Mehmet Ali Çelebi: ‘Türkiye İdlib’de suya çivi çakmaya kalktı, suya çivi çakılmaz. Vietnam gidişatını değiştiren 1968 ‘Tet Baskını’ benzeri mini ‘Tet Saldırısı’ görebiliriz. Mısır da Libya’da hava operasyonları yapacaktı
Küresel güçler ile bölgesel aktörlerin karşı karşıya geldiği Libya, İdlib, Doğu Akdeniz’de hızla yeni denklemler kuruluyor. Türkiye’nin jeostratejik haritasında Libya önemli yer tutarken, Çelebi, Mısır’ın hava harekâtına başlayabileceğine, yekpare Libya’nın artık hayal olduğuna dikkat çekti.
Mezopotamya Ajansı’ndan Ferhat Çelik’e verdiği röportajda Libya, İdlib, Doğu Akdeniz’de yaşanan yüksek gerilim faylarının olası sonuçlarını değerlendiren Uluslararası İlişkiler Uzmanı Mehmet Ali Çelebi, “Türkiye İdlib’de suya çivi çakmaya kalktı, suya çivi çakılmaz. İdlib’de, Tet Saldırısı görebiliriz” dedi. Gazeteci Çelebi, Mısır’ın da Libya’da hava operasyonlarına başlayabileceğine dikkat çekti.
Çelebi, Libya ve Rusya ile imzalanan 4 maddelik mutabakat konusunda şunları söyledi: “Türkiye’nin dış politika çerçevesi, konjonktürel dalgalanmalarda güçlüye yanaş, oyun kuramıyorsan oyun kurana eklemlenip paylar al veya oyun bozucu yöntemlerde ustalaş olmuş. Türkiye enerji tedarik alanlarını çeşitlendirmek, Libya’da neredeyse bedavaya getirmek istiyor. Suriye’de oldukça işlevsel olduğunu gördüğü “göçmen kartı”nı kullanacak pozisyonda olmak istiyor. ABD, Ortadoğu’da makası iyice daraltıp, Rusya’ya geniş alan açıp güç paylaşımı yaparken, Türkiye bıraktığı boşlukları doldurmak istiyor. Bir nevi Yemen, Irak, Suriye, Lübnan, Filistin’de oyun kurucularından olan, bu şekilde iç ve dış siyasette etki katsayısı artıran İran gibi bölgesel bir aktör olmak istiyor. Bunun için de Libya sahasında Rusya güçlerinin de olduğu ittifakla savaşırken, masada Rusya ile iş tutmaya çalışıyor. Yazılı veya sözlü açıklamalarda da isim vermeden birbirlerini terörizmi desteklemekle, zorbalıkla suçlayabiliyorlar.
21-22 Temmuz takvimli Ankara’da imzalanan 4 maddelik Türkiye-Rusya mutabakatı zaman kazanmaya dönük. BMGK’ce “terörist” ilan edilen kişi ve gruplara karşı mücadele sözü verildi. İroni işte, iki taraf da kimin ne çevirdiğini biliyor. Bu mutabakat ile ateşkes sağlanamaz. Sirte’ye dayanmış UMH güçleri ya çekilecek ya kıyasıya bir savaş verilecek. Putin, Libya’da biraz ön açtı Türkiye’nin de yer tutması için. Böylece hem İdlib’den çözülmesini kolaylaştırmak istedi hem Rusya Federasyonu’ndan gelenlerin imhası, iki ülkede de kolaylaşacaktı hem heybesine Türkiye’den turplar dolduracaktı. Türkiye de sahada olunca Rusya aynı zamanda İhvan fobisi yaşayan ABD müttefiki Mısır, BAE, Suudi Arabistan ve Afrika ülkeleri üzerinde nüfuz artıracaktı.
Kuzey Afrika ülkelerini ve Türkiye’yi yardım istemeye muhtaç hale getirip Libya çıtasını yükseltip yontmayı hedefliyordu. Gelinen aşamada Libya’nın ekonomisinin en büyük kısmını oluşturan, dünyanın en kaliteli petrolünün çıktığı bölge, Misrata ve Cufra etrafındaki Petrol Hilali’ni Türkiye-UMHKatar ittifakına bırakmayacaklardır. Mısır’a Tobruk’taki Temsilciler Meclisi operasyon izni verdi, Mısır hava operasyonları yapacaktır. Libya’da Rusya, Türkiye angajmanlı sınırlar çizmeye gidiyor süreçler. Yani yekpare Libya hayal artık.”
‘İdlib’de suya çivi çakılmaz’
Çelebi, İdlib’deki kaynamayla ilgili olarak da şunları dile getirdi: “Boşlukları doldurup ‘stratejik çalımlar’ atmaya çalışıyor her aktör. Putin, Çar I. Petro’nun öyle hareket etmelisin ki çevrendeki devletler Rusya’dan yardım istemek zorunda kalsın mealindeki anlayışı ile Astana’yı kendisine muhtaçlık artsın diye tedavüle çıkarmıştı. Astana ile Şam kırsalından diğer kentlerden cihadist grupları anlaşmalarla İdlib’e süpürdü. Bir hikâyeye ihtiyacı olan içeride sıkışmış İran, artık İdlib’de Rusya’nın ‘uzatma oyunu’nu istemiyor. Türkiye İdlib’de suya çivi çakmaya kalktı, suya çivi çakılmaz. İdlib’de aktörler arasında çatlaklar derinleşti, bıçak kemiğe dayanıyor. İdlib’de defter dürme aşamasına geçildi. Rusya, İran, Suriye ve Hizbullah güçlerinin hava ve karadan yoğun bir İdlib harekâtı başlatmasının eli kulağında diyebilirim. HTŞ ve diğer güçleri M4’ten uzaklaştırıp tamamen Hatay şeridindeki mülteci kamplarına süpürme harekâtının zilleri çalıyor. Savaşan güçlerin dünya görüşünü vareste tutarak bir kıyas gerekirse, ABD güçlerine karşı Vietnam savaşının gidişatını değiştiren 1968 ‘Tet Baskını’ kadar olmasa da mini bir ‘Tet Saldırısı’ görebiliriz. Şunu da söylemek gerekir ki Suriye algoritmasında İdlib kritik ancak çözüme ulaşmada tayin edici kent değil. TSK’de ciddi hazırlık yaptığından kalabildiği kadar kalmaya çalışma, verebildiği kadar zayiat verme anlayışı hakim.”
Bazı ülkeleri altüst edecek
Çelebi, Mei-Rodos NAVTEX’i krizini de şöyle değerlendirdi: “Görülmeli ki 2011 “Arap Baharı”, “Halklar Baharı” denen isyanların özgürlükçü yöne evrilmesini önlemek, eski despotlar devrilirken yerine gelenleri denetime almak için ayaklanmalara müdahalelerin nedenlerinden biri de Doğu Akdeniz’de keşfedilen doğalgaz sahaları idi. Şimdilik kızgın demir, kelebek etkisiyle çok ülkenin elini yakacağından Doğu Akdeniz’de bir savaşı göze alamaz taraf ülkeler. Ancak uzun vadede Doğu Akdeniz’deki enerji potansiyeli, birçok aktörü devre dışı bırakacak, bazı ülkeleri altüst edecek, çok denklemi yeniden bozup şekillendirecek. Libya, Suriye, Doğu Akdeniz’de de çözüm, halklar odaklı diplomasiden, denize kıyıdaş olan ülkelerin halklarına saygıdan ve bütün kaynakların tahakküm oluşturma güdüsünden uzak, kaynakların eşitlik temelinde değerlendirilmesinden geçiyor.”
İSTANBUL