Lübnan’da Cumartesi günü gerçekleşen hükümet karşıtı protestolarda eylemciler ile polis arasında şiddetli çatışmalar yaşandı. Kızılhaç 400’e yakın yaralı olduğunu söylüyor
Lübnan Kızılhaç’ının verdiği bilançoya göre, Cumartesi günü yaşanan çatışmalarda 400’e yakın kişi yaralandı. Çatışmalar Beyrut’taki parlamento çevresi ve Şehitler Meydanı’nda yaşandı.
Son haftalarda ülkedeki ekonomik durum hızlı bir şekilde kötüleşirken, siyasi sınıf halen eylemcilerin taleplerine yanıt olabilecek bir hükümet kuramadı. Sokakların baskısı sonucu Başbakan Saad Hariri, iki ayı akşın bir süre önce istifa etmişti.
Cumartesi günkü çatışmalar parlamentonun temel girişlerinden birinin önünde başladı. Bazıları maskeli olan eylemciler, polise taşlarla karşılık verdi. Bazı protestocular polisin kurduğu barikatları aşmayı başardı. Polis TOMA’lar ve gaz bombaları ile eylemcilere müdahale etti. Parlamentonun başka bir cephesindeki reklam panoları eylemciler tarafından tahrip edildi.
Saatlerce süren çatışmalarda, bir çok bankanın ön cephesi tahrip edildi. Bankalar son haftalarda sık sık protesto hareketinin hedefi oluyor. Bankalar ve siyasi yöneticiler yolsuzluğun kaynağı olarak görülüyor.
Uluslararası Af Örgütü, Lübnan’da polisin keyfi gözaltıları ve eylemcilere yönelik “şiddet düzeyinin” kabul edilemez olduğu tepkisinde bulundu.
Lübnan’da WhatsApp üzeri aramalara vergi getirilmesi bardağı taşıran son damla olmuştu. Hükümet ilkin şiddetle bastırma yolunu seçse de sokakların sesini bastıramadı. 17 Ekim’de başlayan protestolar sonucu 29 Ekim’de Başbakan istifa etmek zorunda kalmıştı. Aralık ayında yeni başbakan olarak Hasan Diab’ın belirlenmesi de tepkileri dindiremedi. Diab, eylemcilerin istediği gibi bağımsız teknokratlardan oluşan bir hükümet kurma sözünü verse de, eylemciler Diab’ın yolsuz siyasi sınıftan geldiğini belirterek reddediyor.
Libya’daki tepki, yaşam koşullarının kötüleşmesi ve bankaların para çekmeye getirdiği sıkı kısıtlamalarla daha da büyüdü. Ülkenin borcu 90 milyar dolara yükseldi. Bu da yurt içi gayrı safi milli hasılasının yüzde 150’sinden fazlasına denk geliyor. Dünya Bankası, Kasım ayında yaptığı bir açıklamada yoksulluk oranının nüfusun yüzde 50’sine varabileceği uyarısında bulundu. Ülke zenginlikleri ise küçük bir azınlığın elinde bulunuyor. Yedi milyarder, 13.3 milyar dolarlık servete sahip. Bu da orta gelirlinin nüfusun yüzde 50’sinin sahip olduğu gelirden on kat daha fazlasına denk geliyor. Siyasiler ve devlet memurları arasında yolsuzluk endemik bir hal almış durumda. Bu nedenle protestocular, bağımsız teknokratlardan oluşan bir hükümet kurulmasını istiyor.
Kaynak: ANF