Göç Haftası’na ilişkin açıklama yapan Mezopotamya Göç İzleme ve Araştırma Derneği, savaş ve sermaye işbirliğinin insanları yerinden yurdundan ettiğini belirterek, “ Kürt halkı belleksiz bırakılmak istendi” dedi
Mezopotamya Göç İzleme ve Araştırma Derneği, 14-21 Haziran Göç Haftası’na ilişkin Diyarbakır’ın Sur ilçesinde bulunan tarihi Dört Ayaklı Minare önünde açıklama yaptı. Açıklamaya Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır İl Örgütü, Amed Emek ve Demokrasi Platformu üyeleri katıldı.
Açıklamayı yapan Dernek Eşbaşkanı Veysel Moray, geçtiğimiz günlerde GÖÇ-İZ-DER’e yapılan hukuksuz gözaltı ve tutuklamaları kınayarak konuşmasına başladı.
Mecburi iskân politikası
14 Haziran 1934 yılında Mecburi İskân Yasası’yla birlikte 14-21 Haziran tarihlerinin Göç Haftası olarak ilan edildiğini söyleyen Moray, “Şark Islahat Planı ile beraber Kürt göçü yasal bir dayanak doğrultusunda gerçekleştirilmeye başlanmış ve Kürt halkı, 80’li yıllardan itibaren başlayan köy boşaltmaları ve köy koruculuğu dayatması, sonucu savaş ve sermaye işbirliği ile yerinden yurdundan edilmektedir” dedi.
Kürt halkı göçe zorlandı
Kırsalda yaşayan halkın geçim kaynağı olan mera alanlarının, meyve bahçeleri, dağları ve ormanlarının içerisindeki canlıların yakılıp, bölge halkının zorunlu göçe ve yoksulluğa sürüklendiğinin altını çizen Moray, “2015 yılında çözüm sürecinin bitmesi ile beraber Sur, Cizre, Nusaybin, Silvan, Şırnak gibi Kürt kentlerinde başlayan çatışmalı süreç sonucunda; kentler yıkılıp sivil halk zorunlu göçe maruz bırakıldı. Kürtlerin yaşadığı yerler sermayenin acımazlığına teslim edildi ve halkın kendi yaşadığı evler halka tekrar fahiş fiyatlar ile satılmak istendi. Bunu kabul etmeyen bölge halkı, mahallesinden, kentinden göç etmek zorunda bırakıldı. Yakınlarından ve kültüründen uzaklaştırılan halk, ekonomik ve sosyal yoksulluğa sürüklendi. Yıkılan ve boşaltılan kentlerde, Kürt halkının tarihsel ve kültürel değerlerine uymayan yapılar inşa edilirken, Kürt halkı belleksiz bırakılmak istendi “diye konuştu.
DİYARBAKIR