28 Eylül Uluslararası Güvenli Kürtaj Günü’nde, kürtajın suç olmaktan çıkarılması için sanal medyada yapılan küresel kampanyada, kürtajın ceza kanunun değil sağlık politikasının konusu olduğuna dikkat çekildi
Güney Amerika ve Karayipler’de kürtajın suç olmaktan çıkarılması için 28 Eylül 1990 tarihinde bölgesel eylem başlatıldı. Bölgesel kampanyayı üstlenen Women’s Global Network for Reproductive Rights (WGNNR) 2011 yılında pek çok ülkede güvenli ve yasal kürtaja erişimin bir hak olmaması nedeniyle 28 Eylül’ü “Uluslararası Güvenli Kürtaj Günü” olarak ilan etti.
Kürtajın hak olarak tanınması isteniyor
“28 Eylül Uluslararası Güvenlik Kürtaj Günü” nedeniyle Women’s Global Network for Reproductive Rights (WGNRR) öncülüğünde başlatılan uluslararası kampanya ile kürtajın bir hak olarak tanınması, kadınların kürtaj oldukları için damgalanmaları ve yaşadıkları ayrımcılıkla mücadele edilmesi hedefleniyor. Kampanya kapsamında bugün sanal medyada #UnstoppableMovement (#DurdurulamazHareketimiz) ve #AbortionSolidarity (#KürtajDayanışması) etiketleriyle paylaşımlar yapıldı.
‘Kürtaj hizmeti önündeki politik engelleri kaldırın’
Kampanyaya katılan Kadının İnsan Hakları Derneği de kampanyanın dijital medya görsellerini Türkçe’ye çevirdi. Kürtaj hizmetinin sağlanmasının önündeki tüm politik engellerin kaldırılmasını isteyen Kadının İnsan Hakları Derneği, “Yasal tanımları genişleterek, azami süre sınırlarını artırarak ve üçüncü taraf onayını kaldırarak güvenli kürtaja erişimin kapsamını genişletin” dedi.
Sanal medyada yapılan diğer paylaşımlarda da kürtajın suç olmaktan derhal çıkarılması çağrısı yapılarak, “Kürtaj ceza kanunun değil, sağlık politikasının konusudur. Hiç kimseye kürtaj yaptırdığı veya ihtiyacı olan birine güvenli kürtaj olanağı sağladığı için hapis cezası verilemez” denildi.
Türkiye’de yasal ancak ‘fiili’ engel sürüyor
Türkiye’de de 27 Mayıs 1983’te 10 haftaya kadar yasalaşan kürtaj hakkı “fiili” olarak engelleniyor. Birçok devlet hastanesinde kadınların kürtaj olması engellenirken, kürtaj yapan hastanelere de baskı uygulanıyor.
Gebeliklerin yarısı istenmeyen gebelik
Birleşmiş Milletler (BM) Nüfus Fonu’nun (UNFPA) 2022 Dünya Nüfus Raporuna göre; dünya genelinde hamile kalıp kalmamaya karar vermenin kadınların yarısı için bir seçim değil. İstenmeyen gebeliğin bir insan hakları sorunu olarak değerlendirilen raporda, bu durumun toplumlar, kadınlar ve kız çocukları ile küresel sağlık üzerinde derin sonuçları olduğu tespit edildi.
Dünya genelinde her yıl gerçekleşen tüm gebeliklerin yaklaşık yarısının istenmeyen gebelik olduğunun vurgulandığı raporda, 2015 ve 2019 yılları arasında her yıl neredeyse 121 milyon istenmeyen gebelik meydana geldiği belirtildi. İstenmeyen gebeliklerin yüzde 60’ının kürtajla sonuçlandığı ve yapılan kürtajların yüzde 45’nin güvenli olmadığına dikkat çekilen raporda, anne ölümlerinin yüzde 5 ila 13’ünün bu durumdan kaynakladığına işaret edildi.
Rapora göre, hamile kalmaktan kaçınmak isteyen 257 milyon kadın güvenli ve modern doğum kontrol yöntemleri kullanmıyor ve mevcut veriler doğrultusunda kadınların yaklaşık dörtte biri cinsel ilişkiye “hayır” diyemiyor. Aile içi şiddete maruz kalan kadınlarda doğum kontrol yöntemleri kullanımının yüzde 53 daha az olduğuna dikkat çekilen rapora göre, Covid-19 salgınının ilk yılında yaşanan malzeme ve hizmet kesintileri ortalama 1,4 milyon istenmeyen gebeliğe yol açtı.
Kaynak: NuJinha