Madımak’ta yaşamını yitirenler katliamın 25. yılında Sivas’ta anılacak. Aradan geçen 25 yıla rağmen katliamın yöntem değiştirerek devam ettiğini belirten HDP Milletvekili Bülbül, ‘Madımak hala yanıyor’ dedi
Madımak Oteli’nde 33 aydının öldürüldüğü Sivas Katliamı’nın üzerinden 25 yıl geçti. Katliamda yaşamlarını yitirenler bugün Alevi örgütleri tarafından Sivas’ta anılacak.
Anma töreni kapsamında saat 10.00’da Seyrantepe Cemevi önünde toplanılıp Mevlana Caddesi’nden, Cumhuriyet Meydanı’nda yürünecek ve Madımak Oteli önünde karanfiller bırakılacak.
Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Gani Kaplan, katliamın üzerinden 25 yıl geçmesine rağmen acılarının taze olduğunu, bu süreçte gelen hiçbir hükümetin bu acıyı hafifletecek bir adım atmadığını söyledi. Sivas Katliamı’nın perde arkasının hâlâ aydınlanmadığının altını çizen Kaplan, anma etkinliklerine katılım çağrısında bulunarak şunları söyledi: “Karanlığı aydınlatmanın yolu alanlarda birlikte müdahale etmekten geçer. O yüzden tüm haklarımızı bugün düzenleyeceğimiz anma etkinliğinde bir araya gelmeye çağırıyoruz” dedi.
Anma törenlerine katılım çağrısı yapan bir diğer isim HDP’nin Antalya Milletvekilli Kemal Bülbül ise, katliamın bitmediğini ve yöntem değiştirerek devam ettiğini söyledi.
PİRHA’ya konuşan Bülbül, “Kültürel soykırım, baskı, tehdit, şantaj olarak devam ediyor. Gezi direnişinde katledilen Berkin Elvan da bir Madımak şehididir, Ali İsmail Korkmaz da bir Madımak şehididir ve darbe girişiminin hemen akabinde Alevi mahallelerine yapılan tehditler, saldırılar ve hükümetin buna sessiz kalması ve hatta yönlendirmesi tutumu da Madımak politikasının devam ettiğinin göstergesidir” dedi.
‘İçler acısı bir tutum’
“Madımak hala yanıyor” diyen Bülbül, zaman aşımı ile sonuçlanan yargı sürecine değindi ve şunları söyledi: “Madımak’ın yanıyor olmasının sebebi şu: Madımak davasıyla ilgili verilen zaman aşımı kararına o dönem Başbakan olan kişi şöyle demişti: ‘Bu karar Türkiye’ye hayırlı uğurlu olsun’. Aslında bu Madımak’ın onaylanması, Madımak’a dair tutumun devam edeceğinin göstergesiydi. Yine AKP’li yetkililer Madımak katillerinin avukatlıklarını yaptılar, vekil yapıldılar, belediye başkanı yapıldılar vesaire. Akabinde Cafer Erçakmak gibi katil olduğu mahkeme kararıyla tescil edilmiş bir kişinin korunduğunu, kollandığını, tüm Madımak katillerinin Avrupa’da elini kolunu sallayarak dolaştığını, buna ilişkin iade talebinde bulunulmadığını gördük. Cafer Erçakmak’a ilişkin ‘öldü’, ‘gömüldü’ tabirinin kuşkulu olduğunu, araştırmanın gerektiğini ifade ediyoruz. Şu anda yürüyen Madımak davasında bir dakikalık duruşma seansları yapılıyor, içler acısı bir tutum.”
Utanç müzesi olmalı
Madımak Katliamı’nın insanlığa karşı işlenmiş bir suç olduğunu belirten Bülbül, Madımak’ın “utanç müzesi” olması gerektiğini söyledi. Bülbül, “35 insan katledildi göz göre göre yakıldı. Bu insanlık için utanç verici bir durumdur. Bundan sonra böyle bir şey yapılmamalıdır tabiri. Madımak’ı ne yaptılar? Adına bir anı evi dediler. Süslemiş püslemişler, isimler yazmışlar ve iki tane de katilin ismi yazılı orada. Katliamda adı geçen sanıkların ismi yazılı. Böyle bir şey müze olamaz. Liselerdeki, ortaokullardaki köşeler olur ya aynı onun gibi bir şey. Biz bunu kabul etmiyoruz. Utanç müzesi demek olup bitenin hepsinin resmedildiği o haliyle kaldığı yakılmış perde, yakılmış merdiven, yakılmış oda o şekliyle kalacak. Görenler o ürpertiye tanık olacaklar, bu utanç verici duruma tanık olacaklar. Utanç müzesi böyle olur” dedi.
