İstanbul Kitap Fuarında yerini alan Kürt yayınevleri, zorluklara ve sansüre rağmen “Ne olursa olsun kendi dilimizden vazgeçmeyeceğiz” diyen okurlarına ulaştıklarını söyleyerek, ilgiden memnun olduklarını belirttiler.
Bu yıl “Hayatı edebiyatla kuşatmak” temasıyla 37’ncisi düzenlenen İstanbul Kitap Fuarı, TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde ziyaretçilerini ağırlamayı sürdürüyor. Bu yıl fuarda 800 yayınevi ve sivil toplum kuruluşu arasında Aram, Rupel, Ava, Lîs, Avesta, Ar ve Na gibi hem Kürtçe hem de Türkçe kitaplarıyla yerini alan Kürt yayınevleri de bulunmakta. Türkiye’nin çeşitli illerinden gelen Kürt yayınevleri , Mezopotamya Ajansı’ndan Servet Karaduman’a yaptıkları konuşmada, yaşadıkları sansüre rağmen okurlarıyla bir arada olduklarını ve okurlarının desteğinden güç bulduklarını söyledi.
‘OHAL’e rağmen Kürtçe’ye ilgi azalmadı’
J&J Yayınları Koordinatörü ve Yazarı Azad Zal, Kürtçe birçok eser çıkarttıklarını belirtti. 20 Temmuz’da ilan edilen OHAL ile birlikte Kürt kurumları ve yayınevlerinin olumsuz etkilendiğini ve birçoğunun kapatıldığını söyleyen Zal, kalan kurumların da büyük zorluklar yaşadıklarını ifade etti.
Bunlara rağmen Kürtçeye olan ilginin azalmadığını söyleyen Zal, “Diyebilirim ki son 10 yılda Kürtçe dili bir yol çizdi ve kendine yer yaptı. Artık Kürtçe okurlar kaliteli kitaplar arıyor. Redekte hatası olan kitaplar değil, ufku açan kitaplar istiyorlar. Bu Kürt dilinin kendi alanında okurlarını oluşturduğunu gösteriyor. Bu aşamaya Kürt dili üzerinde araştırma yapanlar, Kürtçe yazanlar, şiir seslendirenler ve yayınevleri sayesinde gelindi. Kürt kurumlarının, okulların açılması da okur sayısını arttırdı” dedi.
Araştırma ve bilgi alanındaki eksikik
Araştırma ve bilgi alanının eksik olduğunu dile getiren Zal “Bu da bilgi ve araştırma alanının uzmanlık istemesinden kaynaklanıyor” dedi. Kürtçe psikoloji alanında 7 sayı dergi çıkardıklarını ve bu derginin okurlarının da oluştuğunu söyleyen Zal, ”Biz eğer Kürtçe eserler, araştırma, bilgi, tarih alanı gibi alanlarda eserler üretirsek ve yazarsak okuru mutlaka gelişir. Bu yüzden bu alanlarından çoğalması gerekiyor” diye konuştu.
İlk Kürtçe Psikoloji dergisi
Bu alanda yapılan çalışmaların Kürtçe gramere uygun olması gerektiğini ifade eden Zal, “Bizim okurlarımız ‘Ne olursa olsun okuyalım’ demiyor. Kürt dili ile yazılmış bir kitabın içeriği güçlü değilse okura okutamazsınız. Biz de yayınevi olarak yönümüzü bu noktaya çevirdik. ‘Hevoksaziya Kurmanci’ kendi Kürtçe psikoloji alanında ilktir, biz yayınladık” ifadelerini kullandı.
Kürtçe’ye büyük ilgi var
Kürtçe ve Kürtler üzerindeki baskılara rağmen Kürt okurlarını Kürtçe okumaktan vazgeçmediğinin altını çizen Zal, “Diyarbakır’da gerçekleşen fuarda en büyük ilgi Kürtçe kitaplara oldu. Diyarbakır’da okurlar ‘Ne olursa olsun biz dilimizden vazgeçmeyeceğiz’ diyorlardı. Aynı şey İstanbul için de geçerli. Kürtçeye büyük bir ilgi var. Okurlarımız geliyor. Bize sahip çıkanlar da onlardır. Kitaplarımızın okunuyor olması bize güç veriyor” şeklinde konuştu.
Farklı kesimlerdeki insanlardan ilgi
Lis Yayınevi Editörü Fırat Fidan da, yayınladıkları kitapların genelde dünya edebiyatının Kürtçeye çevrilmesi üzerine olduğunu aktardı. Özellikle İstanbul fuarında bu çevirilere yoğun bir ilgi olduğuna değinen Fidan, “Bu bizi memnun ediyor çünkü ‘Cervantes’ serisi dediğimiz dünya edebiyatına ait bir kitabın Kürtçeye çevrilme serisinden oluşuyor. Şuan dördüncü kitapta ve hepsi ilk günden itibaren bilinmeye, bakılmaya ve merak edilmeye başlandı. Bu açıdan çok iyi” diye belirtti.
Kürt tarihini anlatan kitapların da raflarında yer aldığını söyleyen Fidan,“İnsanlar aynı zamanda edebiyata ilgi duyarken Kürtlerin tarihini anlatan Kürtçe kitaplara da ilgi duyuyor. Özellikle farklı kesimlerden insanların bunlara ilgi duyması bizim açımızdan da oldukça iyi” ifadelerin kullandı.
‘Zorlu şartlara rağmen…’
Aram Yayınevi Editörü Ulaş Güldiken ise, “Okur neredeyse biz oradayız” perspektifiyle çalıştıklarını dile getirdi. Raflarda hemen hemen her türden kitaplarının olduğunu belirten Güldiken, “Fuarlar okurla buluşmanın bir fırsatı. Son 2 yılda yüze yakın kitabımız yasaklandı. Bütün bu zorlu şartlara rağmen okurla buluşmaya devam ediyoruz. Sansür ve kağıtlara gelen zamlar her yayıncıyı zorluyordur ama bizim gibi Kürt yayınevleri çok daha farklı bir şekilde etkileniyor. Yine bütün bunlara rağmen yayına da mücadeleye de devam etmeye çalışıyoruz” diye konuştu.
‘Yayının kalitesine önem veriyorlar’
Kürt okurlarının istikrarlı bir okur grubundan oluştuğunu ifade eden Güldiken, “Rast gele okumuyorlar. Özellikle Kürtçe okurlar yayının kalitesine ve özelliğine çok önem veriyorlar. O yüzden bu yayıncıları bir çeşit zora davet ediyor. Bu zordan kasıt ‘İyi metin basılmazsa okumayacağım’ zorudur. Yayıncı da bunu düşündüğü için kalite artıyor. Fuarlardaki gözlemimiz de bu yönde bu geliştikçe Kürt okuru da o mesafeyi kapatıyor” ifadesinde bulundu.