Kürt halkının diline, kültürüne yönelik saldırıları değerlendiren Belkısa Süleymanoğlu Bitkin, Kürt halkının geri adım atmayacağını söyledi
Kürt halkının diline, kültürüne yönelik saldırılar giderek artıyor. Son dönemde, Kürtçe şarkı söyleyen gençlerin ırkçı saldırılara maruz kalıp tutuklanması, düğünlerde ulusal kıyafetleriyle direniş şarkıları söyleyen ve halay çeken kadınların tutuklanması, belediyelerin yazdığı Kürtçe trafik uyarılarının valiliklerce silinmesi saldırıların boyutunu gösteriyor. Saldırıların nedeni ise AKP-MHP iktidarının politikaları.
İzmir’de faaliyet yürüten Jîn Art Huner’in yöneticisi Belkısa Süleymanoğlu Bitkin, Kürt kültürüne yönelik saldırıları Jinnews’ten Nazlıcan Nujin Yıldız’a değerlendirdi.
Son süreçlerde Kürt dili ve kültürüne yönelik bir saldırının olduğunu ifade eden Bitkin, önceki süreçlerde de saldırıların olduğunu fakat şu anki saldırıların ırkçılık temelinde başladığını ve giderek yaygınlaştığını söyledi. Bitkin, “Bu durumu şöyle açıklayabiliriz; geçmişte Kürt dili ve kültürü üzerinden uygulanan özel savaş politikaları nedeniyle halkın yaşamış olduğu bir korku vardı. Yavaş yavaş halk bu korkuyu aştı ve kendi diline ve kültürüne sahip çıkmaya başladı. Artık halkta bir bilinç oluştu. Sonuçta bu bilinç, iktidar ve ırkçılar tarafından görüldü. Son süreçte Kürtlerin diline, kültürüne, halayına yani kimliklerine yapılan saldırıların amacı güçlenen bu bilinci zayıflatmak” şeklinde konuştu.
Saldırılar normalleştiriliyor
Bu saldırılarda saldıranların değil, saldırıya uğrayan kişilerin gözaltına alındığını, tutuklandığını dile getiren Bitkin, buna saldırıların normalleştirmesinin neden olduğunu söyledi. Bitkin, saldırıların normalleşmesiyle birlikte oluşan zihniyeti şu şekilde açıkladı: “Yani iktidar bu şekilde, ‘sen şiddet uygulayabilirsin, baskı oluşturabilirsin hatta öldürebilirsin. Bunu yaparsan suçlu değilsin, ben senin önünü açıyorum. Bir düğünde kendi diliyle şarkı söyleyenlere, halay çekenlere saldırabilirsin. Hiçbir ceza almazsın’ diyor. Böyle yapmalarının amacı ırkçılığın ulaşacağı seviyeyi arttırmak. Kendi dili ve kültürüyle eşit bir şekilde yaşamak isteyen Kürtleri engellemeye çalışıyorlar. Kürtleri bu şekilde korkutarak kimliklerini yok etmeye çalışıyorlar” dedi.
Halkta hırs uyandırıyor
Bu sürecin birçok zorluğa da neden olduğunu belirten Bitkin, yaşananların Türkiye’de ve Kurdistan’ın dört parçasında yaşayan Kürtler için de hiç kolay olmadığını sözlerine ekledi. Kürtlerin dillerini, kültürlerini, kimliklerini savunmak için büyük bir mücadele verdiklerini vurgulayan Bitkin, “21. yüzyılda dil, kültür, kimlik mücadelesi veren bir halkın acısını bütün dünya paylaşmalı. Bu çok zor bir durum. Bunun etkisi nasıl görülüyor? Evet, bazı insanlarda bir zayıflık çıkıyor ortaya ama gerçekte halkta bir hırs uyandırıyor. Buna karşı halk kararlı bir duruş sergiliyor. Örneğin, bu saldırılar halkın düğünlerde yöresel kıyafetleriyle, kendi dilleriyle söyledikleri şarkıların eşliğinde halay çekmeleriyle başladı. Bu insanlar tutuklandılar. İnsanların buna cevabı ne oldu? Halkımız sokaklara çıkıp ‘Eğer siz bizim halaylarımız nedeniyle bizi gözaltına alıyorsanız, işkence ediyorsanız, bize dava açıyorsanız biz de her daim halaylarımızı çekmeye devam edeceğiz’ dedi” diye ifade etti.
‘Saldırılar başka boyuta ulaştı’
Geçmişte de Kürtlerin diline, kültürüne, kimliğine yönelik saldırıların olduğunu tekrarlayan Bitkin, bu süreçteki saldırıların başka bir boyuta ulaştığını vurguladı. Bitkin, şöyle dedi:
“Cezaevinde, defterine Kürtçe şarkı sözü, Kürtçe şiir yazan tutsaklara hücre cezaları verildi. Bu ne kadar mantıklı? Zaten tutsaklar, cezaevinde, dört duvar arasında. Gidecek bir yerleri, yapacak bir şeyleri yok. Sadece Kürtçe bir şiir yazmışlar, defterlerine Kürtçe sözler yazmışlar. Bu nasıl okunmalı? Bambaşka bir boyuta ulaştı bu durum. Neden? Çünkü Kürtlerin kimliği yok edilmek isteniyor. Birçok kez, birçok alanda Kürtlerin diline, kültürüne saldırıldı. Tiyatrolar iptal edildi, oyunlar iptal edildi, Kürtçe paneller yasaklandı. Her şey yapıldı ama şimdi düğünlerle başlayan bu saldırılar, Kürt inşaat işçilerine kadar yansıdı. Yavaş yavaş birçok alana yayıldı ve en sonunda cezaevinde Kürtçe yazılar yazan, şiirler yazan tutsaklara kadar ulaştı bu saldırılar.”
Daha kararlı olacağız
Kürtlerin yüzyıldır saldırılara maruz kaldığına dikkat çeken Bitkin, bu saldırılara rağmen Kürtlerin kararlı bir duruş sergileyerek dik durduğunu ifade etti. “Kürtler kimliklerine sahip çıkmakta kararlı” diyen Bitkin, kültür kurumunda çalışan biri olarak kendisinin bu kararlı duruştan dolayı çok mutlu olduğunu paylaştı. Bir tarafta yoğun saldırıların olduğunu bir tarafta da büyük bir mücadelenin olduğunu sözlerine ekleyen Bitkin, “Bu, Kürt halkı için yeni bir durum değil. Kürt halkı yüz yıldır mücadele ediyor, bundan sonra da mücadele edecek. Bunu her zaman söylüyoruz, biz dilimizde, kültürümüzde, sanatımızda her daim kararlı olacağız. Hiçbir saldırı karşısında bir adım geri atmayacağız. Kürt halkı hiçbir zaman geri adım atmayacak. Çünkü dili ve kültürüyle yaşamak Kürt halkının hakkı. Bu tüm halklar için de öyle Kürt halkı için de öyle. Bu yüzden ben hiçbir saldırının Kürt halkına geri adım attırmayacağına inanıyorum. Tam tersine Kürt halkı dilini, kültürünü, kimliğini savunmak konusunda daha kararlı olacak” dedi.
İZMİR