PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın Kürt sorununda çözümün yegane anahtarı olduğunu ifade eden KNK Uluslararası İlişkiler Komisyonu Sözcüsü Nilüfer Koç, ‘İmralı direnişini sahiplenerek Türkiye’deki faşizmi durdurabileceğimize inanıyorum’ dedi
İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde ağır tecrit koşulları altında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’a dönük 9 Ekim 1998’de devreye konulan uluslararası komplonun üzerinden 24 yıl geçti. Kürtlerin halen “kara gün” olarak nitelendirdiği ve Öcalan’ın Suriye’den çıkarılmasıyla başlayan süreci Kürt Ulusal Kongresi (KNK) Uluslararası İlişkiler Komisyonu Sözcüsü Nilüfer Koç, MA’dan Esra Solin Dal’a konuştu.
ABD’nin başını çektiği küresel güçlerin Ortadoğu coğrafyasında Kürdistan’ın tampon bölge olarak seçildiğini belirten Koç, “Bununla hem bölgesel güçleri Kürdistan üzerinden denetleme hem de Kürdistan’ı bölgesel güçler üzerinden denetlemek gibi bir denklem söz konusuydu. Lozan Antlaşması mantığıyla Kürt sorunu üzerinden bölgede istenen dizaynı gerçekleştirmek amaçlanıyordu” dedi. Söz konusu denkleme karşı Abdullah Öcalan’ın öncülük ettiği Kürt özgürlük hareketinin yeni bir devrim süreci başlattığını ifade eden Koç, yeni sürecin de uluslararası güçlerin Kürt kartını eskisi gibi kullanamamaları sonucunu ortaya çıkardığını söyledi.
Hesaplarına gelmediği için…
Koç, Öcalan’ın fikirleri ve mücadelesi sonucu “kendi davasına sahip çıkan bir Kürt halk gerçekliğinin” açığa çıktığına işaret ederek, “Gelişen bu yeni durum küresel güçlerin hesabına gelmediği için Önder Apo’yu bir komployla Ortadoğu’dan çıkarmaya zorladılar. Ardından 15 Şubat’ta Kenya’da esir alınmasıyla beraber bu süreci tamamlamak istediler. Komplonun asıl amacı Önder Apo’nun ürettiği fikir ve düşünceleriyle çağın önderi olmasını önlemekti. Önder Apo’yu üzerinden Kürdistan’daki devrimsel gelişmenin önü alınmak istendi” diye kaydetti.
‘Emeği karşılıksız kalmadı’
Koç, komplonun Kürtlerde “ulusal bir travma” yarattığına işaret ederek, “Ama buna karşı önderlerini kurtarmak için yüzlercesi canını verdi, kendini ateşe verdi. Aslında Kürtler tüm dünyaya şu mesajı verdi: ‘Biz eski Kürtler değiliz, siz Şeyh Sait’i astınız, Seyit Rıza’yı infaz ettiniz, Simko Şikaki’yi ve Qazi Muhammed’i yok ettiniz ama biz Abdullah Öcalan’la değişen bir halkız, bizi özgürlükle tanıştıran önderliğimize her şartta sahip çıkacağız’ dediler” ifadelerini kullandı. Kürt halkının ağır bedeller ödeyerek komployu boşa çıkardıklarını kaydeden Koç, “Kürtler yeni bir hamle geliştirerek, en azından önderlerinin fiziki olarak kalmasını sağlayabildiler. Yani Önderliğin (Öcalan’ın) emeği karşılıksız kalmadı. Kürtler ağır bedellerle imhaya götürecek sonuçları önleyebildi” dedi.
Mücadele sınırları aştı
Kürt halkının bu duruşunun bölgedeki tüm halkları etkilediğini ve umut yarattığını söyleyen Koç, Öcalan’ın fiziki özgürlüğü için dünyanın birçok alanında verilen mücadeleyi buna örnek gösterdi. Öcalan’ın fiziki özgürlüğü için verilen mücadelenin sınırları aştığını kaydeden Koç, Avrupa ülkelerinde kurulan “Öcalan’a Özgürlük İnisiyatifi” ve “Öcalan’a Özgürlük Komiteleri”ne dikkat çekti.
Koç, “Kadın cephesinde de böyle bir durum var. En son Doğu Kürdistan’da kadın öncülüğünde başlayan isyan sürecinde ‘Jin, jiyan, azadî’ diye haykırılması Önder Apo’nun eseridir. Yani Kürdistan’ı aşan bir devrim gerçekliği var. Önder Apo’nun sunduğu çözümler halklara ve dünyaya kavuşuyor. Önder Apo’nun çözüm önerileri artık bölgesel olduğu kadar küreseldir. Bu açıdan mücadeleyi daha da güçlendirerek, sonuç alabileceğimize inanıyorum. Yani İmralı direnişini sahiplenerek Türkiye’deki faşizmi durdurabileceğimize inanıyorum” diye belirtti.
CPT ve BM’ye çağrı
Öcalan’a dönük tecride karşı CPT ve Birleşmiş Milletler’in (BM) üzerine düşeni yapmaları gerektiğini kaydeden Koç, “Önder Apo’nun kendini ifade etmesi, Türk ve Kürt halkı başta olmak üzere bölge halklarını tehdit eden AKP-MHP faşizminden kurtulması anlamına gelecektir. Herkes biraz daha rahat bir nefes alacaktır. Bu dinamiği gerçekleştirecek olan Kürt özgürlük mücadelesi ve bu mücadeleye öncülük eden Önder Apo’dur” dedi.
Çözümünün yegane anahtarı
9 Ekim’in yıldönümünde komploya karşı daha güçlü ve derinlikli mesajların verileceği eylem ve etkinliklerin olacağını kaydeden Koç, şöyle devam etti: “Bizim de içinde yer aldığımız ulusal çapta bir hamle kampanyası söz konusu. 8 Ekim’den başlayarak, ‘umut hakkı’ çerçevesinde Önder Apo’nun İmralı’daki direnişine sahip çıkmak, Avrupa Konseyi, CPT ve AİHM’e daha güçlü bir mesaj vermek istiyoruz. ‘Bu komployla sonuç alamadınız bundan vazgeçin’ diyeceğiz. Artık bu meselenin Kürtlerin meselesi olmadığından hareketle bu yıl Strasburg merkezinde çok sayıda etkinlik düzenlenecek. Çünkü Önder Apo’nun meselesi bir halkın kaderini belirleyen bir durumdur ve KNK açısından ulusal bir durumdu. Önder Apo’nun özgürlüğünün sağlanması Kürt sorunun çözümünün yegane anahtarı olacaktır.”
İSTANBUL