Birçok doğal alanı maden şirketlerinin talan alanı haline getiren iktidar yeni yatırımcılar için yaptığı çağrıda ise hem iktidarın doğaya yaklaşımını hem de ülkede iş gücünün yaşadıkları sorunları itiraf etti.
Çağrıda, asgari ücretin 2 bin 825 TL olduğu ülkede iş gücünün ucuz olması “fırsat” olarak sunuldu. Türkiye’nin dört bir yanında yabancı şirketlerin işlettiği maden ocaklarına karşı Kaz Dağları’nda Alamos Gold’a karşı çevrecilerin ve Kirazlıyayla’da da Delta Star Enerji’ye karşı da köylülerin başlattığı mücadele sürerken, Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi ise yabancı yatırımcıyı Türkiye’ye çekmek için sektörlere göre yaptığı değerlendirmede, madencilik sektörüne ilişkin çağrısında itiraf gibi açıklamalar yaptı.
‘Potansiyel yüksek’
Çağrıda yağmacı firmalara yapılan çağrıda şunlar denildi: “Alpler’den Güneydoğu Avrupa’ya yayılarak Türkiye, Aşağı Kafkaslar, İran ve Himalayalar üzerinden Çin’e kadar uzanan özel bir ofiyolit türü olan Tetis-Avrasya Metalojenik Kuşağı’nın batı bölümünün çoğunluğunu bünyesinde barındıran Türkiye, maden yatırımcılarına kanıtlanmış bir potansiyel sunmaktadır. Bu kuşakta en az keşif yapılan bölge olan Türkiye, bu özelliğiyle maden çıkarma faaliyetlerinde bulunan şirketler için oldukça umut vadeden bir bölge olarak dikkat çekmektedir.”
Maliyet düşük
“Türkiye’nin genç, dinamik ve eğitimli iş gücü oldukça nitelikli bir iş gücü havuzu sunmaktadır. Türkiye’de 38 şehirde 56 maden mühendisliği bölümü bulunmaktadır” denilen açıklamada, “Türkiye’nin madencilik sektöründeki şirketlere sunduğu avantajlar yalnızca nitelikli iş gücüyle sınırlı olmayıp nispeten düşük lojistik ve sondaj maliyetleri, önemli pazarlara yakınlık, cazip devlet teşvikleri ve oldukça rekabetçi vergileri de içermektedir” denildi.
Devlet desteği var
AKP’nin ve ülkedeki yabancı şirket sayısının övüldüğü ve ülke koşullarının görmezden gelindiği açıklamada, “Çarpıcı ekonomik büyüme, uzun yıllardır süregelen siyasi istikrar, yapısal reformlar ve devlet kurumlarının sunduğu destek sayesinde Türkiye, madencilik sektörüne 2018 yılında 183 milyon ABD doları doğrudan yabancı yatırım girişi sağlamıştır. Sektördeki ihracat ise 2018 yılında 3.8 milyar ABD doları olarak kaydedilmiştir. Türkiye’de 2004 yılında sadece 138 olan uluslararası maden şirketi sayısının bugün 773’e çıkmış olması yatırımcıların Türkiye’ye olan ilgisinin arttığını kanıtlar niteliktedir” denildi.
Bir de teşvik var
Firmalara sağlanan avantajların da övüldüğü açıklamada şu ibareler yer aldı: “Türkiye’nin bölgesel yatırım teşvik sistemi, bölgelerin gelişmişlik seviyelerine göre 1 ile 6 arasında gruplandırıldığı ve en az gelişmiş bölgelerin 6. seviye olarak değerlendirildiği bir modele dayanmaktadır. Bu sistem kapsamında, en avantajlı teşvikler daha az gelişmiş bölgelere sunulmaktadır. Madencilik sektörü bu sistem için bir istisna teşkil etmekte olup gerçekleştiği yere bakılmaksızın madencilik sektöründeki çoğu yatırım Bölge 5’e sunulan teşviklerle desteklenmektedir.” Çağrıda geçen Bölge 5’e sunulan teşviklerde ise SGK işveren prim desteği, KDV, gümrük vergi muafiyeti, vergi indirimi gibi ekonomik avantajlar yer alıyor
EKONOMİ SERVİSİ