar alışverişte görsün deyimini hatırlatmaktadır.
Sorumlu yönetenler!
Marmara Denizi Sempozyumu ilk defa 2012 yılının Aralık ayında, “Derdimiz, Değerimiz, Denizimiz; Marmara” başlığı ile düzenlenmişti. İkinci sempozyum ise Bursa ve Kocaeli Büyükşehir Belediyelerinin destekleriyle 22-23 Aralık 2015 tarihinde “Su Ürünleri” ana teması ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve İstanbul Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi’nin ev sahipliğinde yapıldı. Marmara Denizi Sempozyumu’nun üçüncüsü 21 Kasım 2017 tarihinde “Bölgesel İşbirliği-Marmara-Karadeniz-Tuna İlişkisi” temasıyla gerçekleştirilirken, her üç sempozyumda, Marmara Denizi’nde kirliliği önleyecek elle tutulur hiçbir sonucu ortaya çıkarmamış olması, sorumluluklarının olduğunu göstermektedir.
Deniz canlılığı bitiyor
Kimya Mühendisleri Odası Bursa eski Şube Başkanı Ali Uluşahin, denizlerdeki temizlik raporları hazırlanırken bakteri ölçümlerinin yapıldığını ancak insan ve deniz canlılarının sağlığı için ciddi risk oluşturan ağır metal ölçümlerinin yapılmadığını söyledi. Üç tip bakteri ölçümünün zorunlu olduğu ve bunların koliform bakteri, fekal bakteri ve streptokok bakteri ölçümlerinden ibaret olduğunu belirten Uluşahin, “Mevzuat diğer kriterleri de tanımlamış ama onların ölçümü zorunlu değil” diye vurguladı. Marmara Denizi’nde ortaya çıkan müsilajın en önemli nedeni ise Uluşahin’in belirttiği gibi ağır metal kirliliği olduğu biliniyor.
Müsilaj oksijensiz ortamı sever
Marmara’da zaman zaman ortaya çıkan balık ölümleriyle ilgili vurgularda bulunan Uluşahin, “Tutturmuşuz mikrop, bakteri. Kimyasalları kimse sorgulamıyor. Suda arsenik, cıva, kurşun gibi ağır metaller varsa bunlar zaten bakteriyi öldürür. Ölçümde bakteri çıkmayınca denizi temiz sanırsınız. Bu kimyasallar insan sağlığına da aynı şekilde zarar verir” dedi. Uluşahin, “Endüstriyel atığın içinde; sanayi atıklarında, baca gazlarında, suya dökülen atıklarda ağır metaller vardır. Deniz kirliliği ile mücadele edeceksek atıkların döküldüğü yerleri incelemek gerekir. Bir bidon tehlikeli atık, suya döküldüğünde, o bölgedeki oksijeni tüketir. Oksijen azaldığında suyun içindeki canlılık farklılaşır. Suyu temizleyen ve oksijene ihtiyaç duyan bakteriler yerine oksijensiz ortamda çoğalabilen çürükçül bakteriler ortaya çıkar. Ortam bataklığa dönüşür” sözleri bugün yaşanan deniz salyası olgusunu açıkça ortaya koymaktadır.
Ağır metal ölçümü yok!
Ali Uluşahin, bugün yaşanan müsilajın temel nedeninin deniz ekosistemine salınan ağır metaller olduğunu belirtti. Ağır metallerin neden olduğu bakterilerin oksijensiz ortamı sevdiğini ve oksijen seviyesi düştükçe müsilaj olayının hızla artışa geçtiğini ve ağır metal ölçümlerinin yapılmamasının nedeninin, ölçümler yapılması halinde sonuçlarının olacağı ve deniz ekosistemine ağır metallerin salınmasının önlenmesi gerekeceğinden dolayı, ağır metal ölçümlerinin yapılmadığını ifade etti.
Bakanlığın gündeminde yok
Mudanya ve Gemlik sahillerini kaplayan salyayla ilgili Bursa Su Kolektifi’nin CİMER üzerinden Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne yaptığı başvuruya verilen yanıtta, “Valiliğimiz (Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü) teknik elemanlarınca yapılan incelemede; Mudanya ve Gemlik İlçeleri sahillerinde oluşan plankton artışının sebebinin mevsimsel olarak sıcaklıklarda yaşanan ani artışlar olduğu gözlemlenmiştir. ‘Söz konusu planktondan numune alınmamıştır.’ Ekosistem üzerinde uzun süreli ve aşırı gerçekleşen artışların etkisi olmaktadır” diye yapılan açıklama Valiliğin, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın ve Marmara’ya kıyısı olan belediyelerin sorunla hiçbir biçimde ilgilenmediklerini göstermektedir.