YHT kazasına dair süren davada sinyalizasyon firmasının TCDD’ye ‘asla çalıştıramazsınız’ raporuna dikkat çekilirken mahkeme başkanı ‘Nasıl çalıştıramazsınız? Gayet çalışıyor arkadaşım’ dedi
Ankara’da 13 Aralık 2018 tarihinde 9 kişinin yaşamını yitirdiği Yüksek Hızlı Tren (YHT) kazasına ilişkin, 10 sanık hakkında “Birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma” suçlamasıyla 15 yıla kadar hapis cezası istemiyle açılan davanın ikinci duruşması, Ankara 30. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye devam ediyor.
Mahkeme başkanın duruşma boyunca tren kazasından kurtulanlara yönelik tavrı tepki topladı. Müştekilerin ifadeleriyle devam eden duruşmada, kazadan yaralı olarak kurtulan Fevzi Karayel, “5 kaburgam kırıldı. Kafamdan ameliyat oldum. Bir hafta yoğun bakımda kaldım. Onlarca insanın yaşamını yitirmesine rağmen, ‘çok güzel bir 2018 yılını geride bıraktık’ diyerek, adete bizimle sosyal medyada paylaşımlarında dalga geçen YHT Eski Genel Müdürü İsa Apaydın ve diğer tüm sorumlulardan şikayetçiyim” dedi.
Kaza sırasında trende bulunan Gizem Huda Çınar, tüm sorumlulardan şikayetçi olduğunu söyledi. Çınar’ın, “psikolojim çok bozuldu, tedavi alıyorum” demesi üzerine mahkeme başkanının gülerek, “Anti-depresan etkili olmuyor mu?” demesi dikkati çekti.
Alt yüklenici firma yetkilileri dinlensin
Kazadan yaralı kurtulan ve avukat olduğunu belirten Gökhan Candoğan, 14 Mart 2019 tarihli bir müfettiş raporunun dosyada bulunduğuna değindi. Raporda, yaşananın bir kaza olmadığının çok net anlaşıldığını altını çizen Candoğan, “12 Nisan 2018 tarihinde Cumhurbaşkanı’nın katılımıyla bir açılış yapıldı. Başkentray lojistik projesi 540 günlüğüne ihale edilmiş. İhaleyi Kolin Gülerman Ortaklığı almış. Sinyalizasyon sisteminin yapılması için, alt yüklenici Fransız firması olan Thales’e iş verilmiş. Bu Thales firmasının 24 Nisan 2018 tarihli bir raporu var. Bu raporda sinyalizasyon sisteminin tam çalışmadığına dair kesin ifade var. Ayrıca raporunda ‘Sinyalizasyon olmadan asla çalıştıramazsınız, tüm sorumluluk sizdedir’ denilmiş” diyerek, yeni bir detayı ortaya çıkardı.
Candoğan, rapor üzerine Modernizasyon Dairesi Başkanı Hasan Hüseyin Güney tarafından “Tedbirleri alın” uyarısının, anlamının değiştirilerek 2 ay aradan sonra ilgili birimlere gönderildiğini kaydetti. Bu süre içerisinde YHT’nin çalışmaya devam ettiğini kaydeden Candoğan, “Raporu hazırlayan Thales yetkilisinin, burada tanık olarak dinlenmesini talep ediyorum. Bu şartlarda trenin çalışıp çalışamadığı sorulabilir” dedi.
Mahkeme başkanı: Nasıl çalışmıyor arkadaşım
Bunun üzerine mahkeme başkanı, “Nasıl çalıştıramazlar, gayet çalışıyor arkadaşım” dedi. Mahkeme başkanına karşı çıkan yaşamını yitiren makinistlerin avukatı Adem Kaplan, “Lütfen ifadeleriniz zapta geçirin. Çünkü bu ifadeler taraf olduğunuzu gösteriyor” diyerek, reddi hakim talebinde bulunacaklarını söyledi.
İfadelerin olduğu gibi zapta geçmesinin ardından sözlerini sürdüren Gökhan Candoğan, şuan görevde olan TCDD Genel Müdürü Ali İhsan Uygun ve TCDD Modernizasyon Dairesi Başkanı Hasan Hüseyin Güney’in sanık olarak davaya dahil edilmemesi, talebinin kabul edilmemesi durumunda ise tanık olarak dinlenmelerini istedi.
Ardından kazada yaşamını yitirenlerin yakınları da tüm sorumlulardan şikayetçi olduklarını ifade etti. Beyanda bulunan avukatlar ise iddianameye dahil edilmeyen tüm yetkililerin davaya dahil edilmesi talebinde bulundular.
