‘Lozan Antlaşması’nın 100. Yılında Kurdistan Halklarının Tutumu’ başlığı ile Lozan’da düzenlenen konferansta Kürtlerin gelecek yüz yılını nasıl şekillendirebileceği masaya yatırıldı. Yapılan konuşmalarda ‘ulusal birlik’ vurgusu ön plana çıktı
Kurdistan Ulusal Kongresi (KNK) öncülüğünde Kurdistanı dört parçaya bölen Lozan Antlaşması’nın 100’üncü yılında Kürtler, antlaşmanın imzalandığı Lozan’daki Beaulieu Kongre Salonu’nda (Salle de Congrès de Beaulieu) iki gün sürecek konferans organize etti. Konferansın bugünki oturumunda yapılan konuşmalarda ulusal birlik vurgusu öne çıktı.
600 kişinin katılımı ile başlayan konferansta tertip komitesi adına Leyla İmret ve Refik Gafur, katılımcıları selamlarken, KNK Eşbaşkanları Ahmet Karamus ve Zeyneb Murad konferansın amaç ve hedeflerine ilişkin açıklama yaptı.
Kürtler yıldır direniyor
Karamus, Lozan’ın yüzüncü yılında Kürt halkının burada bu antlaşmanın sonuçlarını tartışmasının önemli olduğunu belirterek, Kürt halkının bu antlaşmaya 100 yıldır direndiğini ve bu antlaşmanın sonuçlarına karşı büyük bir irade ortaya koyduğunun altını çizdi.
KNK Eşbaşkanı Murad ise Kürt halkının 100 yıldır bu antlaşmaya karşı direndiğini belirterek, bu yüzyılda Kürt halkına karşı uygulanan soykırım, katliam ve yok sayma politikalarına dikkat çekti.
Kürt halkının diğer halklar gibi yaşam hakkı var
Daha sonra konuşan Lozan Belediye Başkanı Gregore Jupond, 1923 yılında bu şehirde Kürtlere karşı büyük bir haksızlığa zemin sunan bir antlaşma imzalandığını belirterek, “Kürt halkının da diğer halklar gibi yaşama hakkı vardır” dedi. Gregore Jupond, 1923 yılında Lozan antlaşmasının yapıldığı salonun da müze yapıldığını söyledi.
Demokratik Birlik Partisi (PYD) Eşbaşkanı Asya Abdullah, Kürt kadınının tüm mücadele alanlarında işgal saldırılarına ve DAİŞ’e karşı Kürt halkı ve insanlık adına yürüttüğü mücadeleye dikkat çekerek, “Bu yüzyılda Kürt halkının mücadelesine büyük bir emek veren Kurdistani mücadeleye öncülük eden, kadın özgürlük felsefesinin yaratıcısı Önder Apo 50 yıldır Lozan Antlaşması’na karşı direniyor” diye konuştu.
Katliamların temeli atıldı
KONGRA GEL Eşbaşkanı Remzi Kartal ise 100 yıl önce Kurdistan’ın bölündüğüne işaret ederek, “Bu geçen yüzyılda halkımız üzerinde uygulanan toplu katliamlar ve soykırım bu anlaşma bunun temeli oldu. Türk devletin tekçi ve inkâr siyasetinin temel nedeni de Lozan Antlaşması’dır. Aynı şekilde diğer ülkelerde Kürt halkının inkarını sürdürme siyasetinde bu antlaşmayı esas aldılar. Bu çerçevede Lozan Antlaşması bizim için Şeyh Said’dir, Agîri’dir, Dersim’dir. Yine İstiklal Mahkemeleridir, göçtür, asimilasyondur. Lozan yine Enfal’dir, Halepçe’dir, Şengal’dir. Rojava Kurdistan’ında Arap kemeridir. Kuzey’de Şark Islahat Planıdır. Rojhilat’ta Qadı Muhammed’in idamı ve Mahabat’ın katliamıdır” diye konuştu.
PJAK Eşbaşkanı Siyamend Muini de Kürt halkının buna karşı artık tüm alanlarda tek ses olarak ve ulusal bir temelde mücadelesini yeni bir aşamaya taşıması gerektiğinin altını çizdi.
Yıllarca kimliksiz bırakıldık
Konferansta Suriye Demokratik Birlik Partisi (PYD) adına söz alan Saleh Elemdar, Kürtlerin 100 yıl önce bu kentte parçalandığını hatırlatarak, “Tüm imkanlarıyla Kürtleri yok etmek ve inkâr etmek için siyaset yürüttüler. Kürtleri parçaladılar, aşiretleri ikiye böldüler, aileleri ikiye böldüler. Biz Suriye’de kaldık. Fransa Suriye’den çekildikten sonra bizler Arap devletin egemenliğinde yaşamak zorunda kaldık. Bizi yok etmek için tüm politikaları devreye koydular. Yıllarca kimliksiz bıraktılar. Varlığımızı kabul etmediler. Arap Kemeri ile bizi topraklarımızdan ettiler. Ancak bugün yine Kürt halkı dimdik ayakta ve bunu kabul etmediğini direnişi ile ortaya koyuyor.
