Son olarak CPT ile görüşmeye çıkmadığı öğrenilen PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerinde uygulanan tecride karşı eylemler sürüyor, birçok kentte yapılan açıklamalarda tecride son verilme çağrısı yapıldı
PKK Lideri Abdullah Öcalan 1999 yılından bu yana İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde ağırlaştırılmış tecrit koşulları altında tutuluyor. 20 aydır kendisinden hiçbir haber alınamayan PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik uluslararası boyutuyla sürdürülen tecride karşı Kurdistan’ın iki kentinde yürüyüş planlanıyor.
Demokratik Toplum Kongresi (DTK), Tevgera Jinên Azad (TJA), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Halkların Demokratik Partisi (HDP), Med Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Hukuki ve Dayanışma Dernekleri Federasyonu (MED TUHAD-FED), Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) ve Barış Anneleri Meclisi öncülüğünde 11 Aralık’ta Amed’de, 12 Aralık’ta ise Wan’da yürüyüş gerçekleştirilecek. Şengal’de ise Êzidî Kürtler tecride karşı büyük bir yürüyüş gerçekleştirdi.
Şengal halkı tecride karşı yürüdü
Şengal’de TAJÊ ve Şengal Demokratik Özerk Meclisi öncülüğünde Êzîdî ve Araplardan oluşan yüzlerce kişi de PKK Liderine yönelik uygulanan tecridi yaptıkları yürüyüş ile kınadı.
ANF’de yer alan habere göre Abdullah Öcalan’ın posterleri taşındığı yürüyüş, Zira Sunun’da başlayıp Çerxerêya Mam Zekî’ye kadar sürdü. Yürüyüşün ardından Aşiret Lideri Nayif Şemo yaptığı açıklamada, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın durumu hakkındaki tüm bilgilerin kamuoyu ile paylaşılması gerektiğini söyledi.
‘Barışa tecrit uygulanamaz’
HDP İstanbul Gençlik Meclisi ise Abdullah Öcalan üzerindeki tecride dikkat çekmek amacıyla kentin birçok yerine afiş astı. Abdullah Öcalan’ın fotoğrafının olduğu “Barışa tecrit uygulanamaz” afişleri, Beyoğlu başta olmak üzere kentin birçok noktasına asıldı. Konuyla ilgili sanal medya hesaplarından paylaşım yapan HDP İstanbul Gençlik Meclisi, “Halklar Önderi Sayın Abdullah Öcalan’a uygulanan mutlak tecride karşı ve devam eden savaş politikalarına karşı tek çözüm İmralıdır! Sayın Öcalan’ın özgürlüğü tüm Türkiye ve Ortadoğu halklarına özgürlüğü ve barışı sağlayacaktır” denildi.
Demokratik Öğrenci Meclisi (DÖM) de kentin birçok noktasında yazılama yaptı. Duvar yazılamalarında “Be Serok jiyan nabe” ve “Öncüleşen gençlikle özgürleşen topluma” yazan öğrenciler, herkesi tecride karşı ses çıkarmaya davet etti.
‘Öncelik iletişim kurulması’
Tecride dair konuşan Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi Gülşen Sincar, PKK Lideriyle görüşme yapabilmek için onlarca başvurunun yapıldığını hatırlatarak, “Buradan çağrıda bulunuyoruz; bu başvurular ne olursa olsun göz ardı edilmemesi gerekiyor. Çünkü içerisinde bulunduğumuz kriz sisteminden, Kürt ve Ortadoğu halklarının içerisinde bulunduğu savaş sürecinden çıkabilmesinin yegâne yolu, demokratik müzakere sürecinin başlatılabilmesidir. Bunun yegâne yolu da sayın Öcalan’la bir an önce iletişimin kurulması ve görüşmelerin sağlanabilmesidir” diye konuştu.
Tecrit toplumsal bir sorun
Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) İzmir Şubesi Eşbaşkanı Şükran Öztürk de İzmir Barosu’na yaptıkları başvuru ve İmralı tecridi hakkında değerlendirmelerde bulundu. Öztürk, insan hakları savunuculuğunda ilk olarak söz alması gerekenlerin barolar olduğuna dikkati çekerek, “TBB ve illerdeki baroların bu hukuksuzluğu saedce bir kişi üzerinde uygulanan tecrit olarak değerlendirmemesi gerekir. Tecridin tüm topluma yansıtıldığı anlayışını görmeleri lazım. O nedenle baroları göreve çağırıyoruz” diye konuştu.
HABER MERKEZİ