Noam Chomsky, Şeyla Benhabib, Steven Pinker, Judith Butler ve Bruce Alberts gibi dünya çapında tanınmış beş Nobel ödüllü bilim insanı ile birçok tanınmış isimlerin de aralarında yer aldığı bin 800 akademisyen, Barış İçin Akademisyenler’e yönelik yargılamaları kınadı. Tüm dünyadan akademisyenler, ihraçlarda işbirlikçi konumundaki kurum ve üniversitelerle ilişkilerini dondurması çağrısı yaptı. ‘Bu Suça Ortak Olmayacağız’ başlıklı bildiriyi imzaladıkları gerekçesiyle Kanun Hükmünde Kararnamelerle (KHK) üniversitelerden ihraç edilen ve haklarında açılan davalarda mahkûmiyet kararları çıkmaya başlayan Barış İçin Akademisyenler’e, dünya genelindeki bilim insanlarından destek geldi.
Hakkında verilen 15 aylık hapis cezası İstinaf Mahkemesi’nde de onaylanan ilk akademisyen olan Profesör Füsun Üstel’in durumunun ifade ve akademik özgürlüklere vurulmuş yeni bir darbe olduğu belirtilerek başlatılan imza kampanyasına uluslararası alanda bin 800 bilim insanı imza verdi. Aralarında beş Nobel ödüllü akademisyen ile Noam Chomsky, Şeyla Benhabib, Steven Pinker, Judith Butler ve Bruce Alberts gibi dünya çapında tanınmış onlarca ismin de yer aldığı bin 800 akademisyen, Türkiye’de barış akademisyenlerinin kitlesel yargılamalarını kınadı ve akademisyen kıyımında işbirlikçi konumundaki kurum ve üniversitelere ilişkilerin dondurulması için uluslararası çağrıda bulundu.
Profesör Chad Kautzer’in çağrı metninde, 2016 yılında iki binin üzerinde akademisyenin ‘Bu Suça Ortak Olmayacağız’ başlıklı barış çağrısı yapan bildiriyi imzaladığı hatırlatıldı. Şimdiye kadar bu akademisyenlerden binden fazlası hakkında ‘terör örgütü propagandası’ yapmak suçlamasıyla dava açıldığı ve yüzden fazlasının mahkemelerce cezaya çarptırıldığı vurgulanarak şu çağrı yapıldı: “Sadece bu ay içerisinde onlarca duruşma yapıldı. Mahkeme kararlarını temyize götürmeyenlerin cezaları, başka bir suçtan ceza almamaları şartıyla ertelendi (genellikle karar 15 ay hapis cezası olurken yakın zamanda 27 veya 29 aya kadar cezalar verilmeye başlandı). Ne var ki, bu kişiler işlerini ve genellikle de pasaportlarını kaybettiler. Bazı akademisyenler ise ceza kararlarını temyize götürme yolunu seçtiler ve bu başvurular sonuçlanmaya başladı. Prof. Füsün Üstel kararı temyize götüren ilk kişiydi ve cezası onaylanan da ilk kişi oldu. Prof. Üstel şimdi hapishaneye girmeye hazırlanıyor ve onun dosyasındaki bu karar diğer temyiz başvuruları için tehlikeli bir emsal oluşturuyor.”
‘Baskıya son’
Faaliyetlerini ifade özgürlüğünü savunmaya adamış küresel bir organizasyon olan ARTICLE 19’un Avrupa and Merkez Asya Başkanı Sarah Clarke’a ise, “İstinaf Mahkemesinin Profesör Füsun Üstel’e, sadece bir bildirinin altına ismini koyduğu için verilen cezayı onaylama kararı benzer absürt suçlamalarla karşı karşıya olan iki bin meslektaşı için dehşet verici bir emsal oluşturuyor. Anti-terör yasalarının tamamen kötüye kullanılmasına dayanan bu karar, ülkede geriye kalan oldukça sınırlı ifade ve akademik özgürlüklere vurulmuş yeni bir darbedir. Türkiye yetkililerini muhalif seslere karşı baskıya son vermeye, bu kararı askıya almaya ve akademisyenlere karşı açılan davaları düşürmeye çağırıyoruz” dedi.
‘Türkiye’de akademik özgürlük yok ediliyor’
Almanya Üniversite Rektörleri Konferansı, Türkiye’de bilim insanlarına yönelik giderek artan baskıyı eleştirdi. Konferans başkanı, Türkiye’de akademik özgürlüğün yok edilişini kaygıyla izlediklerini söyledi. Almanya’da özel ve devlet yüksek okullarını çatısı altında toplayan Almanya Üniversite Rektörleri Konferansı’nın (HRK) Başkanı Peter-Andre Alt, söz konusu eylemleri en sert biçimde kınadıklarını söyledi. Alt, “Türk devleti, vatandaşlık hakları kapsamında özgürce düşüncelerini ifade etme hakkını kullanan bilim insanlarına karşı sistematik ve son derece sert bir tutumla hareket ediyor” diye konuştu. HRK, şu sıralar özellikle hakkındaki hapis cezası onanan Barış Akademisyeni siyaset bilimci Prof. Dr. Füsun Üstel ile dayanışma içinde olduklarını belirtti.
Destekleyen kurumlar
Prof. Füsun Üstel ve diğer akademisyenlere iade-i itibar çağrısı yapan imza kampanyası 12 Mart’ta başladı. Türkiye yetkililerine hitaben yazılan ve uluslararası akademi toplumuna Türkiye’de akademik özgürlükleri hedef alan kurum ve üniversitelerle akademik işbirliğine son verme çağrısı yapan bu açık mektuba Freedom, English PEN ve Dansk PEN, PEN International, PEN America, Columbia University’s Global Freedom of Expression, Article 19, National Writers Union – UAW Local 1981/AFL-CIO, Research Institute on Turkey, Academic Solidarity Network, Forum Transregionale Studien, Academics for Peace – North America, Academics for Peace – United Kingdom, California Scholars for Academic destek veriyor.
HABER MERKEZİ