‘Birlikteliğin esasını belirlemeliyiz’
Partiya Rizgariya Kurdistan’ın temsilcisi ise, bugün Lozan’ın sonuçlarının tartışıldığına dikkat çekerek, “Ancak esas olarak biz Kürtler ne yapmalıyız? Bunu tartışıp sonuçlandırmamız gerekiyor. Bütün siyasi yapılarımızın ortak hareket etmesi önemlidir. Ortak bir sembol etrafında hareket etmeliyiz. Nasıl ki Filistin örgütleri bir araya gelmişse ve haklarını ortak savunuyorlarsa, bu konferansta da bu şekilde bir adım atılması gerekir. Ortak ve birlikteliğin esasını belirlemeliyiz” diye konuştu.
Êzidî Toplum Koordinasyonu adına da Nure Alkış söz aldı. Son 100 yılda Kürt ve Kurdistani toplumların çektiği acılara dikkat çeken Nure Alkış, “Lozan Antlaşması sonucu halkımız çok acılar çekti. Biz 74 Ferman yaşadık. Sonuncu fermanı ise 21. yüzyılda yaşadık. DAİŞ çeteleri tarafından binlerce kadın ve çocuğumuz katledildi” dedi.
‘Birliğimizi inşa etmeliyiz’
HDP Eski Milletvekilli İmam Taşçıer, Kürt birlikteliğinin Lozan Antlaşması’nın sonuçlarını ortadan kaldırabileceğini vurguladı.
Lozan öncesi Türk devleti ile Kürtler arasında yapılan statü anlaşmasının bu anlaşma ile ortadan kaldırıldığını belirten Taşçıer şunları söyledi:
“Türkiye’nin birinci meclisi, bu anlaşmadan sonra değiştirildi. Sonrasında bazı Kürt vekiller katledildi. Kürt dili, kültürü inkâr edildi. Köy, şehir isimleri ise Türkleştirildi. Bu konferans aynı zamanda ulusal kongre için vesile olmalıdır. Kürtlerin acilen ulusal kongre yapması lazım. Birliğimizi inşa etmeliyiz. Lozan’da Kürtlerin bölünmesi üzerine konsensüs oluştu. Bunların sonuçlarını ortadan kaldırmak için birlik olmamız lazım. Lozan’ın sonuçlarını bu konferans vesilesi ile ulusal bir anlaşma ile boşa çıkarmamız mümkün. Lozan Antlaşması ile Kurdistan Farslara, Türklere, Araplara teslim edildi. Bundan sonra inkâr, imha ve yok etme siyaseti başladı.”
‘Ortak bir sembolde birleşelim’
Iraklı Parlamenter Dr. Şoreş Hecî ise Lozan Antlaşması’nın 100. yıl dönümü nedeni ile Kürtlerin geleceğine karar vermesi için siyaset üretmesi gerektiğini kaydederek, “Ortak birlik için ne yapılması gerekiyorsa yapalım. Geleceğimizi düşünerek, Lozan Antlaşması’na kaşı bir birlik ortaya koyalım. Gücümüzü halkımızın mücadele geleneğinden alarak, bir birlik ortaya koymalıyız. Ortak bir sembol etrafında birleşelim. 100 yıl önceki antlaşmayı tersine çevirelim. Bunun koşulları vardır. Yeter ki inanalım ve birlikte hareket edelim” dedi.
Kazakistan’ın Almati kentinden gelip konferansa katılan Kürtçe öğretmeni Gulnara Azadî de bir konuşma yaptı. Konuşmasında 100 yıldır Kurdistan’da yaşanan toplu katliamlar ve insanlığa karşı suçların uluslararası yargı mercileri tarafından görmezlikten gelindiğine dikkat çeken Azadî, Lozan Antlaşması’nın aynı zamanda bu katliamların ve suçların bir onaylayıcısı olduğunun altını çizdi.
Azadî, “Bugün burada bu konuşmayı yapmamızın şartlarını oluşturan Önder Apo’ya selamlar gönderiyorum” dedi.
FEDA Başkanı Demir Çelik, Lozan’ın 100 yılında Kürtlerin ulusal statüsü için yürütülecek çalışmaların önemine dikkat çekti. Çelik, Türk devletin Kürt halkına yönelik suçlarının oluşacak bir komisyon tarafından tüm uluslararası kurumlara gönderilmesi gerektiğini belirterek, Avrupa Konseyi, Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği gibi uluslararası kurumlar nezdinde diplomasi faaliyetlerinin koordine edilmesinin önemini vurguladı.
Çelik, Kürt halkının dilini ve kültürünü yaşaması için ilgili devletlerin koyduğu yasaklara karşı uluslararası platformlarda mücadele gerekliğinin altını çizdi.
Selma Irmak ve Xelîl Xezerî’nin moderatörlüğünde devam eden konferansta, Uluslararası İlişkiler Tarihçisi Dr. Suheyla Qadirî, Selahaddin Üniversitesi’nden Prof. Narmen Muhamad Amen Ali ile Araştırmacı-Yazar Mehmet Bayrak da konuşmacı olarak katıldı.
Diğer bir panelist Kuzey ve Doğu Suriye Üniversiteleri Koordinasyon Komitesi Eşbaşkanı Dr. Abdulilah Al Mustafa ise vize alamadığı için katılamadı.
Panel, sorulara verilen cevaplar ardından sona ererken, konferans yarın da farklı panellerle devam edecek.
DIŞ HABERLER