Kayyum yönetimindeki Mardin’de memur olarak çalışan İsmail Taş, sosyal medya hesabından iki yıl önce paylaştığı Kürtçe şarkı nedeniyle memuriyetten men edildi
Kayyum yönetimindeki Mardin’de hukuksuzluklar hız kesmeden devam ediyor Kamu Emekçileri Sendikalar Konfederasyonu’nu üyesi İsmail Taş, kayyumun oluşturduğu Yüksek Disiplin Kurulu kararı ile memuriyetten men edildi.
MA’dan Ahmet Kanbal’ın haberine göre belediyede veteriner hekim olarak çalışan Taş’ın memuriyetten men edilmesine gerekçe olarak ise, sosyal medya hesabında Kürtçe şarkı paylaşması gösterildi. Taş’ın, paylaşımlarına ilişkin daha önce hakkında açılan davada “Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılması (HAGB)” kararı verilmişti.
Kararda sadece sendika temsilcisi karşı yönde oy kullanırken, şu ifadelere yer verildi:
“Yapılan değerlendirme sonucunda adı geçenin terör örgütlerinin propagandasını yapma suçunu işlediği Mardin 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararı ile bu karar tarihinde sübuta erdiği anlaşıldığından (…) ‘terör örgütleri ile eylem birliği içinde olmak, bu örgütlere yarım etmek, kamu imkan ve kaynaklarını bu örgütleri desteklemeye yönelik kullanmak ya da kullandırmak, bu örgütlerin propagandasını yapmak’ fiiline karşılık devlet memurluğundan çıkarma cezası ile tecziye edilmesinin kabulüne oy çokluğu ile karar verildi.”
İhbar edildi
Kendisinin Mardin Belediyesi’nin henüz büyükşehir olmadan önce 2012 yılında kadrolu olarak göreve başladığını anlatan Taş, Şubat 2018 yılında “bir ihbar” üzerine gözaltına alındığını ve 10 gün gözaltında kaldığını belirtti. Serbest bırakılmasının hemen ardından görevine devam etmek için belediyeye dilekçe verdiğini ancak hakkında idari soruşturma başlatıldığı gerekçesiyle açığa alındığını ifade eden Taş, yapılan ihbardan bir şey çıkmayınca hakkında sosyal medya hesabından paylaştığı Kürtçe bir şarkı nedeniyle “örgüt propagandası” iddiasıyla dava açıldığını kaydetti.
Açılan dava kapsamında 1 yıl 3 ay hapis cezası verilerek, “Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılması” kararı çıktığını dile getiren Taş, mahkeme kararının ardından 2019 yılının Mayıs ayında belediyenin HDP’de olduğu dönem verdiği dilekçe sonrası görevine iade edildiğini hatırlattı. Ancak Belediyeye 19 Ağustos 2019’da yeniden kayyum atanmasının ardından yeniden açığa alındığını ve hakkında “memuriyetten men” istemi ile Yüksek Disiplin Kurulu’na sevk edildiğini ve kararın kendisine tebliğ edildiğini söyledi.
18 ay sonra soruşturma
Yapılanların hukuksuzluk olduğunu belirten Taş, hakkındaki idari soruşturma sürecinin de hukuksuz bir şekilde uygulandığını belirterek, “İlk açığa alınmamdan 18 ay sonra idari soruşturma başlatıldı. Burada bir kere zaman aşımı var. Çünkü idari soruşturmada bir personel açığa alındıktan 6 ay ila bir yıl içinde yapılabilir ama benim hakkımda 18 ay sonra soruşturma başlatıldı” dedi. HAGB kararının verilmesi nedeniyle de hakkında memuriyetten men edilmesi yönünde bir idari soruşturma yürütülemeyeceğini vurgulayan Taş, bu anlamda mahkeme kararları olduğunu belirtti.
Sendikadan açıklama
Konuya dair Tüm-Bel –Sen Mardin Şubesi Eşbaşkanı Deniz Araç, yaptığı açıklamada kayyum atanan belediyelerde ihraç edilen bin 350 kamu emekçisinin üyeleri olduğunu anımsatarak, kayyumların talimatı ve dışardan getirilen bürokratlar eliyle düşman hukuku uygulandığını söyledi. Kayyumların halkın iradesini gasp etmelerinin yanı sıra halka harcanması gereken kaynakları çerez ve kadayıflara harcadığına dikkati çeken Araç, kayyumların icraatları arasında Kürtçe tabelaları sökmek, kurs ve okulları kapatmak gibi uygulamalar olduğunu hatırlattı. Kayyum yönetimlerinin üyelerine dönük saldırılarının yeni olmadığını sözlerine ekleyen Araç, “Hukuksuz ve hiçbir ahlaki ve demokratik değere sığmayan üyelerimize ilişkin ihraçlar derhal durdurulmalı, ihraç edilen üyelerimiz derhal görevlerine iade edilmeli” dedi.
Danıştay kararı
HAGB kararı verilen memurların durumu karşısında Devlet Personel Başkanlığı daha önce “(…)hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiğinden bu durumun memuriyete engel teşkil etmediği, bu kapsamda ilgilinin memuriyet görevine son verilmesinin mümkün bulunmadığı değerlendirilmektedir” şeklinde görüş belirtirken, Danıştay’ın da benzer yönde çok sayıda kararı bulunmakta. Danıştay 12’nci Dairesi’nin 2008 ve sonraki yıllarda söz konusu durum karşısında “Davacı hakkında mahkumiyet kararını veren Ağır Ceza Mahkemesi tarafından yapılan inceleme ve değerlendirmede; davacının durumunun Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231. Maddesi kapsamında olduğu ve bu maddede aranılan koşulların gerçekleşmiş olduğu sonucuna ulaşılarak sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına hükmedilmesi karşısında, hükmün sanık hakkında sonuç doğurmayacağının anılan maddede açıkça belirtilmiş olması nedeniyle davacının memuriyetine engel bir mahkumiyet hükmünün bulunduğundan söz etme olanağı kalmamıştır” ifadelerine yer verilmişti.
HABER MERKEZİ