Malatya’nın Hekimhan ilçesi Hasançelebi bölgesinde kurulacak olan maden işletmesine karşı bölgede tepki var. Ancak bölgede kurulu bulunan platformun tepkiyi en aza indirme uğraşında olduğu görüldü
Malatya’nın Hekimhan ilçesi Hasançelebi Mahallesi’nde kurulacak olan maden ocağı için 15 Ekim 2020’de ÇED toplantısı düzenlendi. Düzenlenen toplantıda bölge halkı ve diğer mahalleler adına beklenti ve isteklerini dile getiren Han Yolu Doğa ve Kültür Varlıklarını Koruma Platformu’nun alışılmışın dışında ifadeleri dikkat çekti. “Öncelikle ilçemize kurulmakta olan bu işletmenin ilçemiz ve ülkemiz ekonomisi için hayırlı olmasını diliyoruz” sözleri şaşkınlık yarattı.
Yasalardan haberleri yok mu?
ÇED itirazlarına, “Hanyolu doğa ve kültür varlıklarını koruma Platformu olarak bizim bazı çekincelerimiz ve bazı talepleriniz var. Platform olarak bizim olmazsa olmazımız insan ve çevre. Başta insan olmak üzere doğada yaşayan tüm canlıların yaşama hakkına saygı gösterilmesini ve korunmasını son derece önemsiyoruz. İlçemize kurulacak olan bu fabrikanın doğaya ve çevreye ,insanın ve bunun yanında tüm canlıların yaşam haklarına saygılı olacağını, hem kuruluş aşamasında hem de üretim aşamasında yasaların çizdiği çerçevede üretim yapması gerektiğini, bölgede tarım ve üretim alanlarının korunmasına ve zarar verilmemesinin umuyor ve bu yönde tedbirlerin alınmasını bekliyoruz” sözleri ile devam etmeleri, maden yasasından haberleri olmadıklarını gösterir nitelikteydi.
Ülke çıkarı mı?
Platform tarafından, 14 maddelik talep listesiyle bölgede maden tesisi değil de sanki mesire alanı inşa ediliyormuş gibi ifadeler kullanılırken madene karşı olmadıklarını açıkça ortaya koydular. Oysa madenlerin ‘ülke çıkarlarıyla’ bir ilişkisi olmadığı aksine 3-5 şirketin yararına doğal yaşamın yağmalandığı artık çok net görülebiliyor. MTA’nın hazırladığı rezerv raporları noktasal olarak uluslararası maden şirketlerine pazarlanmak için uzun süredir iktidar tarafından çalışma yürütülüyor. En son ‘Maden Holding’in kurulacağı ve bunun Türkiye Varlık Fonu’na bağlanacağı açıklanırken amaç denetim dışı olan fon aracılığıyla yapılan anlaşmaların üstü kapanıp çok büyük arazilerin uluslararası maden şirketlerine satılma çabası sürüyor. Maden yasası ve yönetmelikleri onlarca kez değişti ve yeni maddeler eklendi. Bu yolla maden şirketleri için tüm kolaylıkları sağlamış olan iktidar maden altyapılarının valiliklerce yapılması (enerjiyol vb.), vergisizlik, orman kıyımında özgürlük, meralar ve yaylalarda maden sahası olarak işaretlenmiş olan alanların koruma statülerinin değiştirilmesi gibi birçok adım atmış durumda.
23 bin hektar ihale
Türkiye coğrafyasının tamamında toplam 1 milyon 750 bin hektar orman, mera ve tarım arazisi üzerine madenler için ihaleler gerçekleşti. En son yapılan ihalede 68 il 766 noktada 900 bin hektar alan ihaleye çıkarılırken, 22 bin 374 hektar alan ve 18 noktada maden ihalelerinde Malatya da yer aldı. Malatya’da yine MTA raporuna göre 5 bin 443.69 hektar alan içinde 3 altın madeni ruhsatı bulunuyor. Ayrıca Türkiye’de tek, dünyada ise sayılı yataklardan biri olan profillit yatağı Pütürge’de yer alıyor. Metalik madenlerden demir ve bakır yönüyle zengin bir bölge olarak niteleniyor. Ayrıca kromkurşun-çinko madenleri de Malatya bölgesinde bulunuyor. Hekimhan Hasançelebi Demir Yatağı’nda yüzde 15 Fe tenörlü 865 milyon ton görünür muhtemel rezerv, Hekimhan-Deveci yüzde 38-52 Fe tenörlü toplam 40 milyon ton, Hekimhan-Karakuz’da yüzde 40-55 Fe tenörlü 14.5 milyon ton rezerv olduğu, ayrıca Hasançelebi Demir Yatağı’nda yüksek miktarda titan madeni bulunduğu raporlarda yer alıyor.
EKOLOJİ SERVİSİ