Kürtaj Türkiye’de yasal olmasına rağmen fiilen yasak. Kadın Savunma Ağı’ndan Buse Üçer, ‘Doktorlar kürtajı gerçekleştirdikten sonra karşılaşacakları mobbingten çekindikleri için kürtaj yapmıyor’ dedi
Türkiye’de yasaya göre; kadınlar 10 haftaya kadar olan gebelikleri isteğe bağlı olarak sonlandırabiliyor. Evliyse eşinin, 18 yaşın altında ise ebeveyn rızası gerekiyor. Ancak Türkiye’de birçok kadın kürtaj hakkına erişemiyor.
Kadir Has Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Araştırma Merkezi’nin 2016 ve 2020’de yaptığı, “Yasal Ancak Ulaşılabilir Değil: Türkiye’deki Kamu Hastanelerinde Kürtaj Hizmetleri” başlıklı araştırmasına göre, Türkiye genelinde isteğe bağlı kürtaj yapan hastanelerin sayısı gittikçe azalıyor. Araştırmaya göre, 295 kamu hastanesinden 10’unda isteğe bağlı kürtaj hizmeti herhangi bir şart gösterilmeden sağlanıyorken, 185’inde sağlanmıyor. Kürtaj hakkına yönelik gerçekleştirilen bu fiili yasakların kanuni bir dayanağı da bulunmuyor.
‘Kadın bedenine saldırı’
Kürtaj hakkına ilişkin Mezopotamya Ajansı’na (MA) konuşan Kadın Savunma Ağı’ndan Buse Üçer, kürtaja yönelik fiili yasakların kadın bedenine yönelik saldırı olduğunu söyledi. Üçer, dünyanın her yerinde kadın bedenine yönelik saldırıların arttığını belirterek, “Dönem dönem gerici güruhların da etkisiyle kürtaj hakkına yönelik birçok saldırı oluyor. Bu her yerde aynı. Özellikle kadına yönelik düşmanlıkla, kadının hayatına yönelik pek çok yasak getiriyor. Bu yasaklar kadın sağlığına bir saldırıdır, kadınların yaşamlarını direkt tehdit etmektir” diye konuştu.
‘Doktorlar çekiniyor’
AKP iktidarının Diyanet İşleri Başkanlığı ile iş birliği yaptığı ve dinci ve gerici bir baskıyla kadınları kontrol altında tutmaya çalıştığını belirten Üçer, “AKP dinci gerici bir anlayışla toplumu bir kalıbın içine koymaya çalışıyor. Diyanet, AKP’nin faşist rejimini aslında ayakta tutacak, önemli bir saç ayağı” dedi.
Doktorların kürtaj işleminden sonra maruz kalacakları mobbingten çekindikleri için kürtaj yapmadıklarını da dile getiren Üçer, “Doktorlar vicdani red hakkını kullandıklarını belirterek kürtaj yapmıyor ama aslında birçok doktor kürtaj yaptıklarında yaşayacaklarından korktukları için yapmıyor. Bu fiili yasak en üsten alta örgütlenen bir şey. İktidar haklarını ellerinden alarak kadınları köleleştirmeye çalışıyor” ifadelerini kullandı.
Eylemler kitleselleşiyor
Kadın eylemlerinin giderek kitleselleştiğini vurgulayan Üçer, “Bugün Polonya’daki kadın mücadelesi Türkiye’den görülüyor. Türkiye’deki gelişmeler yurt dışından da takip ediliyor, kadınlar ulusal alanda ortaklaştı. Örneğin Nevin Yıldırım’ın ceza alması yurt dışında da gündem oldu. Aysel Tuğluk’un yaşadıklarına diğer ülkelerden tepki geliyor. Kadın hareketi içinde ciddi bir birleşme var. Çünkü kadınlar olarak bedenlerimize yönelik her saldırıya örgütlü bir tepki vermek gerekiyor” diye konuştu.
Berivan Kutlu/Ankara-MA