DBP Eş Genel Başkanı Aydeniz’in dokunulmazlığının kaldırılmasına dair konuşan HDP Milletvekili Fatma Kurtulan, “‘Terörle mücadele’ adı altında Kürt halkıyla savaşları var” diyerek herkesi sesini yükseltmeye çağırdı
Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz’in dokunulmazlığının kaldırılması için Meclis Anayasa ve Adalet Komisyonu üyelerinden oluşan Karma Komisyon 23 Haziran’da toplandı ve aynı gün Hazırlık Komisyonu kurulması kararı çıktı. Hazırlık Komisyonu da 23 Haziran’da toplanarak, Aydeniz’e yazılı savunma için 4 Temmuz, sözlü savunma için de 5 Temmuz’a kadar süre verdi.
DBP’li Aydeniz hakkında 5 ayrı fezlekeye ilişkin 1 ay içerisinde çalışmalarını tamamlaması beklenen komisyon, dokunulmazlığının kaldırılıp, kaldırılmayacağına dair raporunu Karma Komisyon’a sunacak. Karma Komisyon’da raporu görüşmek için bir araya gelecek. Hem Hazırlık Komisyonu hem de Karma Komisyon’dan “dokunulmazlığın kaldırılması” yönünde karar çıkması ardından Genel Kurul son kararı alacak.
Karma Komisyon’da gerçekleştirilen toplantıya katılan Halkların Demokratik Partisi (HDP) Mersin Milletvekili Fatma Kurtulan, komisyonda yaşanan tartışmaları değerlendirdi. Komisyon toplanması öncesi DBP’li Aydeniz ve partilerinin ana akım üzerinden ırkçı söylemlerle hedef alındığına dikkat çeken Kurtulan, komisyonunda hızla toplanmasını eleştirdi. Komisyonda iktidar ve ortağı üyesi milletvekillerinin hevesli olmasını eleştiren Kurtulan, “Biran önce bitirme derdindelerdi. Komisyon başkanı ‘teknik bir komisyon zaten alt komisyon oluşturup, dağılacağız’ diyerek, basite indirgemeye çalıştı ama biz tabii sözümüzü kurduk” dedi.
Konu yine Kürt Sorunu
Komisyonda fezlekelerde yer alan “2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu”, “polise mukavemet” iddialarının konuşulmadığını aktaran Kurtulan, “Mesele tecride, Sayın Öcalan’a dair, Kürt sorunun demokratik çözümüne dair yaklaşımlarımız, açıklamalarımız, taleplerimize geldi. MHP’nin temsilcisi PKK tarihini anlatmaya çalıştı. Basın açıklamalarında neler söylediğimizi alıntılayarak, fezlekeleri anlattılar. PKK’ye nasıl baktığımızı izah etmeye çalıştılar. Kürt sorunu meselesine odaklı bir komisyon toplantısı gerçekleşti” diye belirtti.
CHP’nin de komisyonda Anayasa’nın ilgili maddeleri, AYM’nin ihlal kararları ve dokunulmazlığın kaldırılmasının hukuki olmadığı yönünde söz kurduğunu dile getiren Kurtulan, şunları ekledi: “Mesele polise bağırma ya da şiddet uygulama ise; AKP ve MHP milletvekilleri de öyle. MHP’nin vekili kabul da etti. Ama polis zaten bizim haklarımızı ihlal ediyor.”
‘Biz şiddet görürken Meclis’in itibarı olmaz’
Kurtulan, komisyon başkanının “milletvekillerinin itibarı” üzerinden yaptığı konuşmaya dair, şu değerlendirmede bulundu: “Aslında Meclis’in bir itibarı kalmadı. Biz polisler tarafından dayak yerken, yerlerde sürüklenirken, hakarete maruz kalırken, tekmelenirken, ayaklarımıza gaz fişekleriyle saldırı olurken, Meclis itibar göremez. Yok böyle bir şey. Her şeyin ihlali önce bizde başlıyor, sonra bütün Türkiye’ye adım adım yayılıyor. Kürtlere yapılanlar karşısında muhalefetin ‘sıra hepimize gelecek’ demesi gerekiyor. Orada sinyal veriliyor, toplum alıştırılıyor. Adım adım Türkiye’nin dört bir yanına yayılıyor. Bugün HDP vekilleri, daha önce DTP, BDP vekilleriydi. Neredeyse polis şiddetine maruz kalmayanımız yok. Bu şiddet Meclis’e girdiğimizden beri var. İtibardan söz ediliyor. HDP, Meclis’in itibarı için uğraşıyor. Bize bir hakarette bulunması kişi olarak umurumuzda dahi değil. Ama temsil ettiğimiz halk iradesi var. Söylediğimiz doğrular var. Türkiye’nin temel sorununa parmak basıyor, rol oynamaya hazır olduğumuzu söylüyoruz. Kürt sorunu çözülmeden Türkiye’nin düzlüğe çıkamayacağını söylüyoruz ve nitekim maalesef süreçte bizi doğruluyor. Bizden sonra Yeneroğlu’na uygulanan, CHP’li milletvekillerine uygulananlar ortadadır. Mevcut polisler AKP-MHP milletvekilleri dışında kimseyi vekil görmüyorlar.”
