Aram Tigran, Rojava’da başladığı kariyerini, Erivan Radyosu, Med TV ve Roj TV gibi Kürt kanallarında zirveye taşıdı. Bugün sesi Kürtlerin bulunduğu bütün kara parçalarında yankılanıyor
Hüseyin Kalkan
Bugün Kürt müziğinde pek çok besteye imza atan ve çok sayıda parçası klasikleşen Aram Tigran’ın 14. ölümyıldönümü. 1934 yılında Rojava’nın Qamışlo kentinde dünyaya gelen Tigran’ın babası aslen Sasonlu Ardeşir Beg, annesi ise Pasurlu Hilda Xanim’dır. Aram Tigran’ın yolu daha doğmadan, o karanlık günlerde Kürtlerle kesişti. Birinci Dünya Savaşı’nın başlaması ile birlikte İttihat ve Terakki yönetimi ‘Ermeni Meselesini hal etmek’ için harekete geçti. Yüzbinlerce Ermeni yerlerinden yurtlarından edildi. Suriye çöllerine sürüldü. Amaç onları bu yollarda yok etmekti. Almanların verdiği destekle 1.5 milyon Ermeniyi yok ettiler. İşte Aram Tigran’ın ailesi, Suriye çöllerine sürülen bu ailelerden biriydi. Tigran’ın ailesi, Kürt bir aile tarafından korunmaya alındı. Kendisini Kürtlere borçlu sayan, bir billurvan ve neyzen olan babasının nasihati üzerine Tigran, Kürt müziğine yöneldi. Henüz 6 yaşındayken ud çalmaya başladı ve ilk derslerini babasından aldı. Kimi udilerden aldığı derslerle Kürt makamları konusunda uzmanlaştı.İlk konserini 1953 Newroz gecesinde verdi. (Daha sonra her Newroz günü Kürt kanallarında konser vermek Aram Tigran için bir gelenek oldu.) Kısa bir süre sonra ud çalmayı bırakarak yine Kürt müziğinde çokça kullanılan bir enstrüman olan ve sesi daha yüksek çıktığı için cümbüşü tercih etti. 1966’da ailesiyle birlikte Ermenistan’a göç etti. Erivan Radyosu’nun Kürtçe bölümünde çalışmaya başladı ve ciddi manada ilk müzik eğitimleri de bu döneme denk geldi. Klasik ve modern Kürt şiirine yaptığı besteler ve düzenlemelerle Kürt müziğinde Arami adı verilen ve Ermeni müziğindeki koro tarzına benzeyen yeni bir stil geliştirdi. 1984 yılına kadar radyoda çalışmalarına devam etti ve 1995 yılında ülkesinden ayrılarak Atina’ya yerleşti. Newrozlarda Med TV ve Roj TV’de konserler verdi. Suriye’de PKK Lideri Abdullah Öcalan’ı ziyaret etti. Abdullah Öcalan, her zaman Aram Tigran’dan büyük beğeni ile söz etti.
Toprakları ile buluşma
2006 yılında ilk kez Amed’e geldi. 9. Amed Kültür ve Sanat Festivali’ne katılan Aram Tigran, Amed için yazdığı şarkıyı da seslendirdi. Amed’e geldiğinde annesi ve babasının doğduğu Bêemde [Ermenice Kexriban] ve Kaskê köylerine giden Aram Tigran, duygularını şöyle anlatmıştı: “O dağlara, ağaçlara, derelere, evlere baktığımda içim titredi. Ağladım. Çok canım acıdı. Babamı, annemi, onların yaşadıklarını anımsadım. Çok üzüldüm. Biz nasıl bu topraklarda büyüyemedik diye hayıflandım.” Aram Tigran için Amed’de kendi adıyla açılan konservatuarın faaliyetlerine ise 2016 yılında kayyum döneminde son verildi. Sürgünde dünyaya gelen Aram Tigran sürgünde yaşamını yitirdi. 8 Ağustos 2009’da Yunanistan’da tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirdi. Hrant Dink, “Evet, biz Ermenilerin bu topraklarda gözümüz var. Var, çünkü kökümüz burada. Ama merak etmeyin. Bu toprakları alıp gitmek için değil. Bu toprakların gelip dibine gömülmek için” demişti. Aram Tigran da Amed’e defnedilmeyi vasiyet etmişti. Bu istek devlet tarafından engellendi. Brüksel’deki Ermeni Mezarlığı’nda toprağa verildi, mezarına Amed’den götürülen toprak döküldü.