Hedef Lozan Anlaşması’nın 100. yılı ve seçim öncesi Zengezur Koridoru açıp Türkiye ile Orta Asya ülkeleri arası kesintisiz kara ve tren yolu ile birleştirmek. Ancak İran’ın açıklamasına, Rusya’nın Çin korkusuna dikkat
Mehmet Ali Çelebi
Hegemonya peşinde dizginiz gitme hevesindekiler Güney Kafkasya’da siyasi zemini her an patlayabilir mayın tarlasına çevirdi. 9-10 Kasım 2020’de Moskova’da Ermenistan ile Azerbaycan arasında ateşkesle sonuçlanan 44 günlük 2. Dağlık Karabağ Savaşı (Artsakh) sonrası 12 Eylül 2022’de başlayan çatışmalar Ermenistan, Azerbaycan, İran, Türkiye’yi ince bir buz tabakası üstüne sürükledi..
Çatışmalar Ermenistan ile Azerbaycan sınırında Daşkesen, Kelbecer ve Laçin bölgelerinde 12 Eylül 2022 gecesi başlayıp 15 Eylül’e kadar sürdü. Azerbaycan ve Türkiye, Ermenistan’ı suçladı. Ermenistan ise Azeri güçlerin başlattığını kaydetti. Azeri güçler Dağlık Karabağ’daki bölgelerden saldırdıktan sonra Ermenistan sınırını da geçti. Azerbaycan ordusu Ermenistan’ın Gegharkunik, Syunik, Artanish, Verdenis, Sotk, Jermuk, İskhanasar, Goris gibi yerleri de Türkiye’den aldığı SİHA’lar ve ağır silahlarla vurdu. İki taraftan yüzlerce asker öldü. Siviller yerlerinden oldu.
Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan hemen Rusya Başkanı Putin ve Fransa Cumhurbaşkanı Macron ile telefonda görüştü. Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Erdoğan ile 15 Eylül’de Semerkant’da yüz yüze görüştü. İran yönetimi iki tarafla telefon görüşmeleri yaptı. Paşinyan, Azerbaycan ile bazı anlaşmalar yapmaktan söz edince 14 Eylül gecesi binlerce kişi Parlamento önünde toplanıp, ülkesini koruyamadığı, tavizler verdiği gerekçesiyle gösteri yaptı. Bu noktada fotoğrafın bütününe ışık tutalım.
1.Dağlık Karabağ Savaşı sonrası
Ermenistan tarafı 2020’deki II. Dağlık Karabağ Savaşı’nda çok kentten çekilmiş, ordusunun büyük kısmını, hava savunma sistemini kaybetmişti. Paşinyan zaten görüşme yanlısıydı. Böyle bir maceraya atılamazdı.
Hatırlarsak 9-10 Kasım 2020’de Moskova’da Putin-Aliyev-Paşinyan arasındaki zirveden ateşkes bildirisi çıkmıştı. Bu kapsamda 29 Ağustos 2022’de Laçin Koridoru Azeri güçlerine geçti. 12 Eylül 2022 saldırısı başlamadan önce Türkiye’den askeri uçakların Azerbaycan’a inişi dikkat çekiyordu. Azerbaycan’da, Türkiye ve Azerbaycan Hava Kuvvetleri 5 Eylül 2022’de ortak askeri tatbikat yapacaktı. (II. Karabağ Savaşı öncesi de TSK, tatbikat bahanesiyle asker, uçak sevketmişti)
Ukrayna’da Eylül 2022’in ilk günleri Kharkiv (Harkov) hattında Rusya’nın çok sayıda kentten esirler vererek, çok tank kaybederek çekilmek zorunda kalması Aliyev Azerbaycan’ını ve Türkiye’yi cesaretlendirmişti. Azerbaycan ve AKP-MHP, Ukrayna’daki savaşın enerji etkisinden de yararlanmak istiyordu.
Nahçıvan ile Azerbaycan’ı Ermenistan’ın güneyinden birbirine bağlamak için Türkiye ile Azerbaycan 2022’de yoğun propaganda yapıyordu.
Türkiye ve Azerbaycan, ısrarla 2020 ateşkesi bildirisindeki 9. maddeye işaret ediyordu. 9. madde şöyleydi: “Bölgenin ekonomik ve ulaşım bağlantılarında engeller kaldırılacak. Ermenistan, vatandaşların, araçların ve yük araçlarının iki yönde hareketini organize etmek amacıyla Azerbaycan’ın batısındaki bölgeler ile Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti arasında ulaşım iletişimini sağlayacak. Ulaşım, iletişimin kontrolü, Rusya Sınır Güvenlik Servisi kurumları tarafından da sağlanacak. Tarafların anlaşmaya varması durumda, Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti ve Azerbaycan’ın batı bölgeleri arasında ulaşım iletişimlerinin ağları inşa edilecek.” (TRTHaber/11 Kasım 2020) Bu madde herhangi bir ülke arasındaki sınır geçişleri nasıl kolaylaştırıcı önlemlerle işletiliyorsa benzer bir yöntem öneriyor.
