Kürtler arası yeni bir gerilim yaşanmakta ve her an çatışmalı bir karakter kazanabilir. Böyle bir gerilimin ortaya çıkmasının zamansal olarak kimi iç sorunlardan kaynaklanmadığı; dış güçlerin müdahalesiyle olduğu açıktır. Sorunları kaşıyan, çatışmalı hal kazandıran güç veya güçler sır da değildir. Bu konuda çok şey söylenebilir ve yazılabilir de. Ancak asıl önemli olan kimlerin karıştırdığından ziyade, neden kaşınmaya açık bir durumun olduğudur. Çünkü kendi içinde güçlü yapılara sahip olan halkların dış müdahaleye açık olmayacakları tartışma götürmez bir realitedir.
Kürt tarihi acılı bir tarihtir. Asırlarca işgal ve istilalarına maruz kalmış bir halktır Kürtler. İç yapısı çok parçalanmış, karşıtlaştırılmış ve “düşmanlaştırılmıştır.” Dolaysıyla Kürtler arasında birbirlerine güven duyma meselesi çok ciddi sorunlar üretmiştir.
Parçalanmış yapı içteki güven duygusunu yitirdiğinden dış güçlerin piyonu, oyuncağı haline getirmesi de kaçınılmaz olmuştur. Güvensizlik irade kaybı ve güçlü olana dayanmayı getirmiştir. Zamanla dış güce dayanma alışkanlığa, işbirlikçi kültüre dönüştüğünden dünya veya bölge siyasal konjonktürü uygun olsa da içte siyasal birlik sağlanamadığından, özgürlüğü gerçekleştirme de mümkün olmamıştır.
Kuşkusuz Kürt tarihi bir yanıyla teslimiyet, ihanet diğer yanıyla da bir direniş tarihi olagelmiştir. Yine direnişler hep iç ihanetle parçalanarak yenilgiye uğratılmıştır. İşbirlikçilik, ihanet en kritik anlarda hortlatılmış ve yenilgi sağlanmıştır.
Her halk esasta tarihinden öğrenir. Tarihi dersleri iyi çıkarabilen halkları köleleştirmek olanaklı değildir. Çünkü tarihi güçlü ve zayıf yanların açığa çıkarılması; zayıf yanlara ilişkin olan kısımların gerçekleşmemesi için öncelikle zihinsel ve düşünsel sonuçlar çıkarılarak pratik tedbirlerin alınmasıdır. Ancak Kürt tarihinde işbirlikçilik çok derin işlenmiş ve sonuçta tarihten silinme tehlikesiyle karşı karşıya kalınmıştır. Asıl yenilgiler az direnildiği için alınmamıştır; teslimiyet kültürünün dayatılması sonucu gerçekleşmiştir. Özellikle son yüz yılık tarih Kürtler açısından adeta bir yıkımdır. Ancak bu yıkım içinde genel anlamda birleşmenin, birlik olmanın önemi açısından büyük dersler çıkarılmış ve pratikler gerçekleşmiştir. Dört parçada da ulusal bilinç oluşumunda ciddi sonuçlar açığa çıkmıştır.
Önceki dönemlerde direnişler yerelde olurken ve onlara işbirlikçilik dayatılıp tasfiyesi sağlanırken; şimdilerde yerel aşılmış, dört parçada direniş dönemine girilmiştir. Asıl önemli olan yan da budur.
Yine diasporada bilinç uyanmasının yaygınlık kazanması diğer bir avantajdır. Yani “Kürtleri yeniden parçalayarak özgür yaşam yürüyüşünü tasfiye eder ve etkisizleştiririz” beklentisi içinde olanlar bu kez yanılacaklardır. Çünkü yeni dönem uyanışı eskisi gibi yerel olmaktan çıkmıştır. Halk tabanında bir bilinçlenme ve diriliş gerçekleşmiştir.
Halkın büyük kesimi gerginliği sona erdirmek ve birliğin sağlanması için gerekli adımlar atıyor. Yine Kürt aydın ve entelektüel çevreleri tehlikenin farkındadırlar. O yüzden salt gerilimi sonlandırma, birleşme çağrıları yapmakla sınırlı kalmıyorlar; aynı zamanda da pratik etkinliklerde bulunuyorlar. Tehlikenin büyüklüğü ortada. Daha fazla çabaya da ihtiyaç vardır.
Tarihi bir dönemden geçildiği açık. Ortadoğu yeniden yapılanıyor ya da yapılandırılıyor. Konjonktür büyük oranda özgürleşme, statü kazanmak için avantajlar dezavantajlardan çok daha fazladır. Büyük oranda Kürtler, iç yapılarında birlik düşüncesine ulaşmış ve örgütlülük anlamında da önemli bir düzey yakalanmıştır. Özcesi, iç ve dış koşullar her zamankinden çok daha fazla elverişlidir. Tarih keskin bir viraj alıyor. Virajı sağlıklı ve başarılı geçebilmek iç gerilimlere olanak tanımamak; tersi birlik sağlanarak viraj geçilebilir.
Yüksek bilinçle davranılırsa mevcut gerilim ulusal birlikle taçlandırılabilir. Aksi halde yıkım tarihteki yenilgilerden çok daha büyük olacaktır. Hiçbir parçanın diğerlerinden yalıtık değerlerini koruma ve yaşatma şansı yoktur. Hem bölge gerçekliği hem de Kürt diyalektiği her parçanın tek başına özgürleşmesine fırsat vermemektedir.
Muhtemeldir ki; kimilerinin kulaklarına “onlarla, şunlarla çatışın, etkisiz kılın sizi ihya ederiz” diyorlar. Kürt tarihinde kulaklara bu tür şeyler çok üflendi, ancak Kürt’ün tasfiyesi gerçekleştikten sonra olanlar bellidir. Dersimli Rayber’in akıbeti biliniyor. Benzeri örnekler çok fazla verilebilir. Rayber’in ismini çocuklarına vermezler Dersimliler. Halbuki, Rayber ismi Dersimlilerin inancında kutsaldır. Ancak Rayber ihaneti sonrası lanetlenmiştir.
Tarih karşında ak durmak; doğru tutum almakla mümkündür. Kürtler ve demokrasi güçleri tarihin bu dönemecinde doğru tutum almakla pak olabilirler. Tarihe söz doğru söylenmelidir!