Trump’ın açıklamasına farklı farklı tepkiler gelirken, Kuzey ve Doğu Suriye’ye yakın bir kaynak AKP-MHP iktidarının Kürt karşıtı politikalarının artık tüm dünya tarafından net biçimde görüldüğüne dikkat çekti. Türkiye’nin ‘Kürtsüz bir dünya’ politikasının Kürt sorununu uluslararası bir pozisyona getirdiğine işaret eden söz konusu kaynak, şu değerlendirmede bulundu: “Dolayısıyla artık kimse Türkiye’nin ‘Kürtler kardeşimizdir. Biz onları hep koruduk. Teröre karşı savaşıyoruz’ açıklamalarının ne Kürtler açısından ne de dünya kamuoyu açısından bir geçerliliği kalmamıştır. Türkiye’nin Kürtlerin hiçbir statü elde etmemesi üzerine kurulu resmi politikası Federal Kürdistan’da yapılan bağımsızlık referandumu ve Kuzey Suriye’ye yönelik politikasıyla çatışma düzeyine çıkarak teşhir olmuştur. Kürtlerin de temel stratejisi gerek bölgesel gerekse küresel güçler olsun, Kürtlerin hak ve statülerini kabul eden tüm kesimlerle diyalog kurmaktır. Bu bağlamda Şam ve Moskova ile yürütülen diyalogun yanı sıra ABD ve AB ülkeleriyle diplomatik ilişki ve diyaloglara daha fazla ağırlık vermekte, aynı zamanda Türkiye’nin olası saldırısına karşı da ciddi bir hazırlık içindeler.”
Moskova-Ankara hattı kızışıyor
İdlib’de yaşanan son gelişmeler üzerine gerilen Türkiye- Rusya ilişkilerinde şimdi de Ukrayna krizi büyüyor. Türkiye’nin Ukrayna’ya İnsansız Hava Aracı satma kararı alması, 2014 yılından beri Batı bloku ile Rusya’nın taraf olduğu Ukrayna’daki savaşa doğrudan müdahillik anlamı taşıyor. Ukrayna Devlet Başkanı Pyotr Poroşenko geçtiğimiz gün yaptığı açıklamada, Türkiye’den 12 adet Bayraktar TB2 İHA alacaklarını duyurdu. Bu İHA’lar Erdoğan’ın damadı Selçuk Bayraktar tarafından üretiliyor. Konuya ilişkin açıklama yapan Rus Dışişleri Sözcüsü Mariya Zaharova ise Türkiye’ye Ukrayna’da iç savaş yaşandığını hatırlattı ve uluslararası anlaşmalara dikkat çekerek, “Kiev rejimine silah verilmesi Ukrayna’daki iç krizi kötüleştiren bir faktöre dönüşmemeli” uyarısında bulundu.
Şam: Kürtlerle diyaloğun yoğunlaşmasını umuyoruz
Suriye yönetimi, Kürtlerle ABD’nin çekilme kararı sonrasında başlattıkları diyaloğun ‘yoğunlaşmasını umduğunu’ açıkladı. Suriye Dış İlişkiler Bakan Yardımcısı Ayman Susan, Kürtlerin Suriye’nin birliğine bağlı kaldığı sürece bazı taleplere olumlu yanıt verilebileceğini söyledi. Reuters’ın aktardığına göre Şam’da bir grup gazeteci ile bir araya gelen Susan, “Diyaloğun yoğunlaşmasını umuyoruz. Kürtlerin Suriye’nin birliği konusunda duydukları endişelere dair yaptıkları açıklamaların birçoğu olumluydu. Diyalog yoluyla taleplerin bazılarının üstesinden gelebileceğimize inanıyoruz ve bu diyalog, Suriye’nin birliğine bağlılık temelinde gerçekleştiği sürece, bunu garanti ediyor” ifadelerini kullandı. Susan, yoğunlaştırılmış diyaloğun, ‘özellikle de Türk rejiminin politikalarına yol açan yayılmacı arzular’ gibi zorluklar karşısında ‘önemli olduğu’ yorumunu yaptı.