Günün sonunda çatışma algoritmasında düğüm Ermenistan’ın güneyinde Aras Nehri yakınında İran’ın kuzeyindeki Zengezur (Syunik) bölgesine atıldı.
Böylece Türkiye de Turancılık hayaliyle Orta Asya ülkeleriyle direkt bağlantı sağlayacaktı. Nahçıvan’ın Ordubad kentinden gelip Ermenistan’ın Syunik (Zengezur) bölgesinden aşıp Azerbaycan tarafından Horadiz’e ulaşacaktı. Stratejinin özeti şuydu: II. Karabağ Savaşı sonrası Ermenistan ordusu toparlanamamışken, Rusya, Ukrayna ve Suriye’de ciddi irtifa kaybetmişken “Konjonktür lehimizde” deyip askeri güç baskısıyla Zengezur Koridoru’nu açmak…
Uluslararası dengeler altüst olmuşken özellikle İran ve Rusya’nın refleksleri ölçülecek, eğer nötr kalırlarsa Aras Nehri ile Zengezur arası bölge koparılacaktı.
Ankara ve Şuşa Beyannamesi
Türkiye’de de seçimler Haziran 2023’te. Temmuz 2023 ise Lozan Anlaşması’nın (24 Temmuz 1923’te imzalandı)100. yılı. AKP-MHP yönetimi de, Lozan’ın 100. yılı öncesi uluslararası çalkantılardan yararlanıp Zengezur’dan alan açıp Türkiye ile Orta Asya ülkeleri arası kesintisiz kara ve tren yolu ile birleştirmek hevesine kapıldı.
Bu minvalde Azerbaycan ile yeni konseptler devreye alındı. 15 Haziran 2021’de Şuşa’da (2020’deki 2. Karabağ Savaşı’nda ele geçirilmişti) Erdoğan ile İlham Aliyev “Şuşa Beyannamesi” imzaladı. Şuşa Beyannamesi’ne göre Türkiye ve Azerbaycan, taraflardan herhangi birinin bağımsızlığına, egemenliğine, toprak bütünlüğüne, uluslararası düzeyde tanınmış sınırlarının dokunulmazlığına veya güvenliğine yönelik tehdit ya da saldırı durumunda ortak hareket edecekti.
Diğer yandan Türkiye ile Ermenistan 14 Ocak 2022’de normalleşme süreci de başlatmıştı. Türkiye dışişleri heyeti ile Ermenistan Dışişleri heyetleri açılım kapsamında görüşmeler yapıyordu. Antalya Diplomasi Forumu’na davet edilen Ermenistan Dışişleri Bakanı Antalya’da 12 Mart 2022’de Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu ile ikili bir görüşme gerçekleştirdi. Görüşmelerin Kasım 2022’de liderler düzeyine çıkarılması planlanmıştı.
Ancak Türkiye ciddi ekonomik ve siyasi çıkmaza sürüklenmişti. Haziran 2023 genel seçimleri yaklaşırken anketler göre AKP-MHP ikinci sıraya düşmüştü.
Yunanistan’ı göze alamayınca
AKP-MHP yönetimi, Rusya’dan, İran’dan ABD’den Kuzey-Doğu Suriye’ye yeni saldırı için izin istiyordu. İran yanaşmayınca, Kasım 2022 ABD Kongre seçimleri öncesi Biden yönetimi de “Neden Kürtlere saldırıya izin verildi?” gibi sorularla karşılaşmak istemeyince; Ukrayna nedeniyle uygulanan ambargo altında sıkıntı çeken Rusya askeri-ekonomik ilişki açısından önemli müttefiki İran’ı öfkelendirmemek için izin vermedi. Yine Rusya, Halep ve Lazkiye’nin düşeceği korkusuyla mesafeli durunca konsept devreye konamamıştı. Savaş ile milliyetçiliği Suriye ekseniyle köpürtüp erken seçime gitme hevesi gerçekleşmemişti.
Erdoğan bu kez Ağustos-Eylül 2022’de Yunanistan’ın Ege adalarından bazılarını silahlandırdığı gerekçesiyle ve TSK uçağına S-300 ile kilit atıldığı gerekçesiyle “İzmir’i unutma. Bir gece ansızın gelebiliriz” diye tehdit edip savaş senaryolarını tartıştırmıştı. ABD ve NATO diş gösterince Yunanistan’da bazı adalara çıkma senaryoları tutmadı.
