Irkçı saldırıya uğrayan 16 Kürt işçinin ifadeleri tamamlandı. İşçiler, saldırısına uğradıkları Kenan Cebecioğlu’nun ‘Sizi yakarım. Jandarma arkamda’ dediğini söyledi
Fındık toplamak için gittikleri Sakarya’nın Ortaköy ilçesine bağlı Sırt Mahallesi’nde 4 Eylül’de saldırıya uğrayan Kürt işçiler, geri döndükleri memleketleri Mardin’in Mazıdağı ilçesinde saldırganlar hakkında şikayetçi oldu. Saldırganların gözaltına alınıp, alınmadığı henüz belirsizliğini korurken, olayın Mezopotamya Ajansı’nda (MA) yayınlanmasının ardından büyüyen tepkiler üzerine açıklama yaparak, olayı yalanlamaya çalışan Sakarya Valiliği, aileleri telefonla arayarak, 3 kişinin gözaltına alındığını ileri sürdü. Ancak şimdiye kadar saldırganların gözaltına alındığına dair resmi bir açıklama yapılmadı.
Döndükleri memleketlerinde darp raporu alan işçiler, Mardin Barosu, Diyarbakır Barosu, İnsan Hakları Derneği (İHD) Mardin Şubesi ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hukuk Komisyonu avukatlarının eşliğinde Mazıdağı İlçe Jandarma Karakolu’na giderek ifade verdi. Gecenin geç saatlere kadar devam eden ifade işlemleri kapsamında saldırıya uğrayan 16 işçi, saldırganlar hakkında şikayetçi oldu.
Mezopotamya Ajansı (MA) saldırganlar hakkında başlatılan “kasten yaralama” suçlamasıyla işçilerin verdiği ifadelere ulaştı.
‘Jandarma arkamdadır’
Saldırıya uğrayan işçilerden Amed Demir, fındık topladıkları esnada Hüseyin Cebecioğlu’nun yanlarına geldiğini ve kendilerine “İt sürüsü” dediğini, kendisinin de kendilerine hakaret etme hakkı olmadığını söylediğini belirtti. Hakaretlerin devam etmesi üzerine tarladan ayrıldıklarını dile getiren Amed Demir, Hasan, Kadir ve Kenan Cebecioğlu’nun yanlarına gelerek, hakaretlerini sürdürdüğünü söyledi.
Bunun üzerine Baver Demir’in, “bu şekilde devam ederlerse jandarmaya haber vereceklerini” söylediğini aktaran Amed Demir, Hüseyin Cebecioğlu’nun kendilerine dönük “Kimdir o beni jandarma ile tehdit eden. Sizi yakarım. Burası benim memleketim, burası Mardin’e benzemez. Siz burayı Mardin mi sandınız. Jandarma arkamdadır” ifadelerin kullanılmasının ardından balta ve sopalarla saldırıya maruz kaldıklarını kaydetti.
‘Yakıp, öldürmekle tehdit ettiler’
Kenan Cebecioğlu’nun da kendilerine dönük, “Öldüreceğim, yakacağım” şeklinde tehditlerde bulunduğunu belirten Amed Demir, bölgeden ayrılmak istediklerini ancak saldırganlardan Kenan Cebecioğlu’nun “Size saat veriyorum. Ya buradan çıkar gidersiniz ya da evi sizinle beraber yakarım. Sizin cesetlerinizi bu ocağın altına gömeceğim ve hiç kimsenin haberi olmadan olay kapanıp gider. Ben de rahatlıkla gezerim” şeklinde tehditlerini sürdürdüğünü söyledi.
‘Benim dilimle konuşun’
Nadile Demir ile Neriman Demir de ifadelerinde saldırıyı anlatırken, saldırganların kendilerini evle birlikte yakmakla tehdit ettiklerini dile getirdi. Saldırganların balta ile evin penceresinden girmek istediklerini ve kendilerini öldürmekle tehdit etmeye devam ettiklerini dile getiren kadınlar, “Biz eşyalarımızı toplamaya başladık. O esnada ben kuzenim ile Kürtçe konuşurken, Hüseyin Cebecioğlu isimli şahıs bize ‘benim dilimle konuşun’ diye bağırdı. Ardından evden çıktık ve Mardin Mazıdağı’na döndük” dedi.
‘Battaniyeye sarıp evden çıkardık’
Hadra Demir ise ifadesinde Baver Demir’in saldırıda yaralandığını belirterek, “Hasan Cebecioğlu kardeşim Baver’i öldürmek için pencereden girmek istedi. Biz de pencereyi kapattık. Sonra onlar dışarıdan bağırmaya başladılar. ‘Sen dışarı çıkmayacak mısın? Seni öldürmezsek adam değiliz’ gibi tehditlerde bulundular. Bir süre bekledikten sonra evlerine gittiler. Biz de Baver Demir’i battaniyeye sarıp odadan çıkarttık” diye anlattı.
Mahkeme işçilerin ifadesini ‘mağdur’ olarak almak istemedi
Öte yandan işçilerin alınan ifadelerinin ardından açıklama yapan Mardin Baro Başkanı İsmail Elik, Savcının 3 işçi dışımda saldırıya uğrayan diğer işçilerin ifadelerini ‘mağdur’ olarak değil ‘tanık’ olarak almak istediğini söyledi.
Bunun hukuka aykırı olduğunu söyleyen Elik, tepkilerin ardından ifadelerin ‘mağdur’ sıfatıyla alındığını söyledi.
Baro başkanı karakola alınmadı
Karakola girişine izin verilmediğini ifade eden Elik, uzun uğraşlar sonucunda içeri girebildiğini söyledi. Elik, avukat ve bir baro başkanının adli kolluğun olduğu binaya alınmamasının hukuki bir durum olmadığını kaydetti. Elik, Diyarbakır Barosu ile birlikte konuya dair rapor hazırlayacaklarını ve kamuoyu ile paylaşacaklarını belirtti.
DİYARBAKIR