İnsanlığa çok zengin bir miras bırakan Dînewerî aynı zamanda Ensab el-Ekradı isimli eseriyle Kürtlerin kökeni ve soyu ile ilgili araştırmalarını bir araya getirerek Kürt kültürü ve tarihine muazzam katkılar sunmuştur
Tam ismi Ebu Hanifi Ahmed Davud el Dînewerî olan Ebu Hanifi Dînewerî’nin doğum ve ölüm tarihi tam olarak bilinmemekle birlikte MS 820 ile 24 Temmuz 895 yılları arasında yaşadığı genel kanı olarak kabul ediliyor. Kürtlere ait tüm değerleri kendisine mal etmeye çalışan Türk ve İranlı tarihçiler Dînewerî’nin Fars olduğunu, Araplar ise sadece dini yönünü öne çıkarmaya çalışsa da birçok tarihçi onun için “Belli bir zamana ya da gruba değil, tersine tüm çağlara ve tüm halklara ait olan Kürt’ün bakışıyla dünyaya bakan dünya çapında bir şahsiyettir” der.
Ebu Hanifi Dînewerî, Med İmparatorluğu (M.Ö 858-824) döneminde Doğu Kurdistan’ın Kirmaşan kentine 67 km mesafede olan Dînewer kentinde 820 yılında dünyaya gelir. Dînewer kentinde doğan Dînewerî, İran’ın İsfahan kentinde astronomi, matematik ve mekanik; Irak’ın Küfe ve Basra kentlerinde ise filoloji ve şiir eğitim alır.
Dînewer kenti, döneminde Doğu ve Batı’yı birbirine bağlayan İpek yolu üzerinde olmasından dolayı Ebu Hanife Dînewerî gibi birçok bilim insanı, tarihçi, astrolog, şair olan şahsiyetler yetiştirir. Kendi eserlerinde ilim, tarih, astroloji, botanik, mantık, coğrafya gibi birçok konuyu işleyen Dînewerî’nin ümmetçilik döneminde bile Kürtler üzerine çalışıp Ensab el-Ekradı (Kürtlerin Soyu) eserini yazması onu çok farklı bir konuma yerleştirir.
İnsanlık tarihine çok zengin bir miras bırakan Dînewerî, 24 Temmuz 896’da doğduğu kent olan Dînewer’de yaşamını yitirir.
Eserleriyle alimlere kılavuz olur
Dînewerî, yaşamı boyunca çok sayıda esere imza attı. Dînewerî, flora kitabından güneş tutulması meselesine, hesap kitabından yıldızların konumuna, genel tarih kitabından coğrafya kitabına kadar birçok konu üzerinde eserler yazmıştır. İnsanlığa çok zengin bir miras bırakan Dînewerî aynı zamanda Ensab el-Ekradı isimli eseriyle Kürtlerin kökeni ve soyu ile ilgili araştırmalarını bir araya getirerek Kürt kültürü ve tarihine muazzam katkılar sunmuştur. Yine “Uzun Haberlerin Kitabı” isimli tarih kitabı yüzlerce yıl eğitim kurumlarında okutulup birçok alimin yetişmesine vesile olmuştur.
Yerli bitkiler için Kürtçe terimler
Ümmetçiliğin, hatta Arapçılığın etkin olduğu bir dönemde Kitab-ı Nebât (Flora Kitabı) metinlerinde, Kurdistan’ın yerli bitkileri için Kürtçe terimler kullanan ilk yazar olması, Dînewerî’yi farklı bir yere oturtuyor.
Dînewerî’nin en önemli eserlerinden olan Kitâb-ı Nebât (Flora Kitabı) adlı eser bir botanik ansiklopedisi olup iki ana bölümden oluşmaktadır. Birinci bölüm konulara göre bablar şeklinde düzenlenmişken bunun yaklaşık üçte biri hacmindeki ikinci bölüm alfabetik olarak düzenlenmiş bir botanik sözlüğünden ibarettir. 637 bitkiyi tanıttığı bu eseri 6 cilttir.
Dînewerî’nin çalışmasında sadece kısa bilgiler vermekle yetinmediği, bitkilerin çimlenmelerinden itibaren olgunluk dönemlerine kadar her aşamadaki durumlarını, morfolojik yapılarını, fizyolojilerini, tıp ve besin değeri açısından taşıdıkları önemi titiz ve ayrıntılı bir şekilde izah ettiği görülür. Bunu yaparken bitkilerin gelişip büyümesinde başlıca etken olan toprak, yağmur, su ve ekolojik şartların oynadıkları rol üzerinde durur ve bitkileri özelliklerine göre sınıflandırır.
