AKP,maden işletmelerinde yükselen maliyetlerin işletme üzerindeki yükünü hafifletmek ve zararlarını karşılama gerekçesiyle 350 milyon TL’lik ödeme yapacak. Sermayeye destek olunurken, kaybeden halk ve doğa oluyor
Yusuf Gürsucu / İstanbul
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, televizyonda yaptığı açıklamalarda madencilikte destek ödemelerinin 8 Haziran itibariyle başladığını belirterek, normalleşme döneminde maden ocaklarında süratle üretime odaklanacaklarını söyledi. Yapılan desteği sanki işçilere yapılıyormuş gibi göstermeye çalıştığı görülen Dönmez, “İstihdamı ve üretimi artırmak için ‘yeraltı maden işçilerine yapılan destek’ ödemelerine bugün itibariyle başladık. Yılda 10 bin yeraltı madencimiz için belirtilen şartları yerine getiren işletmelere toplamda 350 milyon TL’lik destek ödemesi yapacağız” ifadesini kullandı.
Madencinin yükselen maliyeti
‘Yer Altı Kömür İşletmelerinde İşçi Maliyetlerine Uygulanacak Desteğe İlişkin Tebliğ’, Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü tarafından 2 Haziran günü yayınlanarak yürürlüğe girmişti. Tebliğ; linyit ve taşkömürü de dahil olmak üzere, ‘maden işletmelerinde yükselen maliyetlerin işletme üzerindeki yükünü hafifletmeyi ve istihdam sağlamayı amaçlayan desteklemelerin, usul ve esaslarını belirlendiği belirtilirken istihdam vurgusu sadece bir algı sözcüğü olduğu uzmanlarca belirtiliyor. Dönmez, ayrıca Afrika’daki değişik ülkelerle de petrolün dışında maden sahalarında çalışmalar yürütüldüğünü söylerken bu çabanın sınırsız destek sağlanan maden şirketlerine yeni alanlar açma gayreti olduğu açıklamalardan anlaşılmakta.
Talep mi, emir mi?
Geçtiğimiz Mart ayı ortalarında maden patronlarınca oluşturulmuş olan Maden Platformu iktidara seslenen bir rapor yayınlamıştı. Koronavirüs salgınının yol açtığı zararlara değinilen rapor, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez’e sunuldu. Raporda, 13 maddeden oluşan talepler yer alıyordu. İktidar maden patronlarının her zaman yaptığı gibi taleplerini hemen yerine getirmek için adım atarken bu durumun bir talep değil sanki emir olduğunu gösteriyordu. Emekçi kesimlerin taleplerine kulakları kapalı olan iktidar, sermaye kesimlerinin taleplerini hemen yerine getiriyor olması son aylarda açıkça yaşanmaya başlandı.
Şirketlerin zararı karşılanıyor
Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan’ın 2282 nolu, “Yer altı Maden İşletmelerinde Meydana Gelen Maliyet Artışlarının Karşılanması Amacıyla Destek Verilmesine İlişkin” 24 Mart 2020 günü verdiği kararı 25 Mart günü Resmi Gazete’de yayınlandı. Bu karara göre, 12 Haziran 2019 ve 31 Aralık 2020 tarih aralığını kapsayan, yeraltı maden işletmelerinde doğan zararların karşılanmasını amaçlayan destek verileceği yer almıştı. O gün için destek rakamı telaffuz edilmeyen desteğin 350 milyon lira olduğu yeni öğrenildi. Enerji şirketlerine üretmedikleri enerji için kapasite mekanizması adı altında yapılan aylık 250 milyon lira ortalama ödemeye benzer bir ödeme standardının maden şirketleri içinde yerine getirileceği, ödemlerin ‘yıllık’ adı altında yapılıyor olması bu durumu açığa çıkardı. Koronavirüsten etkilendiği iddia edilen şirketlere destekte sınır tanımayan iktidarın işçi, köylü vd. emekçi halklara açlık sınırında ücretler belirlerken işsizliğe mahkum olanları ise sefalete itiyor.
Ayrıcalıklı 17 maden şirketi
Enerji şiirketleri içinde 36 şirkete açıktan haksız ödeme yapılırken maden şirketleri için yapılacak şirket sayısı 17 olduğu Resmi Gazete’de yer almıştı. İçinde Koç Holding’in ve Ciner Gurubu’nun madenlerinin de yer aldığı 17 maden şirketi bu desteklerden yararlanacak. Desteğin madenlerde yaşanan koronavirüsü salgınına rağmen bir arada çalışmaya mahkum edilen işçilerin yararına herhangi bir maddenin olmaması dikkat çekerken havuz medya ve Bakan Dönmez bu desteğin işçilere yapılıyor gibi lanse etmeleri tepkileri azaltmaya dönük olduğunu ortaya koyuyor.
SİT alanlarına maden
İktidarın sınırsız desteğini alan sektörlerin başında enerji, maden, inşaat ve savunma sanayisi gelmekte. Geçtiğimiz Mart ayından bu yanan madencilere yapılan desteklerin ise sınırsız bir düzeye ulaşması dikkat çekiyor. 16 Mart 2020 Pazartesi günkü Resmi Gazete’de Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 31070 sayılı bir yönetmelik yayınlanmıştı. Yönetmeliğin başlığı “Korunan Alanların Tespiti, Tescil ve Onayına İlişkin Usul ve Esaslara Dair Yönetmelikte ‘Değişiklik Yapılmasına Dair’ Yönetmelik.” Bakanlık bu yönetmelikle, maden vb. tesislerin koruma alanlarında tamamen özgür olmasını ve önündeki olası engellerin Cumhurbaşkanlığı ve Bakanlıkça belirlenecek Bölge Komisyonları inisiyatifiyle kaldırılmasının koşullarını sağlandı. Mevcut yönetmeliğin 6. Maddesine, “(3) Sürdürülebilir koruma ve kontrollü kullanım alanlarında bulunan madenlerin milli menfaatlere uygun olarak aranması, hangi şartlarda ve ölçülerde işletileceği, kapatılması ve alanın rehabilitasyonu ilke kararları doğrultusunda alınacak olan Bölge Komisyonlarının kararları doğrultusunda yapılır” paragrafı eklendi.
721 adet maden sahası
AKP iktidarı son 15 yılda her türden 400 bini aşkın maden ruhsatı dağıtırken doğal yaşam büyük zararlar gördü. Enerji ve inşaat yatırımlarında duraklamaya giren iktidarın bugünkü hedefinde madencilik öne çıkıyor. Sadece 5 Haziran günü Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü (MAPEG), binlerce hektar doğal alanı madenciliğe açarak 721 adet ruhsat ihalesi açtı. Maden sahalarının büyük çoğunluğu altın, bakır, gümüş, kuvars, feldispat gibi IV. grup olarak nitelenen madencilik faaliyetlerini içeriyor. 6, 431 ve 284 adet toplamda 721 adet maden sahası olarak ayrı ayrı ihaleye çıkılıyor. Maden ve enerji sektörleri için yaratılmış olan büyük bir yağma alanına yenilerini eklemeye çabalayan AKP iktidarı, Türkiye’de madenler için 55 bin adet saha belirlenirken, bine yakını yabancı olan binlerce şirkete maden ruhsatları dağıtıldı ve dağıtılmaya devam ediliyor.