Lozan Antlaşması’nın 100’üncü yılı dolayısıyla gerçekleştirilen konferans ikinci gününde devam etti. Konferansta Kürt kadınlarının mücadelesine atıf yapılarak ‘Jin, jiyan, azadî’ felsefesi Lozan’a karşı mücadeledir’ denildi. Konferasnın ikinci oturumunda ise ‘Ermeni, Asuri, Keldani Halklarının Durumu’ konuşuldu
Kurdistan Ulusal Kongresi (KNK) öncülüğünde Kurdistanı dört parçaya bölen Lozan Antlaşması’nın 100’üncü yılında, antlaşmanın imzalandığı Lozan’daki Beaulieu Kongre Salonu’nda (Salle de Congrès de Beaulieu) düzenlenen konferans ikinci gününde devam ediyor. Konferansın ikinci gününde ilk olarak “Kürt Kadın Perspektifinden Kolonyalizmin Değerlendirmesi” konulu panel gerçekleştirildi. Moderatörlüğünü Kurdê Omer ve Seher Aydar’ın yaptığı panelde, Bremen Üniversitesi’nden Münevver Azizoğlu ve Silêmanî’deki Kadın Kurumları sorumlusu Nermin Osman konuştu.
Kürt kadınının mücadelesi
Panelde kısa bir konuşma yapan Seher Aydar, Kürt kadınının yürüttüğü özgün mücadelenin tarihsel olduğuna ve Ortadoğu başta olmak üzere dünyadaki kadın mücadelesine öncülük edecek bir aşamaya geldiğine dikkat çekti. Lozan Antlaşması’nın sonuçları üzerinde duran Aydar, “Kürt halkı sürgün edildi, göç ettirildi. Dil ve kültürleri yasaklandı, asimilasyona maruz bırakıldı. Kürt kadını üzerinde büyük bir soykırım uygulandı. Kadınlar tarih boyunca bu politikalara maruz bırakıldı” dedi.
‘Jin, jiyan, azadî’
Panelist Münevver Azizoğlu, Lozan’da 100 yıl önce yapılan antlaşmayla Kurdistan’ın parçalandığını ancak Kurdistan halkının bu antlaşmayı hiçbir zaman meşru görmediği ve kabul etmediğinin altını çizdi. Kürt kadınının bu antlaşmasına proje ve paradigmasıyla karşı koyduğunu vurgulayan Azizoğlu, Kürt kadınların PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın “jin, jiyan, azadî” felsefesiyle aynı zamanda kadın kırımı olan Lozan Antlaşması’na karşı bir mücadele başlattığını söyledi.
Panelistlerden Nermin Osman ise, Lozan Antlaşması’nın Kurdistan ve Ortadoğu’da yarattığı sorunların kadınlara etkilerine değindi. Tarihten örnekler veren Nesrin Osman, Kürt halkının parçalandığı devletler içinde yaşadığı kimlik sorununun Kürt kadının mücadele geleneğini oluşturduğunu söyledi. Osman, Kürt toplumunun dil ve kültürünün gelişmesinin tarihsel gelişiminde Kürt kadınının mücadelesini örnekler vererek anlattı.
İkinci oturum: Ermeni, Asuri, Keldani Halklarının Durumu
Kadın mücadelesi panelinden sonra konferasnta “Ermeni, Asuri, Keldani Halklarının Durumu” konulu panelde, araştırmacı-yazar Aydın Aslan ve eğitimci Nayri Muradian konuştu.
Ermeni yazar Aydın Aslan, Kürtçe yaptığı konuşmasında, Kürt ve Ermenilerin aynı topraklarda yaşadığını ve sorunların ortak olduğunu kaydetti. Kuzey ve Doğu Suriye’nin Qamişlo kentinde Kürt ve Ermenilerin iç içe yaşadığına dikkati çeken Aslan, “İki kesimin de çocukları çalışkan ve mücadelecidir. Ermeni okullarında çok sayıda Kürt öğrenci bulunuyor. Oradaki bütün Ermeniler benden daha güzel Kürtçe konuşuyor. Ermeni ve Kürtler kardeştir. Savaşımız birdir. Düşmanımız birdir” dedi.
Ermeni ve Kürt halkının tarihte yaşadığı sıkıntıların benzerliklerine değinen Aydın, Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra galip devletlerin yaptığı antlaşmalar sonucunda Türkiye’nin kurulmasıyla bu sıkıntıların büyüdüğüne dikkat çekti.
Lozan temel sorun
Nayri Muradian ise, Osmanlı döneminde Asuri ve Keldanilerin yaşadığı sorunlardan bahsetti. Asuri ve Keldanilerin yaşadığı sorunların cumhuriyet rejimiyle daha büyük boyutlara ulaştığını dile getiren Muradian, Ortadoğu’daki halkların yaşadığı sorunların temelinde Lozan Antlaşması’nın olduğunu söyledi.
Konferans devamında, Behre Mohamed Mehmod ve Rojan Hazim’in moderatörlüğünde gerçekleşen panelde, Viyana Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden Prof. Naif Bezwan, Polonya Jagielleonian Üniversitesi’nden Dr. Azad Haji Aghayi, yazar Arêz Abdullah ve yazar Dr. Heval Ebubekir konuştu.
Bu antlaşma ile Kürtler statüsüz bırakılıyor
Dr. Azad Haji Aghayi, Birinci Dünya Savaşı sonrası Kürtlerin hak mücadeleleri ve galip devletlerle olan ilişkilerine ilişkin bilgiler verdi. Lozan Antlaşması ile Kürtlerin yüzyıllık devam eden sorunu ve statüsüz kalma durumunun bu antlaşma ile belirlendiğine dikkat çeken Dr. Aghayi, “Lozan galip devletler ve Türk devleti arasında yapılan antlaşma ile tarihsel Kürt sorununun varlığı ortaya çıkıyor. Kurdistan coğrafi, kültürel ve siyasi birliğini bu antlaşma ile kaybediyor. Kürtler kendi haklarını yeni kurulan devletlerin baskısı ile elde edemiyor. Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra Kürtler aile, aşiret ve coğrafi olarak bölünüyor. Lozan Antlaşması ile 3 yeni devlet arasında bölüşüyor. Bu antlaşma aynı zamanda Kürtlerin statüsüz kalma alt yapısını oluşturuyor Lozan antlaşması aynı zamanda çözümsüzlüğün de sebebi oluyor. Kürt sorununun çözümü sonuçsuz kalıyor. Bu da zorba devletlerin zulmü ve inkârını beraberinde getiriyor” diye konuştu.
Dr. Aghayi, Lozan Antlaşması’nın tarafı olan Türkiye’nin bugün bile bu antlaşma ile yetinmediğini ve Kurdistani tüm hakları dünya genelinde hedef haline getirdiğini belirtti.
Kürtler Lozan’a karşı direndi
Yazar Arêz Abdullah da, Lozan ile başlayan Kürt halkına yönelik hukuksuzlukların bugün de devam ettiğini belirtti. Abdullah, Kürtlerin buna karşı geliştirdiği direniş ile bu antlaşmayı kabul etmediklerini ve tüm dünyaya da antlaşmanın meşru olmadığını ispatladıklarını söyledi.
Diğer panelistler de son yüzyılda Kürt halkı tarafından verilen mücadeleler üzerinde değerlendirmeler yaparak, yeni yüzyıla ulusal kongre ve birlik siyaseti ile girilmesinin önemini vurguladı.
Panel, soru ve cevap şeklinde devam etti.
DIŞ HABERLER