AKP-MHP yönetimi de Zengezur Koridoru’na sarılıp Azerbaycan’ın saldırısını cesaretlendirdi. Bu olursa, Enver Paşa’nın, Kafkas İslam Ordusu Komutanı olan Nuri Killigil Paşa’nın (Enver Paşa’nın kardeşi)Turancı hayali gerçekleşmiş olacak, Türkiye’de seçimlere bu dalga üstünden gidilecekti.
Rusya ve KGAÖ’nün etkisiz kalması
Çatışmalarda gözler Rusya Başkanı Vladimir Putin’e çevrildi. Nikol Paşinyan; Rusya, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Belarus ve Ermenistan’ın üyesi olduğu, sürükleyicisi Rusya olan Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü’ne (KGAÖ) 14 Eylül’de resmen başvurdu. Putin 2020 2. Dağlık Karabağ Savaşı’nda KGAÖ’yü devreye koymayacaklarını, çünkü Ermenistan sınırlarına saldırı olmadığını söylemişti. Mayıs 2021’de Ermenistan’da güney kentlerinden Sev Lich’ten içeri girerek ilerleyen Azerbaycan ordusu Eylül 2022’de de Ermenistan içlerine girmişti. KGAÖ’nün NATO’nun 5. maddesi gibi maddesi vardı. KGAÖ maddesi hükmü şöyleydi:
“Herhangi bir üye devletin güvenliği, istikrarı, toprak bütünlüğünü ve egemenliği tehdit eden bir silahlı saldırı durumunda, bu üye devletin talebi üzerine diğer tüm üye devletler, derhal askeri de dahil olmak üzere gerekli yardımı gönderirler.”
Ancak Şam’ın davetiyle Suriye iç savaşına katıldığını söyleyen, Ocak 2022’de Kazakistan’daki halk ayaklanmasını davet edildiklerini söyleyerek ordu gönderip bastıran, Donbass’tan (Donetsk ve Luhansk) davet aldıklarını söyleyip 24 Şubat 2022’de Ukrayna’ya savaş açan Putin, bir kez daha Erivan’ın çağrısını görmezden geldi.
Rusya Ukrayna’ya savaş açınca şimşekler yağdıran, silah silolarının, para kasalarının kapılarını açan, Rusya’yı işgalle, terör estirmekle, soykırımla suçlayan ABD ve AB ülkelerinin de kulaklarının üstüne yatmaları dikkat çekti.
Putin neden 2. Karabağ Savaşı’nda olduğu gibi seyretti? Yanıtı şöyle toparlayabiliriz: Paşinyan, Ağustos 2022’de Avrupa turuna çıkmıştı. Paşinyan’ın Rusya yerine Avrupa’yı esas almasına öfkesü sürüyordu. Rusya, Ukrayna’da da uçak, helikopter, tank gibi ağır silahlarını kaybediyordu. Afganstan’da 10 yılda kaybettiği askerlerin birkaç kat fazlasını Ukrayna’da 7 ayda kaybetmişti. Kharkiv (Harkov) hatında çok sayıd akentten Rus ordusu çekilmek zorunda kalmıştı. Suriye’de de ciddi enerji harcanmış kayıplar verilmişti. Yani Rusya, Ukrayna ve Suriye’ye odaklanınca diğer bölgelerdeki kapasitesi, etki gücü zayıflamıştı. Rusya da ABD gibi irtifa kaybedip manevra kabiliyeti erozyona uğrarken ABD ve AB ile sorunlar yaşayan İstanbul ve Çanakkale Boğazları nedeniyle bağımlı olduğu Türkiye’yle de ipleri koparmaktan kaçınıyordu.
Kafkaslardaki Rojava taktiği
Putin, Rojava’daki taktiği Kafkasya’da da uyguluyordu. SİHA saldırılarına izin vererek Türkiye sopası gösterip Rojava yönetimini Esad’ın şartlarını kabul etmeye zorluyordu. Türkiye sopasıyla Ermenistan’da da kendisine sadık, biat eden bir yönetim planlıyordu Putin.
AB ülkeleri ve ABD
Çatışmanın ayna tuttuğu diğer ülkelerle bakalım: Ukrayna’da Rusya’ya karşı kükreyerek askeri-ekonomik kaynakları seferber edip Kiev’e akıtan AB ülkeleri de çatışmaları seyretti. Rusya’nın Ukrayna savaşı petrol, doğalgaz, tahıl fiyatlarını fırlatmıştı. AB ülkelerinde enflasyon yükselişteydi, kış yaklaşırken enerji sıkıntısı vardı. AB ülkelerinde Azerbaycan petrol ve doğalgazına ihtiyaç duyuluyordu. 18 Temmuz 2022’de Azerbaycan’da temaslarda bulunan AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Bakü’de İlham Aliyev ile enerji konusunu görüşmüş, Avrupa’ya daha fazla Azerbaycan gazının iletilmesini öngören Stratejik Ortaklık Mutabakat Zaptı imzalamıştı. Yani Fransa, Alman’nın lokomotifi olduğu AB ülkeleri Ukrayna’daki savaşın enerji etkisinden dolayı Ermenistan’ı kaderiyle başbaşa bırakacaktı.
