19 Aralık Katliamı’nda Ümraniye Cezaevi’ne beş kişinin öldüğü operasyonla ilgili davada gerekçeli kararı açıklayan mahkeme sorumlu olarak da cezaevi içerisinde açlık grevi yapan tutukluları gösterdi
19 Aralık 2000’de 20 cezaevinde ‘’Hayata Dönüş Operasyonu” adı altında düzenlenen baskınlarda 12’si Bayrampaşa Cezaevi’nde olmak üzere 32 kişi hayatını kaybetmişti. Operasyonda görevli 39 jandarma ve Ankara Jandarma Özel Harekât üyesi rütbeli askerlerin de aralarında bulunduğu 262 sanığın yargılandığı davada verilen kararın gerekçesi yazıldı.
İstanbul Anadolu 8. Ağır Ceza Mahkemesi, zamanaşımı ve beraatla biten davada yargılanan askerlerin “operasyon sırasında hapishane içerisine girmedikleri” beyanına dayanarak bu kararın verildiğini ifade etti. Kararda, “cezaevinin içerisindeki operasyonu yürüten kişilerin Ankara’dan İstanbul’a gönderilen ve kimliği belirlenemeyen kişiler olduğu” belirtildi.
Beraat gerekçesi: Biz orada değildik
Kararda, operasyonda yaralanan tutukluların beyanları da beraata şu gerekçeyle gösterildi: “İlçe Jandarma Bölük Komutanlığında er veya rütbeli olarak görev yapan sanıklar hakkında beş kişinin ölümüne neden oldukları iddiasıyla dava açılmış ise de, mahkememizce dinlenen sanıkların ‘Biz içeride görevlendirilmedik, Ümraniye Cezaevi’nin dış güvenliğini sağladık içeriye özel birlikler girdi’ şeklindeki savunmaları, mahkememizce dinlenen müştekilerin de içeriye özel kıyafetli robokop olarak bilinen görevlilerin girerek müdahale ettiklerine ilişkin anlatımları…”
Kararda, ölüm ve yaralanmalardan sorumlu olanların Şile ve Beykoz ilçe jandarma bölüğünden olmadığı ifade edildi. Ancak bianet’e konuşan avukat Güçlü Sevimli, yargılama kapsamında ifade veren Şile, Beykoz İlçe Jandarma Bölük Komutanlıklarında görevli bazı askerlerin içeri girerek cezaevinde öldürülen Ahmet İbili’ye ateş ettiklerini söylediklerini, bu kişilerin de içeri girmediği iddia edilen birliklerden olduğunu söyledi.
‘Sorumlular tutuklular oldu’
Operasyonun bu şekilde gerçekleşmesinin sorumlusu olarak da cezaevi içerisinde açlık grevi yapan tutukluların gösterildiği gerekçeli kararda, “Ülke genelinde F Tipi cezaevlerinin faaliyete geçirilmesini engellemek, protesto etmek, bu cezaevlerine nakilleri önlemek amacıyla, Ümraniye E Tipi Cezaevinde tutuklu ve hükümlü olarak kalan müştekilerin açlık grevini ölüm orucuna dönüştürmeleri üzerine güvenlik güçleri tarafından tutuklu ve hükümlülere müdahale edildiği bu müdahaleye karşı konulması nedeniyle söz konusu olayların meydana geldiği iddiasıyla açılan davada…” denildi.
Dava hakkında
İstanbul Anadolu 8. Ağır Ceza Mahkemesi, 3 Aralık 2019’da verdiği kararıyla 15 yıl önce açılan dava süresince hayatını kaybetmiş olan beş sanık hakkında davanın düşürülmesine karar verdi. Kalan 262 sanıktan bazıları hakkında açılmış olan “kasten yaralama” ve “işkence” suçlarından davanın zamanaşımından düşmesine karar verildi. Sanıklar, yargılandıkları “faili belli olmayacak şekilde kasten öldürme” suçundan da “aleyhlerine mahkumiyetlerine yeterli her türlü kuşkudan uzak kesin ve inandırıcı kanıt bulunamadığından” beraat etti.
399 tutukluya açılan davada İstanbul Anadolu 5. Ağır Ceza Mahkemesi, yargılanan mahpusların, “öldürme suçunu işlemediklerinin sabit olması nedeniyle” beraat etmesine karar vermişti. Öldürülen Jandarma Uzman Çavuş Nurettin Kurt’un operasyonu yapan askerlerce öldürüldüğü, davanın gerekçeli kararıyla kesinleşmişti.