Madımak katliamının unutulmaması ve gelecek nesillere yaşananların aktarılması amacıyla Madımak Oteli Hafıza Merkezi kuruldu. Yıl sonuna kadar tamamlanması planlanan çalışmada, Sanal Müze, Dijital Kütüphane, belgesel ve sözlü tarih çalışmaları yer alacak
Sêwas’ta (Sivas) 2 Temmuz 1993 tarihinde yaşanan Madımak Oteli katliamında yaşamını yitirenler anısına oluşturulan Madımak Katliamı Hafıza Merkezi projesi çalışmalarına devam ediyor. Avrupa Alevi Birlikleri Federasyonu tarafından organize edilen proje çalışmalarına, 2022 Nisan ayında başlandı. 5 bölümden oluşan projenin ilk adımı olan Dijital Kütüphane 10 Haziran’da açılırken, sırada Sanal Müze, belgesel, wep belgesel ve sözlü tarih projeleri var. Hafıza Merkezi tasarımcılar, yaratıcılar, grafiker, yazılımcıdan oluşan yaklaşık 30 kişilik bir ekipten oluşuyor.
Çalışmalar sırasında hem katliamın canlı tanıkları hem de katliamda yaşamını yitirenlerin ailelerinden oluşan yaklaşık 120 kişi ile görüşmeler yapıldı. Yapılan görüşmeler hem sözlü tarih hem de belgesel çalışmalarında kullanılacak. Aynı zamanda oluşturulan Sanal Müze ile oluşturulan 3 boyutlu çalışma ile de katliamda yaşamını yitirenlerin anılarının canlı tutulması amaçlanıyor.
Madımak Katliamı Hafıza Merkezi Koordinatörü Eylem Şen ve Avrupa Alevi Birlikleri Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi, Halk Ozanı Ali Çağan, projenin ayrıntılarını ve amaçlarını Mezopotamya Ajansı’na anlattı.
‘Proje parça parça sunulacak’
Hafıza Merkezi Koordinatörü Eylem Şen, 5 bölümden oluşan projenin parça parça sunulacağını söyledi. İlk olarak 10 Haziran’da Dijital Kütüphane’nin yayınlandığını aktaran Şen, “Eylül ayında Sanal Müze açılacak. Bu kütüphaneye dayanarak ve sözlü tarih çalışmalarından yola çıkarak bir belgesel ve wep belgesel çalışması yapılıyor. 2D tasarımların olduğu ve tüm yaşananları bir kaç metin üzerinden anlattığımız bir çalışma gerçekleştiriyoruz. Kasım ayında belgesel gösterilebilir bir durumda olacak. Benzer zamanlarda wep belgeselde hazır olacak. Son olarak ise Sözlü Tarih Görüşmeleri yayınlanmış olacak” dedi.
‘Hatıra müzesi’
Projenin detaylarına değinen Şen, şunları söyledi: “Sanal Müze çalışması wep portal üzerinden Madımak Oteli’ni referansla oluşturuldu. Otelin mutfak giriş kapısı üzerinden oluşturulan bu projede, katliamda hayatını kaybeden her bir can için ayrı ayrı oda tasarımları yaptık. Bunları yaparken ailelerden aldığımız nesnelerin 3D modellemesini yaparak odalara yerleştirdik. Onların tutkuları, hayalleri, hayatta gerçekleştirdikleri, onları mutlu eden ne varsa bu odalara taşımaya çalıştık. Bu aslında aynı zamanda bir hatıra müzesi. Sanal müzenin kendisi de Madımak Oteli’nin 30 yıldır bir utanç müzesi yapılmasını isteyen ailelerin talebine dikkat çekmek için yapıldı. Madem Madımak’ta bizim istediğimiz şekilde orada yaşanan acıyı, Alevilere yönelik soykırımı görünür kılan, bütün toplumun utanması gereken bir müze yapılmıyor. O zaman dünyanın her yerinden bakan herkesin görebileceği ve bu büyük acıyı gösterebileceğimiz bir wep portal yapalım dedik.”
‘Madımak ile yüzleşilseydi Roboski , Suruç olmazdı’
Hafıza Merkezi ile tüm yaşananları görünür kılmak, 33 canı sonsuzluğa taşımak ve katliamla ilgili hakikatlere işaret etmeyi amaçladıklarını vurgulayan Şen, Madımak katliamının hala yaşayan bir katliam olduğunu ve bununla ilgili bir yüzleşme olmadığını belirtti. “Madımak ile yüzleşilseydi, Roboski, Suruç olmazdı” diyen Şen, “Bütün bunlarla yüzleşmek ve toplumsal hafıza yaratmak hepimizin sorumluluğu. Bu merkezi toplumun tüm unsurlarıyla birlikte tamamlayabiliriz. Madımak katliamı ve burada hayatını kaybedenlerle ilgili elinizde belge, bilgi, görsel, video olan herkes hafıza merkezi ile paylaşırsa seviniriz. Ancak böylelikle güçleniriz ve toplumsal hafıza yaratabiliriz. Bütün bu süreçlerde yaşanan suçlarla yüzleşmeye bir katkınız olabilir” diye seslendi.
‘Katliama inanmıyorlar, film kesiti sanıyorlar’
Avrupa Alevi Birlikleri Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi Ali Çağan ise, katliamın canlı tanıklarından olduğunu aktardı. Aradan 30 yıl geçmesine rağmen adalet arayışının da yüreklerindeki ateşin de sönmediğini dile getiren Çağan, “Ben hep 2 Temmuz 1993’te ve Madımak Otelinin içerisindeyim. İsveç’te insanlara bu katliamı anlattığımızda, inanamıyorlar, film kesiti sanıyorlar. Normal bir insanın algılayamayacağı bir olaya tanık olduk. Böylesi bir durumda bizim hala yüreğimiz yanıyor, acımız büyük. Bu çalışmayla 500 yıl sonra da bu topraklarda, insanların dini, ırkı, inancı yüzünden egemenler tarafından katledilmesinin önünü kesecek bir şey bırakmak istiyoruz” ifadelerini kullandı.
Canlı tanıkların da artık hayatını kaybetmeye başladığını dile getiren Çağan, onların tanık olduğu her şeyin de kendileriyle birlikte yok olduğunu belirtti. Çağan, “Yaşananların bizden sonraki kuşaklara da aktarılması gerektiğini düşündük. Kaybettiğimiz canların anlatılması gerekiyordu. Orada katledilenler sadece 33 rakamından ibaret değildi. İnanıyorum ki bu topraklara, sevginin üzerine kurulmuş bir yapı getirilecek. Hep birlikte bunlardan hesap soracağız” dedi.
İZMİR