UCM eski savcısı Del Ponte, Türkiye’nin Kuzey Suriye operasyonunu değerlendirdi
Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) ve İsviçre Federal eski başsavcısı ve aynı zamanda BM Suriye Soruşturma Komisyonu eski üyesi Carla Del Ponte, ANF’den Serkan Demirel’e konuştu. Del Ponte, Kuzey-Doğu Suriye’ye operasyon, Suriye iç savaşı sırasında yaşanan savaş suçlarını anlattı.
Sayın Del Ponte, yaptığınız önemli çalışmalara rağmen BM Suriye Bağımsız Suriye Soruşturma Komisyonu içerisindeki görevinizden 2017’de istifa ettiniz. Sizi bu karara götüren nedenler nelerdi?
Komisyon içerisinde yaptığım 5 yıllık görevden sonra istifa etmemin 2 gerekçesi vardı; birincisi, yaptığımız önemli çalışmalara ve raporlara rağmen BM Güvenlik Konseyi Suriye’de işlenen bütün savaş suçlarını soruşturmak için uluslararası mahkemeyi kurmamasıydı. Biz Suriye’deki mağdurlar için adalet elde etmek istedik ama buna izin verilmedi ve başaramadık. İkincisi ise benim de içinde görev yaptığım Suriye Bağımsız Soruşturma Komisyonu’nun varlığı, sahada işlenen suçların hepsinin açığa çıkarılması ve aydınlatılması için ilk başlarda çok önemliydi. Ama daha sonra bu suçların üzerine gidilmedi veya işleyenler hakkında bir soruşturma başlatılmadı planlandığı gibi. Ben de bu komisyonun varlığını haklı çıkmayacağını ve BM Güvenlik Konseyi’nin Suriye’deki mağdurlar ve işlenen suçlar için adalet aramamasını protesto etmek için istifa ettim.
BM’nin Suriye iç savaşındaki rolünü nasıl değerlendiriyorsunuz?
BM’nin Suriye’deki savaştaki rolü insanı yardımdan ibaret oldu. Suriye’ye barışın gelmesi noktasında BM büyük bir şey yapmadı. BM, ilk başlarda Cenevre’de görüşmeler yürütmek istedi ama başarılı olamadı. Ne yazık ki BM gelinen aşamada insani yardımdan fazla bir şey yapamayacak bir durumda. BM kendisini kesinlikle yenilemek zorunda diyorum. Ama çok zor çünkü bazı devletler buna onay vermiyor.
Hem komisyon içerisindeki göreviniz süresince hem de sonrasında sık sık Suriye’de işlenen savaş suçlarından bahsettiniz, bu suçları kim işledi?
Çatışma süreçlerinde yaptığım çalışmalardan elde ettiğim deneyimler bana, çatışma veya savaş ortamlarında bütün taraflar savaş suçu ve insanlığa karşı suç işlediğini gösterdi. Suriye’ye gelirsek orada Suriye rejimi, muhalifler ve cihatçı gruplar savaş ve insanlığa karşı suç işledi. Komisyon olarak o dönem hazırladığımız raporlarda Suriye’de işlenen bütün suçları belirttik ve bunların kimler tarafından yapıldığını ortaya koyduk. 8 yıllık başarısız Cenevre görüşmelerinin ardından bugün BM çatısı altında Suriye Anayasa toplantıları gerçekleştiriliyor. Toplantıları yöneten BM Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen, bu durumu bir başarı olarak değerlendirdi. Ne yazık ki, ben bugüne kadar hiçbir başarı görmedim. Evet, aktüel olarak Cenevre’de toplantılar gerçekleştiriliyor, ama bugüne kadar olumlu bir şey görmedik daha.
Cenevre görüşmelerinde olduğu gibi Suriye Anayasa Komitesi toplantılarına da Kürtler davet edilmedi, bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Kürtler niye davet edilmedi ben de bilmiyorum, anlamış değilim. Kürtlerin bu görüşmelere davet edilmesi ve görüşmelerde aktif olması gerekir. Kürtler ABD’nin yanında aktif bir şekilde IŞİD’e karşı mücadele etti. Ama bugün aynı ABD Kürtlerden vazgeçme noktasına geldi, en kötüsü Kürtler Türkiye’nin saldırıları karşısında yalnız bırakıldı. Kürtler hassas bir süreçle karşı karşıya ama ne yazık ki, uluslararası toplum Kürtlerin karşı karşıya kaldığı sorunlarla ilgilenmiyor.
Türkiye’nin Suriye iç savaşındaki rolünü nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türkiye savaşın başladığı dönem, rejime karşı bir tutum sergiledi. Sınırlarını açarak buradan muhaliflerin Suriye’ye geçmesini sağladı ve onlara silah gitmesine izin verdi ve bu grupları destekledi. Daha sonra Türkiye, Suriye hükümetini destekleyen Rusya ile bir araya geldi, Suriye’deki rolünü değiştirmeye gitti. Politikada değişiklik olsa da Türkiye özellikle Erdoğan, Suriye’deki Kürtleri her zaman kendisi için büyük bir problem olarak görmeye devam etti. Sınır güvenliğini gerekçe göstererek, uluslararası hukuku ciddi bir şekilde ihlal edip, başka bir ülkenin topraklarına, Suriye’ye girerek savaşa doğrudan ortak oldu. Bu uluslararası hukuk acısından çok ciddi bir ihlaldir.