Müellifin türleri tanıtırken yer yer çeşitli meyveler hakkında faydalı bilgiler vermesi, bitkilerden elde edilen kokular ve boyalar üzerinde durması, ayrıca neft (ham petrol) ve zift hakkında ilginç açıklamalarda bulunması eserin dikkat çeken özellikleri arasındadır.
Dînewerî’nin bu kitabı tıp ve eczacılık açısından da büyük bir değer taşımaktadır. Nitekim İbn Semecûn, Ahmed b. Muhammed el-Gafikı ve İbnü’l-Baytâr gibi şahsiyetler tıp alanındaki çalışmalarında ondan bolca alıntı yapmış ve verdiği bilgileri diğerlerine tercih etmişlerdir.
Kürt bilim insanı Dînewerî, özellikle Botanik alanında yaptığı başarılı çalışmalarından dolayı “Bitkilerle konuşan ilim adamı” olarak da anılmaktadır.
‘Dînewerî’nin kitabı Greklerin seviyesine çıkmakla kalmaz, onları aşar’
1908’de Breslau’de yazdığı ve 400 bitkinin tanımını ortaya koyduğu tezi sayesinde Dînewerî’nin çalışmalarının Avrupa’da yeniden keşfedilmesini sağlayan Alman Silberg’dir. Alman bilim insanı Bruno Silberberg Kitab-ı Nebat adlı eserin değerini şu cümlelerle ifade etmiştir: “İlmi çalışmaların 1000 yıl sonrasında Greklerin botaniği Theoprastus ( MÖ-372-287) ve Diascoredes Pedanius (MÖ 1. yy) eserlerinde özetlenmiştir. Halbuki Dînewerî’nin kitabı İslam ilminin sadece ikinci asrında Greklerin seviyesine çıkmakla kalmaz ama onları oldukça aşar ve daha geride bırakır. Dînewerî’nin kendi eserlerini tasnif etmiş olduğu devirde Diaskorides’in kitabının henüz Arapçaya tercüme edilmemiş olduğunu da burada göstermek lazımdır. Şu hâlde bu yapıt özgün bir çalışmadır…”
Kitab-ı Nebat derlenip botanikçilerin hizmetine sunulur
Kitab-ı Nebat adlı eserin birçok cildi Hindistanlı Avukat ve din bilimci Muhammed Hamdullah tarafından derlenip yayınlanmıştır.
Muhammed Hamdullah, Medine’de Şeyhül İslam Arif Hikmet Bey kütüphanesinde, bir kısmını İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi’nde, bir kısmını Amerika’da Yale Üniversitesi’nden bularak çok büyük bir kısmını tamamladıktan sonra, eksik olan kısımdaki bilgileri de eklemek için Paris’te Şark dilleri okulunun kütüphanesinde çalışmıştır. Bu zaman içinde Lisan ül-arab (20 cilt), Tâc ül-arûs (10 cilt), İbn Sîde’nin el-Muhassas’ı (17 cilt), İbn ül-Baytar’ınki (4 cilt) ve Oxford’daki İbn Semecûn’un, Londra’daki El Ezherî’nin, İstanbul’daki Muhkem ve Ubâb’ın elyazmalarını tek tek inceleyerek Dînewerî’ye ait bütün kayıtları çıkarmıştır. Eksik olan kısımları da tamamlanan eser botanikçilerin hizmetine sunulmuştur.
Cebir alanında da birçok ilke imza atar
Dînewerî, her ne kadar botanikçi yönü ön plana çıkmış olsa da Cebir alanında da önemli çalışmalar yapmıştır. Kitab el- Cebrve’l-mukabele (Cebir Kitabı), Kitab el Hisab (Aritmetik Kitabı) ile Islah’ul- Mantık (Mantığın Islahı) gibi eserler matematik alanında kaleme aldığı önemli çalışmalardır. Öte yandan astronomi alanında da önemli çalışmalar yapan Dînewerî ‘nin bu alandaki önemli eserleri arasında, Kitab’ül- Enva (Hava Durumu Kitabı) Kitab-ulKüsüf (Güneş Tutulması Kitabı) önemli yer tutmaktadır.
Dînewerî ayrıca yıldızlarla ilgilenen gözlemevi sahibi biri olarak biliniyor. Dînewerî evinin çatısına kurduğu bir düzenekle astronomik gözlemler yapmış ve araştırmaları sonucunda Kitabü’l Enva adlı eserini kaleme almıştır. Dînewerî’nin gözlemevi iki yüz yıl daha çalışmaya devam etmiş ve Moğolların Dînewerî’yi yağmalamasıyla birlikte yıkılmıştır.