Validen müdahale sinyali
Pir Sultan Abdal ve Kültür Derneği yöneticileri, anmanın güvenliği için Sivas Valisi Davut Gül ile görüştü. Görüşmeye katılanlardan, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Kültür Sanat Sekreteri Özgür Kaplan, Vali Gül’ün alan güvenliğini en üst seviyede sağlayacağına dair kendilerine bilgi verdiğini aktardı. Kaplan ayrıca, Vali’nin kendilerine, “Cumhurbaşkanı ve hükümet aleyhinde slogan atılırsa, mitinge müdahale ederiz” uyarısında bulunduğunu aktardı.
‘Biz bitti demeden bitmez’
Madımak Katliamı davası avukatlarından PSAKD’nin eski Genel Başkanı Kazım Genç ise davanın sadece katliam olarak değil insanlığa karşı işlenmiş suçlar kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.
Genç, “Bu dava göstermelik bir davadır. Bu dava olayı planlayan, organize eden ve sahneleyenleri korumaya ve gün yüzüne çıkmasını engellemeye yönelik bir davadır. O yüzden de; biz bitmedi demeyince Sivas davası bitmez” dedi.
Sivas Katliamı davasında ne olmuştu?
Sivas Katliamı ile ilgili 124 kişi tutuklandı. Yedi yıl süren dava sürecinde 33 kişi idama 85 kişi 2 ila 15 yıl arasında hapis cezasına mahkum edildi. 37 sanık beraat etti. İdam cezası alan 33 kişinin cezası ağırlaştırılmış müebbet hapis cezalarına dönüştürüldü. 2004 Kasım’ında Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, Sivas Davası’nda “Anayasal düzeni zorla bozmaya kalkışmaya iştirak” suçundan 7 yıl 6’şar ay ağır hapis cezasına mahkum ettiği dokuz hükümlüyü, yeni TCK’ye göre tahliye etti. Sivas davası hükümlülerinden üç kişi de daha önce yeni TCK’deki lehte olan hükümlerden yararlanarak, tahliye olmuştu. 13 Mart 2012’de, mahkeme, sanıklar Cafer Erçakmak ve Yılmaz Bağ hakkındaki davanın ölmeleri nedeniyle ortadan kaldırılmasına; Şevket Erdoğan, Köksal Koçak, İhsan Çakmak, Hakan Karaca ve Necmi Karaömeroğlu yönünden ise zamanaşımı nedeniyle düşürülmesine karar verdi. Mahkeme heyeti, firari sanıklar hakkında ise zamanaşımı hükümlerinin uygulanmasına karar vererek davayı düşürdü.
DTK: Unutmayacağız
Demokratik Toplum Kongresi (DTK) katliamın 25. yılında yaptığı yazılı açıklamayla bir kez daha katliamı kınadı.
“Üzerinden 25 yıl geçmesine karşın, hâlâ bir yüzleşmenin yapılmamış olması doğrudan bu faşist iktidar blokunun katliam karşısındaki bakışlarını ve tercihlerini ele vermektedir” denilen açıklamada, katliamın asla unutturulmayacağı vurgulandı.
Açıklamada şu ifadeler yer aldı:
“Sivas Katliamı’nı gerçekleştiren, göz yuman, teşvik eden bütün kirli ve karanlık odakların insanlık, evrensel hukuk ve adalet önünde yargılanıp hesap verecekleri günlerin yakın olduğuna olan inancımızı belirtmek istiyoruz. Faşist diktatörlüğe karşı, ortak demokratik paydalar etrafında, bütün demokrasi güçlerinin birlikte mücadele etmeleri, Sivas Katliamı’nı gerçekleştirenlere verilecek en doğru ve en güçlü cevaptır.”
HABER MERKEZİ