‘Halkının iradesini reddediyorlar’
Meclis’in 27’nci döneminde üçüncü kez Diyarbakır halkının seçtiği bir milletvekilinin dokunulmazlığının kaldırılacağını hatırlatan Kurtulan, bunun bir tesadüf olmadığının altını çizdi. Daha önce Musa Farisoğulları’nın milletvekilliğinin düşürüldüğünü ve Semra Güzel’in dokunulmazlığının kaldırıldığını anımsatan Kurtulan, “Kayyımlarla Kürdistan seçimlerini iptal ediyor, seçme seçilme hakkını yok sayıyor zaten, şimdide adım adım milletvekillerinin dokunulmazlıklarıyla Diyarbakır halkının iradesini reddediyorlar. Bu da önemli bir mesajdır. Hak ihlallerini arttırarak, demokrasiden uzaklaşarak, mevcut koltuklarda oturabilmek için tecridi derinleştirip, yönlerini savaşa yönelttiler. Savaşta da sınır, kaide kural hiçbir şey tanımıyorlar. ‘Terörle mücadele’ adı altında Kürt halkıyla mücadeleleri, savaşları var. Kürt halkına her yerde savaş ilan etmiş durumdalar. Cezaevinde, sokakta böyle. En demokratik hakkın kullanımı bile cezaevine atılmakla sonuçlanıyor. Seçime doğru giderken de daha çok savaşı, gerginliği, çatışmayı boyutlandırmaya çalışıyorlar” diye konuştu.
‘Bu politikaların sonuç almayacağı ortada’
Kürt sorununda artık benzer politikaların sonuç almadığını ısrarla her seferinde söylediklerini dile getiren Kurtulan, şunları söyledi: “Kürt sorunu Cumhuriyet ile yaşıt bir meseledir. Kürt taleplerini savunmaktan vazgeçmiyor. Tarih boyunca çeşitli araçlar, argümanlarla taleplerini dile getirmiş, yer yer isyan çıkarmış, direnmişler, tutuklanmışlar, ağır cezalara maruz kalmışlar. Kürtler var olduklarını söylemeye gelmişler. Şimdi daha örgütlü bir yapı var. Bütün dünya Kürtleri tanıyor, biliyor. Haklı bir mücadelenin peşinde olduklarını biliyor. Dünyada Kürtlerin yoldaşları, dostları var. Kobanê DAİŞ tarafından işgal edildiğinde dünyanın dört bir yanından dostları Kürtlere omuz verdi. Diz çökmeyeceği, boyun eğmeyeceği, bu politikaların sonuç almayacağı ortada ama her iktidar genellikle iktidarın ömrünü uzatmak için ‘ben bitireceğim’ diye yükleniyor. Aslında olan Türkiye’ye oluyor. Baş aşağı giden Türkiye oluyor.”
‘Ötekileştirilen herkesin sesini yükseltmeli’
“Herkesin Kürt sorunun demokratik çözümüne yönünü çevirmesi lazım” diyen Kurtulan, sözlerini şöyle noktaladı: “Gerçek kardeşliği inşa etme derdindeyiz. Biz kardeşliği inşa mücadelesi veriyoruz. Kürt, Türk ve başka halklar var. İnancıyla yaşayamayan Aleviler var. Ermeni halkı öldüğünü, öldürüldüğünü ispatlayamıyor. Biz yaşadığımızı ispatlamaya çalışıyoruz. Öle öle var olduğumuzu söylüyoruz. Ama her zaman ötekileştirilme yaşanıyor. Artık halkların, inançların, ötekileştirilen herkesin sesini yükseltmesi gerekiyor.”