‘Suç duyurusunda bulunduk’
Ardından bir başka duruşmaya yetişmesi gerektiği gerekçesiyle Halkın Kurtuluş Partisi avukatı Doğan Erkan söz alarak katılma talebinde bulundu. Yaşanan kazanın bir katliam olduğunu dile getiren Doğan, “Projenin tamamlanmadan devreye girdiğini öğrendik. Siyaset sebebiyle vaktinden önce açılan bir tren projesinden dolayı bir katliam yaşandı. Başından itibaren tüm şüpheliler hakkında suç duyurusunda bulunduk” dedi. Bilirkişi raporuna göre makasların manuel olarak çalıştığını ifade eden Doğan, uluslararası sistemlerde olmayan bu manuel sisteminin açılmasına kimin karar verdiğini sordu.
‘Bu şehir rant ile yönetiliyor’
Doğan devamında şunlar belirtti: “Siyasal iktidarın temsilcileri gelecek açılış yapacak ve tren yolcu taşımaya başlayacak. Bir diğer katliam sebebi yeni sinyalizasyon sisteminin alt yüklenici firmaya verilmesi. Devlet kendisi kontrol etmiyor taşeronlara veriyor. Makasların hangi yola tanzimli olduğu gösteren yol işaretleri yok. Ama burada makasçı tutuklu yargılanıyor. Bu şehir rant ile yönetiliyor. Biz rantın yerine bilim yönetsin diyoruz o yüzden parti olarak bu davanın tarafıyız. Bu projenin bir aşamasında olan şu anki Ulaştırma Bakanı Cahit Turan, 2016 yılına kadar Ulaştırma Bakanlığı yapan Binali Yıldırım ve ayrıca sinyalizasyon ihalesini alan ve verenlerden şikayetçiyiz.”
‘Tüm sanıklardan şikayetçiyim’
Avukat Doğan’ın katılma talebini bildirmesinin ardından kazada yaralanan Adem Şahin Çetinkaya ise, kaburgam, başım, bacağım kırıldı. Psikolojim bozuldu. Sanıklardan ve sanık olmayanlardan da şikayetçiyim” diye belirtti. Ardından konuşan Ahmet Elmas da kaza sırasında trende olduğunu, dizinden ve burnundan yaralandığını ifade etti. Ahmet, “İnşaat işleri yapıyorum 40 gün işe gidemedim. Maddi manevi davacıyım” şeklinde konuştu. Kaza sırasında trende olan bir başka müşteki Aydın Can Akdür de anlatacak çok şeyin olmadığını. Adaletin yerini bulması için tüm sanıklardan şikayetçi olduğunu kaydetti.
‘Risk analizi dahi yapılmadı’
Kazada yaralı olarak kurtulan Burcu Borluday da, kazanın ardından ameliyat olduğunu ifade ederek, “Böyle bir sitem kurulmadan önce onay veren en yetkili kişiden şikayetçiyim. Bir yıla yakın psikolojik tedavi aldım. Umarım bizim yaşadığımız kaza tek olur. Bir daha bu trene binmedim. Kimse binmesin bu tren sistem baştan yapılsın” dedi. Bunun üzerine mahkeme başkanı “Bu kadar karamsar olmayın” şeklinde konuştu. Mahkeme başkanının sözünün üzerine konuşmasını sürdüren Burcu, “Kaza sırasında trenin hızı 182 idi. 30’ a yakın yaralı üzerimdeydi. Yaşam mücadelesi verdim. Ümidimi kaybetmedim. Yurt dışında hızlı trene binerim ama bu ülkede asla binmem. Risk analizi dahi yapılmadı. Binmeyin diyorum” dedi.
‘İnsan hayatı bu kadar ucuz değil’
Kazadan yaralı olarak kurtulan Ayşe Nevin ise, “Diğer kazazedeler gibi çok korktum. Psikolojim bozuldu. İşin kötüsü trene işim gereği bir hafta sonra yine bindim. Ama ilk duruşmadan sonra çok daha korktum” diye kaydetti. Bunun üzerine mahkeme başkanı bu sefer, “Korkunun ecele faydası yok” diye karşılık verdi. Ayşe ise, “İnsan hayatı bu kadar ucuz değil, sorumluluğu olan tüm kişilerden şikayetçiyim” dedi.
Müştekilerin ifadeleri ile devam edilen duruşmada, kazada yaralanan Murat Demirci, işi gereği Konya’ya gidip gelmek durumunda kaldığını ifade ederek, kazanın ardından otobüs ile seyahat etmeye başladığını belirtti.
