TJA aktivisti Çağlar Demirel, Kürt diline yapılan saldırıların İmralı tecridinin yansıması olduğunu belirterek, çözümün adresinin İmralı olduğuna işaret etti
İmralı adasında ağırlaştırılmış tecrit koşullarında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’dan 41 aydır haber alınamıyor. Her alana yayılan tecrit politikaları aynı zamanda savaş siyasetinin de derinleşmesine neden oluyor.
Özgür Kadın Hareketi (Tevgera Jinên Azad/TJA) aktivisti Çağlar Demirel, Mezpotamya Ajansı’na (MA) tecrit sistemini ve yansımalarını değerlendirdi.
AKP-MHP iktidarının kriz yaşadığını ve bu süreci Kürtlere baskı, şiddet ve tecrit uygulamalarıyla yönetmeye çalıştığını belirten Demirel, “Kürtlerin dilini, kültürünü yok ederek, hiçleştirerek, asimilasyon uygulamalarını geçmiş tarihten bugüne kadar getiren bir anlayış nasıl yürütemediyse, bugün ki iktidar da bu politikalarla bu süreci yürütemez” dedi.
‘Anti demokratik uygulamalar’
Ülkenin anti-demokratik yöntemlerle yönetildiğini ve demokrasinin olmadığı yerde “başarının da” olmayacağını ifade eden Demirel, “Demokrasiyi oturtabilmenin ve özgürlüğü geliştirebilmenin temel yolu halkların inançlarına, kültürlerine saygı duymaktır. Bu durum bizi, 1990’lı yılların da ötesine götüren bir politikayla karşı karşıya getirdi. Sayın Abdullah Öcalan’a dönük başlayan tecridin bugün bütün halkı genel bir tecrit içerisine aldığını görüyoruz” dedi .
Çözümün adresinin İmralı olduğuna ifade eden Demirel, “Bugün Kürt diline ve kültürüne yapılan saldırıların hepsi tecridin yansımadır. Çünkü iktidar demokrasiyi oturtamadığı sürece krizlerden çıkamayacak” diye belirtti.
‘Çözüm tecridin kaldırılması’
Yaşanan tüm anti-demokratik uygulamaların sonucunda Kürt diline, kültürüne ve halayına yönelik saldırıların başladığını belirten Demirel, “Çözüm tecridin kaldırılması, halkların, inançların özgürce yaşaması. Bütün halklar ancak tecrit kalktığı zaman kendilerini özgürce ifade edebilir. Bunun için de başta İmralı tecridi olmak üzere, toplumdaki bu asimilasyon ve inkar politikalarından vazgeçin diyoruz” dedi.
‘Alternatifsiz değiliz’
Kürtlere yönelik baskının geçmişte de var olduğunu ancak baskı uygulayan hiçbir iktidarın başarılı olamadığını dile getiren Demirel, “Halkları inkar eden, parçalayan, bölen, dilini yasaklayan, kültürünü yasaklayan bir yaklaşımın kabul edilemez olduğunu ifade etmek istiyoruz. Kürt siyasi hareketi hiçbir zaman alternatifsiz değildir, bu durumda da alternatifsiz olmadığımızı ifade ediyoruz” şeklinde konuştu.
‘Dilimizden kültürümüzden vazgeçmeyeceğiz’
Demokratik, toplumcu bir anlayışın hayat bulması için mücadele ettiklerini ifade eden Demirel, “Dolayısıyla biz hiçbir zaman dilimizden, kültürümüzden vazgeçmeyeceğiz, halkımız bundan vazgeçmeyecek. Tutuklamalar yaşadık, katliamlar, yasaklamalar yaşadık. Görmediğimiz şey kalmadı. Bunlar başarılı oldu mu? Hayır, olmadı ve olmayacak. Mücadele sürecek” ifadelerini kullandı.
HABER MERKEZİ