Edebi bir dille yazılan ‘Bal ve balarısı’
Bütün eserlerinde, tarihi yazımlarında edebi dili kullanan Dînewerî, “Bal ve balarısı” kitabına şöyle başlar: “Bağışlayan ve esirgeyen Allah’ın adıyla. Bu babda Bal ve Balarısını ele alacağız. İnşallah bir ürün olan balı ve balı etkileyen faktörleri var gücümüzle, sözü uzatmadan ve önemli noktaları göz ardı etmeden işleyeceğiz.” Kitapta balın isimleri, balarısının türü, balın çiçeklerden devşirilmesine dair, bal dönemleri, bal arısının barınakları, peteklerin karşılaştığı afetler, balın kovanlardan çıkarılması, saf bal ve atıklar gibi başlıklar altında konular işlenmiştir.
‘Kürt’ün bakışıyla dünyaya bakar’
Harvard Üniversitesi’nde Yakın Doğu Dilleri ve Uygarlıkları Fakültesi’nde Öğretim Görevlisi olan Mehrdad R. Izady, Dînewerî için, “Kürt ileri gelenleri içinde en mükemmel olanı, İslam topraklarında o güne kadar ortaya çıkmış en büyük beyin Ebu Hanife Ahmed Dînewerî’dir” diyor.
“Pek çok çağdaşı gibi, Ebu Hanife de belli bir zamana ya da gruba değil, tersine tüm çağlara ve tüm halklara ait olan dünya çapında bir şahsiyettir. Ancak onun bir Kürt olduğu ve günümüze ulaşan eserleri dikkate alındığında, Ebu Hanife’nin bir Kürt’ün bakış açısı ile dünyaya baktığı anlaşılıyor. Bu yüzden onun eserlerine baktığımızda, bilinen ilk çalışmasının Kürtlerin kökenini konu alan Ensab el-Ekrad olması hiç de şaşırtıcı değildir” diyen Izady, “Ebu Hanife’nin yazmalarını okuyan herhangi birine en çarpıcı görünen nitelik onun bilgisinin genişliğidir” diye belirtiyor.
İzady, Dînewerî’ye ait gözlemevinin kütüphanesinde ilk defa karşılaştığı “Hava Kitabı” üzerine yorum yapan Şirazi’nin (Fars şair ve İslam alimi) öğrencilerine “Bu kitap türünün en nitelikli eseridir” dediğini söyler.
Kürdî bakış açısından dolayı eserleri göz ardı edilen Dînewerî’nin tüm çalışmalarından yalnızca “Genel Tarih (Ahbar el-Tival)” günümüze ulaşmıştır. Ancak Dînewerî’nin eserleri başka yazarların kaleme aldığı ve Dînewerî’nin kitaplarından yapılan alıntılar ve notlar sayesinde günümüze kadar taşınabilmiştir.
13 ciltlik Kur’an-ı Kerim tefsiri de bulunan Dînewerî’nin kitapları uluslararası alanda birçok dile çevrilip yayınlamıştır.
Hangi etnik kimliğe ve inanca mensup olursa olsun, insanlık tarihine ve özellikle Kürt ve Kurdistan tarihine damga vuran, katkı sunan, miras yaratan önemli düşünürleri, ait oldukları yerden bakmak, hakkettikleri değeri vermek ve onlar hakkındaki en küçük bilgiyi dahi paylaşarak tüm insanlığa mal etmek onları geçmişten geleceğe taşıyarak yaşatmak çok önemlidir. Hele ki kültür soykırıma uğrayan Kürt ve Kurdistan gerçekliğinde bunu yapmak çok daha anlamlı ve değerlidir.
Dînewerî’nin bazı eserleri:
– Kitab el-Cebr ve’l-Mukabele (“Cebir Kitabı”), – Kitab-ı Nebat (“Flora Kitabı”), – Kitab el-Kusuf (“Güneş Tutulmaları Kitabi”), – Kitab el-Redd ala Rasad el-İsfahani (“el-İsfahani’nin Astronomik Gözlemlerinin Çürütülmesi”), – Kitab el-Hisab (“Hesap Kitabı”), – Bahs fi Hisab el-Hind (“Hint Hesabının Analizi”), – Kitab el-Cem ve’l-Tefrik (“Aritmetik Kitabı”), – Kitab el-Kıble ve’l-Zeval (“Yıldızların Konumu Kitabı”), – Kitab el-Enva (“Hava Kitabı”), – Islah el-Mantık (“Mantığın Geliştirilmesi”), – Ahbar el-Tival (“Genel Tarih”), – Kitab el-Kebir (bilimler tarihi alanındaki “Büyük Kitap”), – Kitab el-Fesaha (“Retorikler Kitabı”), – Kitab el-Buldan (“Coğrafya Kitabı”), – Kitab el-Şiir ve ‘l-Şuara (“Şiir ve Şairler kitabı”), – Ensab el-Ekrad (“Kürtlerin Soyu”).
Haber: Feyruz İsmail/Şengal-RojNews