CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun Kürt sorununun çözümünde Meclis ve HDP muhataptır açıklaması üzerine tartışmalar alevlendi. Ardından HPD Milletvekili Sezai Temelli’den “Kürt tarafının esas muhatabı İmralı’dır” açıklaması geldi. Bu gelişmeler üzerinden sorunun esasları yerine muhataplık sorunu öne çıktı. Ancak çözümde muhataplık meselesinde Kürt tarafının öne çıkarılmasında saptırma yanı ağırlıktadır. Kürt tarafının muhataplık sorunu olduğunun tartışılması orta sahada top çevirme, gol atmaya ya cesaret etmeme ya da gol atmak istememektir. Kürtlerde muhatap sorunu yoktur. Elli yıla yaklaşan bir mücadele ve direniş hali muhataplık sorununu da çözmüştür ve bellidir. 1993’ten itibaren Kürt tarafı devlet ayağında bir muhatap arayışındadır. 93’te Cumhurbaşkanı Turgut Özal, çözüm için bir inisiyatif aldı. Öcalan buna cevap verdi ve tek yanlı ateşkes ilan etti. Ancak Özal’ın şaibeli şekilde ölümü üzerine ‘93 imha konsepti devreye konuldu. Bilinen çok ağır bir süreç yaşandı. Binlerce yerleşim biriminin yıkımı, faili bilinen faili meçhuller, milyonlarca Kürt’ün bir bilinmeze sürülmesi gibi sonuçlar ortaya çıktı. Bütün bu gelişmeler üzerine Öcalan, “Bir muhatap arıyorum”, dedi ve bu isimle bir de kitap yayınladı.
Öcalan’ın da belirttiği gibi bir muhataplık sorunu var mı? Evet, bir muhataplık meselesi vardır. Ancak Kürt tarafının değil, devlet tarafının muhataplık sorunu vardır. Son yüzyıldır Kürt halkına muhatap kılınan devletin ordusu, polisi, istihbarat örgütleri, mahkemeler ve cezaevleri olmuştur.
Mevcut durumda Meclis muhatap mıdır, olabilir mi? Meclis ne yapmıştır, yapıyor? İmhada olası yasal boşlukları gidermek için kanun çıkarmıştır. Meclis’in çözümün odağına dönüşebilmesi için değişmesi gerekmektedir. Ancak o zaman muhatap haline gelebilir. Buradan mesele ele alındığında Kılıçdaroğlu ve CHP de tek başına muhatap değildir. Olsa olsa muhataplığın bir parçasıdır.
Kürt sorununun çözümünde HDP’nin muhatap gösterilmesi gündemin oluşmasında pozitif bir olumluluk taşıyor. Ancak büyük bir gelişme gibi etkisinin çok üstünde abartılı anlam yüklemek de yanlıştır. Sanki sorun kesin çözüme doğru gidiyormuş yanılsamasının oluşmasına katkı sağlamaktadır. Düşünce ve duyguda muğlaklaşmaya, önünü görememeye götürebilecektir. Çünkü yanlış beklentilere götürür. Zira Kürt tarafının muhataplık sorununu gündemleştirmek, tartışmak ve irdelemek yanlış olur. Muhataplık meselesi tartışılacaksa devletin muhataplığı olmalıdır. Yine Kürt problemi çok katmanlı olduğu gibi Özgürlük Hareketi de bir o kadar çok bileşenlidir. Bu çok bileşenli hareketi son kertede kimin temsil gücünde olduğu da ortadır. O da İmralı’dır. Kuşkusuz HDP’nin de belli bir temsiliyet durumu vardır. Ancak problem Türkiye ile de sınırlı değildir. Başur, Rojava gibi konularda önemli etkiye sahiptir.
Özal ve Erbakan muhatap olmak istediler. En son, 2013-15 yıllarında AKP iktidarı bazı şeyler yapma eğilimine girdi. Tümünün sonuçları ortadadır. Devletin derin zihniyeti AKP’yi nerelere savurdu değil mi? Kılıçdaroğlu hangi güç ve duruşla çözecektir? Hala iktidara nasıl gelebilirim hesabı yapmaktadır. Bu açıklamasının değişik nedenleri vardır ama en önemlisi HDP olmadan iktidar olamayacağıdır. Yani seçime dönük olduğu anlaşılıyor. O yüzden heyecanlanmadan, soğuk kanlı ve temkinli yaklaşmak doğru olur. Önümüzdeki süreçte daha büyük heyecanların yaşanacağını söylemek için kâhin olmaya da gerek yok.