Linç yenilgiyi ‘Ak’lar mı? Kılıçdaroğlu’na yönelik linç girişiminde bulunanların bırakılması, gözleri Cumhur İttifakı’na çevirdi. Hukukçu Kazan, ‘Cumhur İttifakı’nın bir oyunu’ derken, CHP’nin ilk bulgularına göre saldırı organize
Ankara’nın Akkuzulu köyünde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik linç girişiminde sadece 9 kişi gözaltına alınırken, bunların da tamamı serbest bırakıldı. Saldırganların bırakılması ve iktidar cephesinden linççi Osman Sarıgün’ün övülmesi, linç girişiminin Cumhur İttifakı’nın organizesi olduğu ithamlarına yok açarken, yargının da bu planın parçası olduğu yorumlarını beraberinde getirdi. CHP’nin ise linç saldırısına dair ilk bulguları ortaya çıktı. Buna göre saldırı planlanlı ve organize.
Kare kare incelendi
CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç başkanlığında oluşturulan grupta CHP Genel Başkan Yardımcıları Tuncay Özkan ve Yıldırım Kaya, CHP Ankara Milletvekili Murat Emir, eski Cumhuriyet Savcısı CHP Antalya Milletvekili Rafet Zeybek, CHP Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan, Umut Akdoğan ve Celal Çelik bulunuyor. Cumhuriyet’ten Mahmut Lıcalı’nın haberine göre araştırma grubu, linç girişiminin başından sonuna kadar kare kare fotoğraflarını çıkardı. CHP’li araştırma grubunun Kılıçdaroğlu’na sunacağı raporda yer alan veriler özetle şöyle:
İşte ilk bulgular
Olayla ilgili görüntüler incelendiğinde köy halkından olmayan ve linç girişiminde halkı kışkırtan 15 kişi daha tespit edildi.
Kılıçdaroğlu’nun yönlendirildiği güzergâhta öbek öbek taşların yerleştirildiği; arabaların geçmesini engellemek amacıyla büyük bidonların yığıldığı belirlendi.
Görüntülerde yaklaşık 5-6 kişilik grupların çok kısa aralıklarla halkı kışkırtmak için kalabalığın farklı yerlerine giderek provoke edici girişimlerde bulunduğu belirlendi.
Olaylar sırasında bazı kişilerin galeyana gelenleri yönlendirdiği tespit edildi. o Görüntülerde bozkurt işareti yapan bazı kişilerin kalabalığın farklı yerlerinde daha sonra İbda-C işareti yaptığı tespit edildi.
Provoke eden ve Kılıçdaroğlu’na doğrudan fiziksel saldırı yapmak isteyen bazı kişilerin Ankara Büyükşehir Belediyesi çalışanı olduğu tespit edildi.
Kılıçdaroğlu’nun yönlendirildiği güzergâh üzerindeki bir evin çatısında oturan bir kişinin sopaları kalabalığa doğru sevk ettiği belirlendi.
Kılıçdaroğlu’nun eve sığınmasının ardından evi kundaklamaya yönelik provokasyon yapan tek bir kadın olmadığı, kalabalık bir güruhun “Evi yakın” diye bağırdığı belirlendi.
Cenaze töreninde olayların başlaması üzerine iktidar için açılan koridordan törene katılan bakan ve kamu görevlileri çıkarken, herhangi bir koridor açılmayan Kılıçdaroğlu doğrudan provokasyonun yaşanacağı alana yönlendirildi.
Cenaze törenine katılan bakanların korumalarının yanı sıra 300 jandarma ve 152 polisle birlikte 452 güvenlik gücü bulunmasına karşın Kılıçdaroğlu’na yönelik fiziki saldırılara hiçbiri müdahale etmedi.
Kazan: Cumhur İttifakı’nın oyunu
Eski İstanbul Barosu başkanlarından avukat Turgut Kazan, Kılıçdaroğlu’na yönelik linç girişimine dair Birgün gazetesinden Mehmet Emin Kurnaz’a konuştu. Kazan, “Bu tahriklerden sonra yaşananlar, şiddet, serbest bırakma, İçişleri Bakanlığı’nın tutumu, hepsi yan yana getirildiğinde şu görülüyor ki, bu demokrasi dışı bir oyundur, Cumhur İttifakı’nın bir oyunudur. Demokrasiyle bağdaşmaz. Hukukla asla bağdaşmaz. Türkiye bir hukuk devleti olmaktan çıkmıştır. Bu seçimlerle ilgili yaşananlar da artık güvenceli seçim imkânımızın da kalmadığını gösteriyor. Hukukun zerresinin bulunmadığı bir ülkede ve hukukla bağdaşmayan linç girişimine karşı tavır almamak korkunçtur. Bu durum linç kültürünün yaygınlaştırılması çabasıdır, çok tehlikelidir” dedi.
Saldırının siyasi arka planı
Siyasi uzmanlara göre, linç girişiminin politik hedefleri var. Birincisi; seçimden ağır yenilgi alan ve parçalanma ihtimali olan Cumhur İttifakı’nın dağılmasını engellemek, yenilgisini örtmek; muhalefete geçen psikolojik üstünlüğü yeniden ele geçirmek; CHP-HDP ile diğer toplumsal güçlerin tabanlarında oluşan demokratik ortaklığın nüvelerini bastırmak; CHP’yi olası demokratik cepheden kopartarak Cumhur İttifakı’nın “uslu muhalefeti” yapmak, Kürtlerle kazanmanın bedelini ödetmek, HDP ve demokratik güçlerle oluşan birliği bozmak; muhalefeti parçalayarak baskı ve zulüm konseptini her birine tek tek uygulamak ve dayanışmayı kırmak; seçimlerde tabanda oluşan demokratik birliğin güçlü bir iktidar alternatifi olarak ete kemiğe bürünmesini engellemek; Cumhurbaşkanı Tayyip Eroğan’ın ve AKP’nin yönetim ve iç krizini örtmek; AKP ile MHP arasındaki bağımlılık ilişkisini güçlendirmek.
HABER MERKEZİ