Şehmus Güzel
Kararı siz verin lütfen, işte 21 Haziran 2022 sabahında, Makronistan’ın hali: 2017’deki milletvekili seçimlerinde tek başına 313 milletvekili çıkaran mutlak çoğunluğu (289 koltuk) aşan Macronist parti LRM bugün iki ortağı, MoDem ve “Horizons” ile, sadece 245 koltuğa sahip olabildi. Bu bir “tokat” değilse nedir?
LRM’i birlikte kurduğu, LRM’in “baronları” sıfatıyla biri Meclis Başkanı seçilen, diğeri Macron’un sağ kolu ve İçişleri Bakanı tayin edilen iki “Makronist”, Richard Ferrand ve Christophe Castener ikinci turda elendiler. Milletvekili seçilemediler. Oysa her biri de burnundan kıl aldırmayan cinstendiler ve elli yıl Fransa’yı yöneteceklerini sanıyorlardı. İkisi de daha birinci tur bitiminde, televizyonlarda gördük, deveden düşmüş Diyarbakır karpuzundan beterdiler. Daha ne olsun? Sarı Yelekliler hareketi süresince İçişleri Bakanı olarak Paris Emniyet Müdürlüğü başta tüm emniyet müdürlüklerine “zor kullanın”, “şiddete şiddetle karşılık verin” deyip polisin alışılmamış bir biçimde saldırmasının belirleyicisi İçişleri Bakanı’nın seçilmemesi için seçmenler özel gayret gösterdi. Rövanş kısmen böyle alındı…
Yaralananların, gözünü yitirenlerin, sakat kalanların Castaner’den daha da alacağı var. Her ikisinin ortak bir noktaları daha var: Macron’la dansa kalkmadan önce Sosyalist Partili olmaları. Bu son seçimde seçim bölgelerinin sosyalist seçmenleri de “ceketlerini ters çevirmelerinin” faturasını fena ödettiler. Anlayana.
Yeniden cumhurbaşkanı seçildikten sonra kurduğu, başına “baş kahya” olarak getirdiği Bayan Borne’un yönetimindeki bakanlar kurulu üyesi üç yeni bakan da ikinci turda elendi. Sadece otuz gün bakanlık da oluyormuş demek. Üçü veya dördü de kıl payı kazandı…
Macron’dan nefretin bu kadar geniş, yoğun ve coğrafik ve toplumsal açılardan yaygın olduğu tahmin edilmiyordu. Mutlak çoğunluğu yitiren göreceli/nispi çoğunluğu hem iki ortağı hem diğer partilerce sık sık zorlanacak olan Macron’un ülke siyaseti içindeki ağırlığı azalacak. Avrupa Birliği (AB) bünyesinde ümit ettiği “güçlü lider” pozu artık tarihe karışmak üzere. Angela Merkel’in yerini alması artık mümkün değil. Hiçbir lider böylesine madara olmamıştı. Haziran ayı sonunda bitecek olan Fransa Cumhuriyeti’nin AB dönem başkanlığı ile Macron sayfası bir daha açılmamak üzere kapatılacak gibi.
Ama belli olmaz para ve pul işlerinden iyi anladığı için ve yıllardır geleneksel olarak Fransa’ya bırakılan AB Maliye Bakanlığı’na getirilebilir. Belki de “barış getirmek konusundaki başarıları” (Mali, Ukrayna, Lübnan ve daha nicesi) ve devlet başkanlarıyla “çok iyi ilişkileri olduğu” havasını vermek için takındığı laubali, gayri ciddi tavırlarıyla belki Dış ilişkilerinden sorumlu yapılır. Fransa kurtulur belki. AB ise idare eder. Pek yakında görebiliriz. Belki de dev şirketlerden birinin yönetim kurulu başkanlığına tayin edilir. Yakışır.
Irkçı partinin (RN) Fransız siyasi tarihinde görülmemiş bir biçimde 89 koltuk elde etmesi de Macron’a ve takımına duyulan nefretle yakından ilgili. Macron’un partisiyle yarışan ırkçı adayların bulunduğu bütün seçim bölgelerinde seçmenler, NUPES’e oy vermişler bile, ırkçı parti adayını desteklemekten kaçınmadı. Buna RN bile şaşırdı…
Macron, siyasi partilerden altısının yöneticilerini çözüm bulmak üzere kabul etti. Sayesinde Fransa Cumhuriyeti istikrarsız bir döneme ve ciddi bir siyasi krize giriyor: Macron hiç alışkın olmadığı, hatta açık bir biçimde nefret ettiği birçok kişiye, partiye danışarak çözüm bulmak yanlısı olmayan karakteri ve hep tek başına, merkezci, otoriter kararlar verip uygulanmasını emrettiği için yeni dönemde gerekli uyuşum, uzlaşma, anlaşma yöntemine yanaşmayabilir. Ama ipe un sermek dönemi de bitti. Peki o zaman ne yapacak?
Bir yıl boyunca anlaşıyor gibi yapıp, işlerin tümden felç olmasına yol açılması için elinden geleni arkasına koymayabilir. (Seçim gecesi adamları bu konuyu işlemeye başladılar bile…) Suçu da NUPES başta rakiplerine yükleyerek bir yıl sonra meclisi feshedip erken seçimlere gidilmesini sağlayabilir.
Fransa tansiyonu yüksek olmaya aday istikrarsız bir döneme giriyor. Makronistan yamalı bohça yapısının dağılması sonucu kendini terk edilmiş bulabilir. Siyaset bilimi açısından Fransız siyasetinin önemi artırıyor.
Nisan başından beri seçimler vesilesiyle ciddi hiçbir sorunu çözemeyen, çözmeye bile çabalamayan Macron’un, Saray’da, milletvekili ikinci turu öncesinde değişik partilerin adaylarını tek tek inceleyerek hangilerinin seçim sonrasında kendi partisine transferi için çalıştığı olaya tanık olanların anlattıklarından anlaşıldı. Oysa seçim ve sonuçları klasik, öteden beri siyasi yelpazede yerleşik partilerin artık Macron’a milletvekillerini kaptırmayacağının ispatı.
Baştan çıkarılması olası adayların önceden parti yönetimlerince elenmesi üzerine Macron’un daha önceki “kapma” yöntemi beklenen sonucu vermeyecek mutlaka. Yine de belli olmaz bu işler. Bilhassa LR (Cumhuriyetçiler) ve küçük partilerin milletvekillerinin etrafında “Devlet-kuşu” pardon “Macron-kuşu” dönmeye başlayabilir…
Macron uluslararası toplantılar vesilesiyle birkaç günlüğüne Paris’ten ayrılacak. Bu süre içinde “kuşları” baştan çıkarma faaliyetini sürdürecek mi? Bu ayıp işler, bir sonuç verecek mi? Zaman kazanmak için mi önceki günün sabahı hükümetin istifasını kabul etmedi? Ne tür manevralar yapacak? Gelecek günlerin programı epey dolu geçmeye aday. Bu konuda yazılacakların tümünü de yazmış değilim.
——————–
Not: Seçimi iki, 17, 56 veya 57 oy farkıyla yitirenlerin itirazı üzerine birkaç seçim bölgesinde oyların yeniden sayılması için başvurular yapıldığından milletvekili sayıları değişebilir. Ama genel eğilim değişmeyecek gibi. Bu nedenle ayrıntılı rakamları vermiyorum.