‘Bakan numarasını verdi ulaşamadım’
Kazanın ardından hastaneye kaldırıldığını ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanı ile Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) milletvekillerinin kendisini ziyarete geldiğini kaydeden Demirci, “Bakan telefon numarasını verdi ama kendisine daha sonra ulaşamadım. Helallik istemenin bir ahlaki değer olduğuna inanıyorum ama hiçbir şekilde ilgili kurumlardan bir açıklama olmadı” dedi. İnsan hayatının ne kadar ucuz olduğunu gördüğünü ifade eden Demirci, tüm sorumlulardan davacı olduğunu kaydetti.
‘Emri verenler yargılansın’
Kazada yaralanan Nurgül Latin ise “Birileri görevini yapmamış. Kimlerin buradan hesap vermesi gerekiyorsa getirilsin. Sorumluluklarını almalıydılar. Ben görevimi yaparken en iyi şekilde yapmaya çalışıyorum” şeklinde konuştu.
Kazada yaralanan bir diğer müşteki Saldıray Günal ise, “Emri uygulayanın değil verenlerin yargılanmasını istiyorum” ifadelerini kullandı.
Kazada yaşamını yitiren Makinist Hulusi Böler’in eşi kazaya sebebiyet veren kurum, kuruluşlardan, iddianamede adı geçen geçmeyen tüm üst düzey yöneticilerden şikayetçi olduğunu aktararak, “Bu salonda üst düzey yöneticilerin de yargılandığını gördüğümüz zaman acımız dinmeyecek ama adalet tecelli edecek” şeklinde konuştu.
Mahkeme heyeti: Kimse bu davayı almak istemez
Ardından söz alan kazada yaşamını yitiren makinistlerin aile avukatı Adem Kaplan ise katılım talebinde bulundu. Katılım talebinin kabul edilmesinin ardından reddi hakim talebinde bulunacağını beyan eden Kaplan’a mahkeme başkanı, “Reddi hakime ne kadar meraklısın. Hiç kimse bu davayı almak istemez” dedi.
Kazaya karışan kılavuz treninin ikinci makinisti Kenan Günay, kaza günü birinci makinistin YHT kumanda merkezinde bulunan trafik kontrolörü Emin Ercan Erbey ile görüştüğünü ve Ankara tarafından bir hızlı trenin çıkacağının bildirildiğini, bundan dolayı 75. Yıl Hipodrumu’nda trenin durdurulmasını ardından iletişime geçileceğini bildirdiğini ifade etti. Kazada geçirdiği travmadan dolayı kaza anını hatırlamadığını aktaran Günay, “Kazadan sonra 19 Eylül 2019 tarihinde bir kaza daha oldu. Kurumun yaşanan kazalardan ders çıkarıp gerekli önlemlerin alınmasını istiyorum. Tüm sorumlulardan şikayetçiyim” dedi.
TCDD katılım talebinde bulundu
Kazada yaşamını yitirenlerin yakınları ve yarılı kurtulanların ifadelerinin ardından TCDD Genel Müdürlüğü’nün avukatı Mustafa Öğrencik, TCDD Taşımacılık A.Ş Genel Müdürlüğü avukatı Selma Doman, kazada zarar gören olarak davaya katılma talebinde bulundu.
Katılma taleplerine ilişkin sanık avukatları beyanda bulundu. Tutuksuz yargılanan sanık Sinan Yavuz’un avukatı Erdem Elvan, TCDD’nin katılma talebine, “Vicdan ve aklımızla alay etmektir” diyerek karşı çıktı.
Sanık avukatı Ali İhsan Uygar ise Halkın Kurtuluş Partisi’nin davayla doğrudan bir ilişkisinin olmadığını ifade ederek, katılma talebinin reddedilmesini istedi.
Avukatların beyanlarının ardından ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, Halkın Kurtuluş Partisi’nin suçtan doğrudan zarar görmemesi nedeniyle davaya katılma talebinin reddine, TCDD Genel Müdürlüğü ve TCDD Taşımacılık A.Ş Genel Müdürlüğü’nün meydana gelen kazadan dolayı sorumlu olmaları söz konusu olduğundan ve suçtan zarar gören olarak değerlendirilmeyeceğinden katılma talebinin reddine, kazaya karışan YHT ölen makinistleri olayda kusurlu olduğu bilirkişi raporunda belirtildiğinden aile vekili avukat Adem Kaplan’ın katılma talebinin reddine karar verirken, diğer tüm müştekilerin katılım talebini kabul etti. Mahkeme heyeti, tutuklu yargılanan sanık tren teşkil memuru Osman Yıldırım’ın tutukluluk devamına karar verdi. Bir sonraki duruşma 16 Mart’a ertelendi.
ANKARA