Diyarbakır 9’uncu Ağır Ceza Mahkemesi, Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması için 49 gündür açlık grevinde olan DTK Eşbaşkanı ve HDP Milletvekili Leyla Güven’in tutukluluk halinin devamına karar verdi.
Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkari Milletvekili Leyla Güven hakkında Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) Efrin’e yönelik operasyonuna karşı gösterdiği tepki, yaptığı açıklamalar ve DTK çalışmaları nedeniyle 25 yıldan 46,5 yıla kadar hapis istemiyle açılan davanın dördüncü duruşması Diyarbakır 9’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Diyarbakır 9’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’nin (ACM) duruşma salonu yetersiz kalması nedeniyle duruşma, KCK davasında 152 Kürt siyasetçinin yargılanması için özel olarak yapılan salonda yapıldı. Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, DTK Eşbaşkanı Berdan Öztürk, Halkların Demokratik Kongresi (HDK) eşsözcüleri Gülistan Kılıç Koçyiğit, Onur Hamzaoğlu, İnsan Hakları Deneği (İHD) Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, Demokratik Bölgeler Partisi (BDP) Eş Genel Başkanı, Mehmet Arslan, HDP milletvekilleri Ayşe Acar Başaran, Selçuk Mızraklı, Semra Güzel, Ebru Günay, Meral Danış Beştaş, Saliha Aydeniz, Musa Farisoğulları, Dilan Dirayet Taşdemir, Remziye Tosun, Tayip Temel, Ömer Faruk Gergerlioğlu, Hişyar Özsoy, İmam Taşçıer, TJA aktivistleri ile Güven’in çocukları katıldı.
Güven duruşmaya katılmadı
Diyarbakır Adliyesi önünde ve duruşma salonunda alınan yoğun güvenlik önlemleri altında görülen duruşmaya, tutuklu bunduğu Diyarbakır E Tipi Cezaevi’nde, PKK lideri Abdullah Öcalan’a yönelik tecridi protesto etmek için başlattığı açlık grevinin 49’uncu gününde olan Güven katılmadı.
Mahkeme başkanı değişti
Duruşmada, daha önce Güven hakkında tahliye kararını veren Mahkeme başkanının değiştirildiği görüldü. Mahkeme başkanının değişiklik gerekçesi ise açıklanmadı.
Duruşmada savcı, “mevcut delil durumu”nu gerekçe göstererek Güven’in tutukluluk halinin devamına karar verilmesini istedi.
Müdafilik talebi reddedildi
Güven’in avukatı Reyhan Yalçındağ, salonda bulunan ve Güven’nin savunmasını üstlenmek isteyen avukatların müdafi olarak tutanağa yazılmasını talep etti. Yalçındağ, avukatların müdafi olarak kabul edilmemesinin ağır bir insan hakkı ihlali olacağını söyledi. Mahkeme başkanı, salonda bulunan avukatların isimlerini tutanağa geçirerek, daha sonra kimlerin müdafi olacağına mahkemenin karar vereceğini belirtti. Mahkeme heyeti, CMK’nin 49’uncu maddesi kapsamında, örgüt faaliyeti suçlarında en çok 3 avukatın müdafi olabileceğini belirterek, avukatların talebini reddetti.
Mahkemenin kararına itiraz
Avukat kısıtlamasının KHK ile yapılan düzenleme olduğunu, bu düzenlemenin örgüt faaliyetlerini kapsadığını belirten Diyarbakır Baro Başkanı Cihan Aydın, Güven’e ilişkin suçlamaların örgüt faaliyeti kapsamında olmadığını, mahkemenin müdafi sınırlandırılma kararının adil yargılama ilkesinin ihlali olduğunu söyledi.
‘Yargılama hukuki değil siyasi’
Avukat Yalçındağ ise davanın başından beri adil yargılama ilkesinin ihlalinin olduğunu söyleyerek, bu salonda sadece Güven’in yargılanmadığını, gerek İdris Baluken ve diğer siyasetçilerin de yargılandığını hatırlattı. Yalçındağ, “Umarım gerçekleşen bu hukuk katliamına son verilir, mahkemeler umarım hukuka uyar” dedi.
Dosyaların hukuki değil siyasi yargılamalar olduğunu dile getiren Yalçındağ, “Mahkemeler Kürt siyasetinin başka bir yoldan elimine edilmesi görevi görüyor” ifadesini kullandı. “Müvekkilinin hiç bir konuşmasında şiddete çağrı olmadığını, tam tersini barışçıl çağrıları olduğunu” vurgulayan Yalçındağ, savaş çağrısı, kan akıtma çağrısı yapanların suç işlediğini ama onlar hakkında herhangi bir soruşturma açılmadığına işaret etti.
AİHM’e başvuru yapacağız
Duruşmada mahkeme başkanının değişmesinin kendileri için bir soru işareti olduğunu ifade eden Yalçındağ, kimsenin normal bir yargılama yapıldığını düşünmemesini istedi. CHP’li vekilin (Enis Berberoğlu) hüküm giymesine rağmen tahliye edildiğini hatırlatan Yalçındağ, Güven’in tahliye edilmemesini eleştirdi. Anayasal olarak tecridin suç olduğuna işaret eden Yalçındağ, Güven’in 49 gündür devletin kendi Anayasasına uyması için bedenini açlığa yatırdığını dile getirdi. AİHM’in Selahattin Demirtaş kararını hatırlatan Yalçındağ, biz tüm yargılama aşamalarında olacakları, boğazlarını yırtarcasına anlattıklarını belirterek, kendi söylediklerine mahkemelerin kulaklarını tıkadığını, sonuç olarak AİHM’in Türkiye’yi 18’inci maddeden mahkum ettiğini hatırlattı. Yalçındağ, Güven’in davası içinde AİHM’e başvuru yapmak için hazırlandıklarını aktardı. Yalçındağ, heyetin bugün devam eden hukuksuzluğa son verilmesini isteyerek, savunmasını sonlandırdı.
‘O günden bugüne hiçbir şey değişmedi’
Av. Cemile Turhallı Balsak da, yargılamanın yapıldığı duruşma salonunun, 154 Kürt siyasetçinin yargılandığı duruşma salonu olduğunu vurgulayarak, bunu talihsizlik olarak tanımladı. O dönemde yargılananlardan birinin Güven olduğunu söyleyen Balsak, “Maalesef o günden bu güne değişen bir şey olmadı” dedi. Balsak, “Leyla Güven HDP milletvekili olduğu için tutukludur” diye belirtti.
Av. Şivan Cemil Özen de, KCK yargılamalarını yapan hakimlerin FETÖ’den tutuklandığını, bugün ile o günkü yargılamaları kıyasladı. Özen, yapılan uygulamaların AİHS 18’inci maddesinin ihlali olduğunu, verdiği örneklerle sorgulama sürecinden yargılama sürecine kadar olan bölümü anlattı.
Avukatlar, Güven ile önceki gün yaptıkları görüşmede, tahliye talep edilmemesi yönündeki telkinini dikkate alarak, tahliye değil, yaratılan hukuki mağduriyetin giderilmesini talep etti.
Duruşma ertelendi
Duruşmaya verilen kısa aranın ardından mahkeme heyeti, “kuvvetli suç şüphesinin varlığını” gerekçe göstererek Güven’in tutukluluk halinin devamına karar verdi. Heyet, bir sonraki duruşmayı 25 Ocak 2019 tarihine erteledi.
HABER MERKEZİ