Doğal toplum doğayla ikrarlı sade anlamanın bilgisi ile yaşamını sürdürür. Doğallık, karmaşıklık ilişkisinden çok sürdürebilirlik ilişkisine iknadır. Bu ikna, iman ile perçinli hakikat bilgisi olarak kendini sürekli kılar. Doğal toplumsal bilgi gen aktarımı gibi saçaklı ve ilişkili formda sürdürür varlığını, lakin ilk varlık da bir yokluk üzerine inşa edilmemiştir.
Dayanışma ile ayağa kalkan halkların demokratik ruhu dünya dış politikasında da devinim gücüne dönüşüyor. Daha önceki yazılarımızda Aryenlerin en doğu sınırını çizdiğini ifade etmiştik. İpek Yolu güzergahında stratejik noktalar, dünyanın stratejik entelektüel aklı da sadelik üzerinden algılama formuna kavuşuyor. Bu form birbirinin düşmanı, iktidar İslam’ın iki iktidar unsuru Sami (Sünni) ve Fars (Şii) iktidarını yeniden kapitalist hegemon Çin tarafından barıştırılması ve İpek Yolu güvenliği petrol, kömür aklının stratejik kapalı derinliğinin sonucudur. Öbür yandan Rusya’nın 16 Mart tarihinde Rusya, Türkiye, İran, Suriye diplomatlarını dışişleri düzeyinde bir araya getirmesi aynı hamlenin tamamlayıcı pozisyonu olarak okunabilir. Ama çözüm üretmeyen nafile göz kırpıştır. Plan aynı çünkü.
Aryenlerin en doğu sınırı tüm egemen güçleri tedirgin eder boyutta açığa çıkmaktadır. Mesele sadece askeri değil, dünyanın yeni döneme hazırlık sürecinin düşünsel akış hızının önüne geçme meselesidir. Lakin bu durum nafiledir. İsa Nebi’nin inançsal hakikat arayışının önüne geçmek isteyen Roma İmparatorluğu’nun nafile engellemelerine benzer. Lakin süreç böyle bir uyanışın etkileşimlerine açıktır. Bu gerçeği güçlü gören ABD ve Avrupa yükselen düşünsel ve toplumsal dinamik devinimi kendi politikaları ve gelecek tahayyülü için geçerli, anlaşılır görmektedir.
Ukrayna savaşı bu durumun açık göstergesi olarak dünyanın yeniden enerji arayışının zorlayıcı faktörü olarak ortadadır. Dünya enerji devleri kapitaller bu zorlayıcı eşiği atlamak için daha kolay olan petrol ve kömür kârlılığının artık sürdürülebilir olmayacağının farkındalar. Dünya 2023’te yeni bir enerji kaynağına geçeceği gibi yeni bir demokratik devinime de gidecektir. ABD’nin ve Avrupa’nın, Suriye’nin doğusunda yakaladığı gerçek bu süreci taşıyacak düşünsel ve toplumsal devrimi görmeleridir. Lakin Rojava, Aryenlerin en doğu sınırı olarak nişan edilmiştir. Lakin Rojava, ABD’nin Ortadoğu’daki en itibarlı özgürlük arayışı olmuştur. Bunu düşünsel, stratejik ve toplumsal etkileşim gücü açısından asla kaybetmek istemeyecektir.
Irkçıların en çok debelendiği ve beyaz zekalarının üst perdesinden alay ederek dalga geçtikleri Avrupa ve ABD’nin bu tercihini içleri yarılarak takip etmektedirler. Gelen sonunun beyaz akılları dışında olmasını kabul etmeyen Avrasyacılar çıldırmaktadır. Ortadoğu da debelenen Mahalligillerin üstün Ortadoğu uzmanlıkları da para etmeyince bu çılgınlık ilkel ırkçılığa gark oluyor. Lakin hepsinin ortak özelliği Kadıgil hoyratlığında Kürt anasını görmesin davasıdır. Kürt’ün doğal toplum direncinden gelen duygusal ve düşünsel derinliğine mana vermeyen üstenci egemen aklıdır.
Halkların umudu yaşamı basit ve anlaşılır kılma güçlerinden gelir. Bugün Mezopotamya’da kim ne yaparsa yapsın Kawa’nın direnci, halkların evlatlarının beyinlerini yiyerek beslenen Dehaklara, Yezitlere karşı, Molla rejimlerine karşı ateşlerini yakmış toprağın bağrını harlamaktadır. Türkiye seçim arenası beklentisinden çok beslenenler de deprem sürecinde açık gördüler ki, halkın sadeliği en temel politik devinim gücüdür. Her aranan fantastik devrim halkların omuzunda tekrar beyaz gömlekli beslemek olur. Hakikat arayışı en sade bilginin inşa merhalesi olarak meydan kurmuştur. Cem olmak isteyen önce buradan nasibini alsın. Egemenin torunu üstümüze atmasın. Seçim zorunludur ama olma koşulları halen risk altındadır. Mart’ın 21’inde ne yapacağını bilmeyen muktedirler bir savaş kıvılcımı ateşleyebilir. Ekopolitik bir yıkımla ertelenebilir.
Martın on beşindeki seli 15 gün önce haber vermiştik. En basit bilim aklı bile bunu görür. Ama hoyratlık görmeye engel. Yer son cemre ile göğe yükselir, zelzele sonrası bunca toz afet yağmurlarına sebep olur. Lakin oldu ve yine onlarca can katledildi. Bu tehlike nisan, mayıs dönemi devam edecektir. Halklarımız kendi önlemini almalıdır. Acımız büyük ama yıl bereketlidir.