Türk devleti bugün ise Kuzey Doğu Suriye’ye yönelik saldırısı gerçekleştiriyor. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türk devleti, kendisi için hiçbir zaman tehlike ve problem olmayan sınır güvenliğini gerekçe göstererek, aslında Kürtleri o bölgeden çıkarmak istiyor. Bu durum karşısında beni en çok şaşırtan uluslararası toplumun özellikle BM’nin Türkiye’nin uluslararası hukuku ihlal etmesine karşı net bir pozisyon almaması oldu. Daha fazlası, Kürtlerin Türkiye’nin saldırılarına karşı korunmaması beni çok üzdü ve kızdırdı. Kürtlerin karşı karşıya kaldığı durum çok ama çok kötü, uluslararası toplum ve BM bu duruma müdahale etmek zorundadır.
Batı Kürtlere ihanet mi etti demek istiyorsunuz?
Evet, kesinlikle. Bu çok kötü bir durum. Bana göre çok kısa zamanda Kürtlerin durumuna ilişkin bir çözüm bulunmalı. Ama üzgünüm, bu yapılmıyor. Bu duruma bir çözüm bulunacağı yerde Kürtleri terk etmek kabul edilemez. Kabul edilebilir bir çözüm bulunmalı.
Türkiye’nin Suriye’de savaş suçu işlediği düşünüyor musunuz?
Daha önce de söyledim, bana göre Türk devleti ve Erdoğan Suriye’de savaş suçu işliyor. Suriye topraklarını bazı gruplarla birlikte işgal ediliyor, bugün Kuzey Doğu Suriye’de kesinlikle suçlar işleniyor. Bu durum hakkında bir soruşturma başlatılmalı, ama ne yazık ki 8 yıldan beridir bu yapılmıyor ve adalet arayışı yok.
Peki, bu savaş suçlarına karşı ne yapılmalı?
Öncelikle, BM Güvenlik Konseyi uluslararası bir mahkeme kurmalı. Ama Rusya, daha önce de olduğu gibi bugün de bunun yapılmasına karşı duruyor.
Uluslararası Ceza Mahkemesi bir dava açabilir mi?
BM Güvenlik Konseyi’nin onayı olmadan UCM bir soruşturma başlatamaz çünkü Türkiye’nin Roma Antlaşması’nı imzalamadığını biliyorum. Bunun olması için BM Güvenlik Konseyi karar almalıdır.
Türkiye’nin Suriye’deki cihatçı gruplara yardım ettiği tartışılıyor, bu noktada ne demek istersiniz?
Evet, savaşın ilk yıllarında Türkiye, bunu açıktan yapıyordu. Ama Rusya’ya ile anlaştıktan sonra pozisyonunu değiştirmeye başladı. İlk başlarda birçok cihatçı gruba yardım ediyordu, örneğin savaşçıların geçmesine izin veriyordu, silah gönderiyordu, onlara destek sunuyordu.
Peki, bu dediğiniz yardımları hangi cihatçı gruplara yapıyordu?
Hangi gruplara yaptığını tam olarak ayırt edemem ama ilk başlarda El Nusra’ya ve diğer gruplara yardım ediyordu. Bu gizli değil, zaten herkes biliyor.
Suriye Kürtleri, kendilerine karşı işlenen savaş suçlarını doğrudan UCM’ye taşıyabilir mi?
Ne yazık ki, Kürtlerin devleti olmadığı için doğrudan böyle bir hakka sahip olamayacağını düşünüyorum. Bu suçlar devlet olarak Lahey’e taşınabilir. Türkiye’nin Suriye topraklarında bulunması uluslararası hukukun ihlalidir. Kürtler doğrudan yapamasa da Suriye devlet olarak Türk devletinin ülkesinde işlediği suçları Lahey’e taşıyabilir.
Carla del Ponte Kimdir?
72 yaşındaki deneyimli İsviçreli uluslararası hukuk uzmanı Carla Del Ponte, Yugoslavya ve Ruanda savaş suçlarını araştırma dönemini kapsayan 1999-2007 yılları arasında UCM savcılığını yürüttü. Aynı zamanda uzun bir dönem İsviçre Federal Baş Savcılık görevini de yürüten Del Ponte, 2012-2017 yılları arasında Suriye’de işlenen savaş suçlarını araştırmak amacıyla BM tarafından kurulan Suriye Bağımsız Soruşturma Komisyonu içeresinde görev yaptı. Deneyimli hukukçu Carla del Ponte, 2017’de BM’nin Suriye savaşındaki rolünü protesto etmek amacıyla komisyon içerisindeki görevinden istifa etmişti.
CENEVRE