Gültan Kışanak’ın cezaevinde kaleme aldığı ‘Kürt Siyasetinin Mor Rengi’ kitabı, sinema ve tiyatro oyuncusu Jülide Kural tarafından okuma tiyatrosuna uyarlanıyor. Oyunun 27 Aralık’ta sahnelenmesi planlanıyor.
Safiye Alagaş/İstanbul-Jinnews
Diyarbakır Belediye Eşbaşkanı olduğu dönemde yerine kayyum atanan ve ardından tutuklanarak Kandıra Cezaevi’ne konulan Gültan Kışanak, burada “Kürt Siyasetinin Mor Rengi” isimli kitabı kaleme aldı. Tutsak bulunan 23 Kürt kadın siyasetçinin kendi hikayesini anlattığı kitap, Türkiye’deki kadınlar tarafından ilgiyle karşılandı. Tiyatro ve sinema oyuncusu Jülide Kural da kitabı tiyatroya uyarlamaya karar verdi. Jülide Kural, kitap ilk çıktığında eline alıp kabaca incelediğinde, “Bu bir okuma tiyatrosu olabilir mi?” diye düşünüyor. Kısa bir süre sonra kadınlar, Gültan Kışanak’ın kitabını paylaşmak ve dayanışmak amacıyla bir toplantı düzenliyor. Toplantı sırasında çevirmen, yazar ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Parti Meclisi (PM) üyesi Ayşe Berktay, Jülide Kural’a “Acaba bunu okuma tiyatrosu yapabilir miyiz” diye soruyor. Bu fikir üzerine Jülide Kural, kitabı derinlemesine yeniden okuyor.
‘Okurken hep güçlendim’
Kitabı okuduğu sırada çok duygulandığını belirten Jülide Kural, “Kitabı okurken kimi zaman gözlerim yaşardı. Kimi zaman çok güçlendim. Aslında kimi zaman değil okurken hep güçlendim. Çünkü bu hikayelerde kadınlar kendi süreçlerini anlatırken onların gücü ve cesaretleri bana çok iyi geldi. Daha sonra ben bunu nasıl bir okuma tiyatrosu haline getirebilirim diye düşündüm. Tabi bazı sorunlar vardı. Birincisi kimi hikayeler çok uzun, kimi kısaydı. Kimisi ise tamamen var olan durumu anlatıyor. Cezaevi koşulları bütün ayrıntılarıyla anlatmaya el vermiyor. Sonuçta onlar cezaevi görevlileri tarafından okunuyor. Bu da bir sansürü getiriyor ister istemez. Evet elimizde bir kitap var. Bu kitabın içerisindeki her şey gerçek hayattan geliyor. Bizim amacımız düz bir şekilde bir şeyi aktarmak değil. Buna bir estetik katmak, kendi yorumumuzu katmak istedik ve buradan bir sanatçı yorumunu nerelere koyabiliriz diye düşündük. Neredeyse bütün yaz kitabı sürekli okudum. Burada kadınların aslında demokratik siyaset alanında ne kadar olağanüstü bir mücadele verdiklerini bir kez daha çok ayrıntılı bir şekilde anlama şansım oldu” dedi.
Her hikaye kendine has
23 kadının birbirine çok benzeyen hikayesi var gibi göründüğünü ifade eden Jülide Kural, “Hepsinin temel niteliği sonuçta kadın olmaları. Kürt kadın, bunun yanında Alevi ve Sünni olanları var. Çoğu evli ve çocuk sahibi kadınlar. Bildiğiniz o cinsiyetçi eril sistemin tam da göbeğinde kadınlar olarak yer alıyorlar. Sonra öyle bir mücadele seçiyorlar ki, öyle bir mücadele ile özgürlük yolculuğuna çıkıyorlar. Bu yolculuklara baktığımız zaman birbirine çok benziyor gibi görünüyor. Aslında her biri çok özgün biricik, kendine ait. Dolayısıyla çok benzer gibi görünmesine rağmen Burcu Özkan sadece Burcu Özkan, Gültan sadece Gültan, Aysel Tuğluk sadece Aysel Tuğluk, onun dışında kimse öyle yaşamazdı diyorsunuz” ifadelerini kullandı.
4 kez kurgu yapıldı
Okuma tiyatrosunun normalde bir saati geçmemesi gerektiğini vurgulayan Kural, kitabın 4 kez kurgusunu yaptığını söyledi. Çünkü 23 kadının hikayesini eşit düzeyde anlatılması gerektiğinin altını çizen Kural, “Kitap 390 sayfa ve 20 sayfaya indirilmesi gerekiyordu. 23 kadın olunca hepsine aşağı yukarı eşit düzeyde zaman tanımak, hikayelerinden bir parça aktarabilmek, bütün bu dengeleri sağlayabilmek için gerçekten oldukça çaba sarf ettim. Kitaptan belli parçaların alınıp aslında okuyanların bir kez daha anlamasını sağlamak, okumayanları okumaya teşvik etmeyi amaçlıyoruz. Onların duvar arkasında oluyor gibi görünmelerine rağmen orada olmadıklarını ve her birimizde yaşadıklarını göstermek için yola çıktık” diye konuştu.
‘Bir tür performans yapıyoruz’
Çalışmanın detaylarını aktaran Kural, MKM oyuncularından Rewşan, Rugeş Kırıcı, tiyatro ve sinema oyuncusu Deniz Türkali ve kendisinin metinleri okuyacağını kaydetti. MKM müzisyen kadın grubundan sanatçıların da oyunda yer alacağını belirten Jülide Kural, “Müziğin de olduğu bir sahne olacak. Hepimiz sahnede olacağız. Sinevizyonda da Film Mor bizimle olacak. 23 kadın siyasetçinin bulabildiğimiz kadar görüntüleri, resimleriyle bir video art yapıyor olacağız. Dolayısıyla bir sahne içinde hem metinler, hem müzik olacak. Bir yandan onların resimlerini, yaptıklarını sinevizyonla göstereceğiz. Dolayısıyla iş biraz okuma tiyatrosundan çıkıp bir tür performansa dönüştü” dedi.
Gültan’ın düştüğü not
“Gültan sadece Kürt siyaseti ve demokratik siyaset alanındaki kadınların özgürlük mücadelesine dair tarihe not düşmek diye tanımlamıştı kitabı. Biz de hem sanat yoluyla hem de farklı kimlikleri de içine katarak bir kez daha not düşeceğiz” diyen Jülide Kural, şöyle dedi: “Ben Çerkesim, Karadenizli ve Kürt arkadaşlar olacak. Böyle olduğunda aslında erkek sistemine şunu söylemiş oluyoruz; Bizim dayanışma ağımız o kadar güçlü ki her süreçte kendimizi yeniden üretebiliyoruz. Kadınların bir birbirine el vermesi çok önemli. Erkeklere de açık bir oyun. Hedeflerimizden biri de farklı kesimlerin gelmesidir. Zaten bizim gibi düşünen insanlar değil, bilmeyen insanlara da anlatmak istiyoruz. Biz bize değil de farklı kesimler olsun. Sorular sorulsun. Sanatta her zaman sorular üretmek iyidir.İnsanı hem daha üretken kılar hem de daha fazla derinleşirsin. Umarım bunu başarabiliriz” dedi. Bir buçuk saatlik gösteri olması hedeflenen oyunun, 27 Aralık’ta Kenter Tiyatrosu’nda saat 20.00’da sahnelenmesi planlanıyor.