Kürt coğrafyasının nefesini olan çocukları bir gezgin olarak dolaşmak bilgelik heybene insanlık doldurma keşfine çıkmaktır. Çocuklar için öğrenim nedir sorusunu çocuk bakışıyla öğrenmeye çalışırken, yedinci sınıftaki Lorîn’e hal hatırla birlikte okulla arasının nasıl olduğunu sordum. Her çocuk gibi okulla birlikte hatırını sormama veryansın etmesi bir yana ona sorduğum okulun nasıl sorusuna binlerce sorunun yanıtını bir çırpıda verdi. Okul mu bize parayı bir keşif olarak öğretiyor. ‘İnsanlığı yok eden parayı Lidyalıların keşfettiğini ezberlememizi ve sınavda sorulacak sorular arasında olacağını öğretmen söylüyor’. Ve Lorîn ‘Lidyalılar zamanında olsaydım takas yerine parayı keşfettikleri için kimsenin yüzüne bakamayacak duruma getirirdim’ diyor saf çocuk öfkesiyle. Ama paranın arkasında ona tapan dev s-35, s-400, uçaksavar, kimyasal silahlar, paralı, sözleşmeli askerler, ırkçılık, cinsiyetçilik silahından henüz bihaber.
Tabii ki Lidya halkı parayı keşfetmedi, dönemin kralı Alyattes (MÖ 7. yüzyıl) emriyle basıldı. Öncesi ta Sümerlerden yani para üzerine kurulu devlet denen zulüm sisteminin şekillendiği MÖ 3000 yıllarıyla insanlığın ihtiyacına göre üretip, üretemediğini de takas yöntemiyle temin ettiği neolitik toplumun baş düşmanı, erkek egemen zihniyet ve bugün devletleşen para ve kulları.
Artık değerin kâra ve artı değer oranının kâr oranına dönüşmesi hikâyesi başlar ki ekonomi politiğinin eleştirisine (Marx) uzanan hikâyede Lorîn’in deyimiyle insanlığın yüzüne bakamayacak duruma getirmenin yolu sürdürülememiş.
Para nasıl tanrılaştı? Çok tanrılı inançlardan tek tanrılı inançlara geçiş ile çoklu takastan tekli paraya geçiş eş zamanlıdır. İnsanın paraya tapmaması hikâyesi aslında eşitlik, özgürlük, insanlık, ahlak, vicdanın para ile satılmaması hikâyesidir, özgürlük mücadelesidir bugünün direniş hikâyesi.
Lorîn’in düşmanı paraya tapan vahşi insan ‘çünkü para tanrıdır, güçlüdür, tüm sorunları çözüyor da ondan’ diye yanıt vermesi insanı dehşete düşürüyor. Nasıl yani geri bildirim sorusuna. Parayla katil değil kahraman olunur. Kumar, alkol, uyuşturucu, taciz, tecavüz, dolandırma, hırsızlık, yolsuzluk, parayla ‘aklanır’ mahkemede ya davacıyı satın alır ya da mahkeme heyetini. Trilyonlar çalan zeki, canı baklava çeken çocuk hırsız olur. Güç, iktidar, zulüm parayla. Deprem, sel yerine dev binalar parayla inşa edilir. Parayla 13 yaşındaki Fatma Elarslan katledilip terörist ilan edilir. Parayla mezarlık kazar, kaldırıma gömer, parayla ananın çocuğunun kemiğini kargo ile gönderir.
Eğitim parayla, gösterişli ev, araba, açgözlülük parayla. Ayak kaydırma, iftira parayla. Milletvekilliği, belediye başkanlığı parayla. Hele de paraya tapan baş vahşinin yanında bir foto çakmışsan ‘kadının katli vacip unvanı’ alırsın. Parayla işkence yapar zindana atar, para için ölür, öldürürsün. Dini, imanı, mezhebi, ırkı para denmesi bundandır. Haraç mezat satar, vatanın bölünmez bütünlüğü, para kulunun yalanıdır.
Doğa, kadın, eşitlik, özgürlük, vicdan, ahlak, farklılıkların düşmanı paranın bir keşif olarak öğretilmesinin altında yatan tanrı paraya tapan devlet sistemidir. Aslında devlet yok paraya kulluk yapanlar var. Bunlara karşı çıkanlar ‘terörist’ ilan ediliyor. Para ortaya çıktığından beridir doğa, insanlık huzur yüzü görmedi. Toprağı, klanı, inancı, halkı, ailesi, kardeşi, komşusu, vicdanı, özgürlüğü korumak için ölenler bugün tüm bunları para için öldürüyor. Tarihi; Lorînler ve paraya tapmadığı için yaşamını verenler, tutsak edilenler, tecride karşı açlık grevinde insanlığa bir yudum su ve adalet vermek için çırpınanlar, direnen kadınlar, barış için mücadele eden Makbule Analar yazar.
Ve Lorîn ‘adımdaki ‘î’ şapkalıdır Kürtçedir, ninnilerin en güzeli demek ha’ demeyi ihmal etmedi.