İran diş gösterirken ne olabilir?
Özcesi angajmanın odağında Zengezur Koridoru açmak var. Nitekim hükümet medyası tartışma programlarında günlerce emekli generaller, yandaş akademisyenler dev haritalar üstünden koridorun açılacağı propagandası yaptı. Zengezur açılırsa Türkiye’den Nahçıvan’a oradan Azerbaycan başta olmak üzere Türki cumhuriyetlere direkt bağlantı sağlanırsa Türkiye ile Çin arası OBOR (Bir kuşak Bir Yol-One Belt One Road) projesi şahlanacak. Türkiye-Çin arası ticarete ivme kazandıracak sonuç doğuracak. Azerbaycan’ı da Rusya pençesinden uzaklaştırma etkisi yaratacak. Yeni enerji denklemleri doğuracak.
Şöyle ki Temmuz 2006’da açılan Azerbaycan petrolünü Adana-Ceyhan’a taşıyan Bakü-Tiflis-Ceyhan (BTC) hattı Ermenistan’ı by-pass etmişti. Azerbaycan doğal gazını Bakü-Tiflis-Ardahan-Erzurum üstünden Yunanistan’ın İpsala sınırında TAP’a (Trans-Adriatic Pipeline) bağlayan Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı (TANAP) Haziran 2018’de açılmıştı. Bu hat da Ermenistan’ı by-pass etmişti. Ermenistan’dan hatların geçmemesi için Türkiye uzun bir yol seçmişti. Zengezur Koridoru açılırsa, bu hat Azeri kontrolüne geçerse yeni inşa edilecek hatlar daha az maliyetle buradan geçirilecek.
Ancak konjonktür Azerbaycan için uygun gibi görülse de, NATO’nun en büyük ikinci ordusuna sahip Türkiye askeri desteğini arkasına alsa da Aliyev yönetimi ve Azeri ordusu, “Ermenistan’ın 3 milyon nüfusu var. Ordusu toparlanamamış. Zengezur’a girip Nahçıvan’dan çıkarım” diye düşünse de daha ilk etapta İran duvarına çarpacak.
Kendisine yönelik tehditleri Devrim Muhafızları Kudüs Gücü üzerinden uzak hatlarda Yemen, Suriye, Filistin, Lübnan gibi yerlerde savaşarak bertaraf etmeye kodlanmış dış politika stratejisi olan İran, kuzeyinde sınır değişikliğine izin vermenin intihar olduğunu düşünüyor.
Bu nedenle İran gün ağarız ağarmaz diş gösterdi. İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Nasır Kenani, Azerbaycan-Ermenistan arasındaki çatışmalardan endişe duyduklarını ve İran’ın sınırlarda herhangi bir değişikliği kabul etmediğinin altını çizdi. (AA/13.09.2022) İran sınıra da asker sevketti. Çünkü İran’da nüfusun yüzde16-17 kadarı Azeri var.
Rusya da iş Ermenistan’ın güneyini koparmaya varınca tüm gücünü seferber edecektir. Hem Türkiye’nin bölgedeki nüfuz alanını genişletmesi, hem Çin gibi bir devin kendi arka bahçesinde manevra alanı kazanıp güç devşirmesini önlemek için askeri unsurlarını devreye koyacaktır.
ABD ve Fransa gibi ülkeler zaten Türkiye’nin bölgede Rusya ile birbirine girecek duruma gelmesi için aportta bekliyor. Sınır değişikliği girişimi önemli Ermeni nüfusun olduğu ABD’de de dengeleri etkileyecek ve Türkiye-Azerbaycan ittifakına karşı.
Türkiye’deki IŞİD’leşme, El Nusralaşma zihniyetinin zemin ve taraftar bulmasından tedirgin olan AB ülkeleri ordu Zengezur’a girerse Türkiye’ye karşı frenleme mekanizmalarını devreye koyma programlarını erkene alabilir.
Azerbaycan orduyu gönderip Zengezur’u koparıp Nahçıvan’dan çıkmaya, yani harita değiştirmeye konjonktürün imkan sağladığını düşünmelerine rağmen bunu yapamayacak. İran kırmızı ışık yakıp sınırda askeri pençe gösterince Zengezur’a girme hayali suya düşmüş oldu. Bunun yerine farklı yerlere girip Ermenistan yönetimine baskı kurarak Zengezur’da koridor açtırmaya zorlamakla yetinecek.