MA ve JINNEWS muhabirlerinin işkence ile gözaltına alınmasına tepki gösteren meslek örgütleri Kürt basının özel olarak hedef seçildiğini belirtti
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan bir soruşturma kapsamında önceki gün 9 ilde yapılan ev ve büro baskınlarında Mezopotamya Ajansı (MA) Yazı İşleri Müdürü Diren Yurtsever, muhabirleri Deniz Nazlım, Selman Güzelyüz, Zemo Ağgöz, Berivan Altan, Hakan Yalçın, Emrullah Acar, Ceylan Şahinli, bir dönem MA’ da stajyerlik yapan Mehmet Günhan, JINNEWS muhabirleri Habibe Eren ve Öznur Değer ters kelepçe ve işkenceyle gözaltına alındı. Yapılan işkence görüntülere de yansırken, sansür yasasının yürürlüğe girmesinin hemen ardından yapılan operasyona meslek örgütlerinden de tepkiler geldi.
Çözümü baskıda arıyor
Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA), Eş Direktörü avukat Veysel Ok, Türkiye’de gün geçtikçe gazetecilere yönelik baskının arttığını belirterek, Diyarbakır’da 16 Haziran’da tutuklanan ve halen haklarında iddianame hazırlanmayan 16 gazetecinin aylardır cezaevinde tutulmasına dikkati çekti. İktidarın bugün kendi gerçekleri dışında hiçbir bilgi kaynağının oluşmasına izin vermediğini bundan dolayı da bugün gazetecilerin gözaltına alındığını ifade eden Ok, “Bu operasyonun özel bir anlamı var. Kürt gazetecilere olan ikinci operasyon bu. İlkinde 16 kişi tutuklanmıştı şu anda da 10’dan fazla gazeteci gözaltına alındı. Bunu niçin ve tam olarak neden alındıklarıyla ilgili net bir bilgi yok ama Kürt sorunundaki sertleşen devletin, Kürt meselesindeki pozisyonu ve Kürt medyasına bakışında belirliyor. Yani devlet Kürt sorunundaki çözümsüzlüğünü Kürt medyasına baskı yaparak gösteriyor” dedi.
Amaç toplumu korkutmak
Ülkede en fazla hak ihlallerinin yaşandığı yerlerin Kürt bölgeleri olduğunu hatırlatan Ok, “Özellikle bölgede seçim güvenliği, yolsuzluk ve savaş koşullarının yaşanması noktasında burada en büyük görev Kürt medyasına düşüyor. Kürt medyası bununla ilgili haber yapıyordu. Devlet seçim arifesinde yaptığı hukuksuzlukları kimse tarafından bilinmesini istemiyor. O yüzden özellikle Kürtlerin yoğunlukta olduğu şehirlerde daha rahat bir baskı ortamı istediği için bu operasyon yaptı” diye konuştu. İktidarın gazetecilere baskı uygulayarak topluma mesaj vermek istediğinin sözlerine ekleyen Ok, ” Gözaltına alınanlar hepimizin bildiği gazetecilerdir. Yerleri belli kaçma şüphesi olmamalarına rağmen göz göre göre hukuksuz uygulamalarla gözaltına alınmalarının tek amacı var toplumda korkutarak daha iyi kontrol edeceklerini düşünüyorlar” dedi.
Gazeteciliği bitirmeye çalışıyorlar
Şu anki hukuk sisteminde kimsenin güvende olmadığını vurgulayan Ok, “Şu anda en önemli şey dayanışma ve bu baskılara karşı bir arada mücadele etmektir. Eğer insanlar yalnızlaşırsa bu sistemde kimsenin bir hukuk güvencesinin olmadığının altını çizmek istiyorum” dedi.
Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı Gökhan Durmuş ise, “Telefonlar çağırsalar ifade vermeye gidecek olan meslektaşlarımızın evlerine sabaha karşı girildi, ters kelepçelerle gözaltına alındılar. Hatta bir meslektaşımız iki aylık bebeği olmasına rağmen halen gözaltında tutulmaya devam ediyor. Bu operasyonlar gazeteciliği kriminalize etmeye yönelik operasyonlardır. Tam da sansür yasasının çıktığı Türkiye’de, habere ulaşmanın engellenmeye çalışıldığı bir dönemde 14 meslektaşımızın eş zamanlı gözaltına alınması önümüzdeki dönemde baskıların daha da artacağı ve gazetecilik faaliyetlerini bitirmeye yönelik bir hamleye dönüştüğünü düşünüyorum” diyerek gazetecilerin serbest bırakılmasını istedi.
İSTANBUL