Küresel kahve zinciri Starbucks 1971 yılında Seattle, Washington’da kuruldu. Bu dev işletme Amerika Birleşik Devletleri’ndeki ikinci en hızlı perakende kahve sunum zinciri konumunda.
Kurulduğundan bu yana Starbucks, kapılarından içeri giren herkese kahve (veya tercih ettiği başka bir içecek) sunma misyonuyla 80’den fazla ülkeye yayıldı.
Etiyopya köylülerine uygulanan baskı
Bu arada, şirket kahve çekirdeğini ağırlıklı olarak Etiyopya gibi ülkelerden sağlıyor. Ancak bu ülkelerdeki kahve üreticisi köylülere uyguladığı kolonyalist baskı ve sömürü nedeniyle çok eleştiriliyor.
Şirket (yüzde 48 oranında), şube lisans sahiplerinin diğer zincir markalarla aynı derecede bağımsızlığa sahip olmadığı ve merkezin şubelerin görünümü, menüsü ve diğer operasyonel yönleri üzerinde daha fazla kontrole sahip olduğu bir franchising anlayışı ile yönetiliyor. Şirket merkezinin bu sunumu karşılığında, Starbucks lisans sahibi olan şubeler, merkeze royalty ücreti veya satışların belirli bir yüzdesini ödüyor.
Tipik bir Starbucks işletmesinin gelirlerinin yüzde 74’ü kahve türü içeceklerden, yüzde 22’si yiyecekten ve kalan yüzde 4’ü ise diğer hizmetlerden oluşuyor.
Küresel çapta 40,000’e yakın şube
Kahve zincirinin yaklaşık 40.000 şubesinin çoğunun hangi bölgelerde ya da ülkelerde olduğu ise aşağıdaki haritadan görülebilir (Ekim 2023 itibarıyla). (1)
Türkiye’deki Starbucks protestoları
Görüldüğü gibi, Türkiye toplam 676 şube ile dünyada en fazla Starbucks şubesine sahip olan 7’nci ülke.
Öyle ki kişi başına gelir açısından neredeyse bizdekinin iki katından daha fazla bir gelir düzeyine sahip olan Tayvan’daki şube sayısından çok daha fazla şubeye sahibiz.
Ya da sadece 13-14 milyon daha fazla nüfusa sahip olduğumuz ama kişi başı gelir açısından ancak dörtte bir gelirimizin bulunduğu Birleşik Krallık’taki şube sayısının yarısı kadar Starbucks şubesi var Türkiye’de.
Starbucks’lar AKP döneminde açıldı
Hepsinden önemlisi de, bu emperyalist-kolonyalist şirket asıl olarak son 22 yıllık AKP iktidarları döneminde Türkiye’de bu şubeleri açtı. İlk şube AKP’nin iktidar olduğu ilk yıl olan 2003 yılında İstanbul’da Bağdat Caddesi’nde açıldı.
Bu gerçeğe rağmen, bir süredir Türkiye’de bazı politik çevrelerce yönlendirilmiş olan gruplar Starbucks şubelerini basarak kahve içenleri taciz ediyor.
Bu gruplar, İsrail’in Filistin’de yaptığı katliamı ve onun ardında duran ABD’yi, sözüm ona, protesto ediyorlar. Ancak her zaman olduğu gibi işin aslını da asla sorgulamıyorlar, sadece iktidar blokunun değirmenine su taşıyorlar.
Kıssadan hisse!
- Hem “İsrail devletinin katliamlarına hem ABD’nin İsrail’e verdiği desteğe karşıyım” hem de “Starbucks’ın 676 şubesinin açılmasına izin veririm ve İsrail ile ticari ilişkimi sürdürürüm” diyemezsiniz.
- Hem “İsrail devletini işgalci ilan edip” hem de aynı coğrafyada benzer girişimlerde bulunamazsınız.
- Hem Hamas’ı “özgürlük savaşçısı” ilan edip hem de PYD’yi terörist ilan edemezsiniz.
- Hem “NAS deyip” hem faizleri artıramazsınız hem de faizciden aldığınız vergiyi sıfırlayamazsınız.
- Hem “emekliyi enflasyona ezdirmedik” deyip hem de işçi emeklilerinin maaşlarına sadece enflasyonun üçte biri oranında zam yapamazsınız.
- Hem “israfa karşıyız” deyip hem de kamuda har vurup harman savuramazsınız.
Özcesi, yazının başlığında da yer aldığı gibi: Bir yandan, çocuklarımızı severken de çok sıklıkla kullandığımız, “kuzuları” da, kuzu pirzolasını da seviyorum” diyerek küçücük bedenlerin katledilmesine razı olamazsınız.
Ekonomisiyle, siyasetiyle, ahlakıyla bir toplumsal çöküş yaşamakta olduğumuz bugünlerde ülkede yapılan tam olarak budur.
Sizce de bu tipik bir ikiyüzlülük değil midir?
Anahtar sözcükler: Franchising, İsrail soykırımı, Kahve, Kolonyalizm, Kuzu, Starbucks.
Dip notlar:
(1) https://www.visualcapitalist.com/wp-content/uploads/2023/12/Starbucks-Global-Presence (29 December 2023).