Türkiye’de sermaye talanından kaynaklı süren ekonomik kriz için para dilenen iktidar, Dünya Bankası ile yapılan anlaşma sonrası ekonomik kriz bahanesiyle yeni talan yolları arıyor. Bu amaçla Ocak ayında hazırlanan yasa Meclis’te bu hafta görüşülecek
Enerji alanında sermaye çıkarlarını içeren Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, Ocak ayında Meclis Başkanlığına sunulmuştu. Yasa teklifinin Şubat ayı içinde meclis genel kuruluna getirileceği açıklamasına rağmen komisyon görüşmeleri sonrası İliç’te yaşanan yıkım nedeniyle yasa beklemeye alındı. Dünya Bankası ile yapılan kredi anlaşmasının bir parçası olan maden ve enerji başlıklarını içeren ve hazır olan yasa teklifi ile bankanın istediği sermaye yağmasını hızlandırmak için iktidarın yasa tasarısını bu hafta içinde meclis gündemine getirmesi beklenmekte.
Raporlama zorunluluğu kalkacak
AKP milletvekillerinin imzasını taşıyan teklifle, Ulusal Maden Kaynak ve Rezerv Raporlama Komisyonu (UMREK) koduna göre raporlama zorunluluğu sadece “IV. Grup” maden işletme ruhsatları açısından devam edecek. Böylece bunun haricindeki maden grupları açısından bu zorunluluk ve mevcut taksir yaptırımı tamamen kaldırılacak. Bunun yanında Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü, Kanun hükümlerine göre arama ruhsatı alarak bulduğu madenler için UMREK Koduna göre rapor hazırlama şartı aranmaksızın, MTA tarafından hazırlanan raporlar ile buluculuk hakkını kazanılması sağlanırken, gerçekte tüm raporlama işlemi ortadan kaldırılıyor.
Madenlere genişleme özgürlüğü
Hazırlanan kanun değişikliği gerekçesinde uluslararası uygulamaların tespiti için sair ülke mevzuatı incelendiğinde raporlama standartlarına ilişkin düzenlemelerin büyük oranda gönüllülük ilkesine dayandığı iddia ediliyor. Endonezya, Kazakistan ve Kolombiya’da raporlama zorunluluğuna yönelik düzenlemelere yer verildiği ancak uygulanmadığı belirtiliyor. Bu nedenle UMREK koduna göre raporlama zorunluluğunun sadece IV. Grup maden işletme ruhsatlan açısından devam etmesi, IV. Grup haricindeki maden grupları açısından bu zorunluluk ve mevcut fıkradaki taksir yaptırımı kaldırılarak UMREK koduna göre raporlamanın gönüllülük esasına dayalı olarak yapılması sağlanmak isteniyor. Bu kanun maddesiyle sermaye mevcut maden sahalarını ‘keyfi’ bir tutumla büyütmesi sağlanırken, yeraltında hangi madeni çıkaracağı bilgisini bile paylaşmaktan muaf tutuluyor.
Yerli yabancı şirket yağması
Kanun değişikliği gerekçesinde, rapor zorunluluğu MTA Genel Müdürlüğü çalışmalarında maliyet artışının yanında hammadde kaynaklarının tespiti ve ekonomiye kazandırılmasındaki süreci uzatarak olumsuz etkilediği iddia ediliyor. Bu durumun madencilik sektöründeki cari açığın azaltılmasına yönelik ülke hedefleriyle örtüşmediği ve bu nedenle değişiklikle, MTA Genel Müdürlüğü tarafından yürütülen etüt, jeofizik, sondaj vb. çalışmalar sonucunda varlığı tespit edilen kaynaklar UMREK standartlarına göre ekonomik olarak değerlendirilemediği için MTA Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanacak teknik raporlar ile ekonomiye hızlıca kazandırılması hedefleniyor. Bu kanunun yabancı maden şirketlerinin UMREK aracılıyla ulaştığı MTA raporlarına dayanarak ülkede at koşturmasının önündeki bürokratik engelleri kaldırılarak büyük bir yağmanın hızla sürece eklenmesi amaçlanıyor.
Göller, kıyılar, denizler
Hazırlanan teklifle Kıyı Kanunu’nda değişiklik ise sulak alanların işgal edilmesinin önünü açıyor. Kıyı Kanunu’nda yapılmak istenen değişiklikle; denizler, baraj gölleri, suni göller ve tabii göllerin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığınca yenilenebilir enerji kaynak alanı olarak ilan edilen alanlarında ‘imar planı yapılmaksızın’ yenilenebilir enerji üretim santralleri kurulabilmesi hedefleniyor. Ayrıca Doğal Gaz Piyasası Kanunu’na ‘doğal gazın sıvılaştırılması’ tanımı eklenerek, yerli üretim veya farklı kaynaklardan ithal edilen doğal gaz, Türkiye’de sıvılaştırılarak dünya piyasalarına LNG olarak pazarlanabilecek.
Nükleer atık!
Nükleer Düzenleme Kanunu’nda yapılan değişiklikle, nükleer madde taşıyan kişinin ‘talebi’ ile nükleer tesis işletenin muvafakati ve Nükleer Düzenleme Kurumunun onay yönündeki kararıyla taşıyıcının sorumlu olabilmesine imkan tanınacak. Buna göre, işleten, nükleer maddelerin taşınmasına ilişkin sigorta yaptırma veya teminat gösterme yükümlülüğünü Kurumun onaylaması şartıyla taşıyıcıya devredebilecek. Yükümlülüğü devralan taşıyıcı, düzenleme kapsamında işleten olarak sorumlu olacak. Bu değişiklikle nükleer santral sahibi şirket, olası nükleer kazalardan muaf tutulurken, taşıyıcı şirketin radyasyon yüklü atıkların toplanacağı yeri de belirleyerek büyük bir çevre kirliliğinde tek sorumlu olması ve santral sahibi şirketin atıklardan doğan sorumluluğunu da üstelenmesiyle, Akkuyu’da oluşacak nükleer atıklardan şirketin sorumluluğu ortadan kaldırılmış olacak.
Halkın malına ucuza çökmek!
Yasa tasarısında, enerji nakil hatlarına ilişkin irtifak alanı hesabında mevzuatta yer almayan manyetik alan ve elektriksel alan gibi etkenler nazara alınarak mevzuata göre belirlenmesi gereken bedelin çok üzerinde bedel/tazminat hesaplandığı iddia edildi. Bu madde ile ilgili mevzuatında belirlenen teknik kriterlerin uygulanması suretiyle irtifak alanının hesaplanmasında yeknesaklık sağlanması, elektriksel veya manyetik alan gibi başkaca etkiler eklenmek suretiyle fahiş kamulaştırma bedellerinin belirlenmesinin önüne geçilmesi ve kamu kaynaklarının tasarrufu ile yapılacak yatırım miktarlarının artırılmasının amaçlandığı yasa tasarısına yer alırken, bu değişiklikte açıkça belirtildiği gibi halkın malına ‘acele’ ve ‘ucuz’ çökme planı yürürlüğe sokulmuş olacak.
EKOLOJİ SERVİSİ